YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Spor'dan

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Sydney değerlendirmesi

Sydney 2000 Olimpiyatları'nı geride bırakırken, her spor organizasyonunun ardından olduğu gibi, bu defa da "Ahların Vahların" ağlamaklı konuşmalarının ardı arkası kesilmiyor. Kimine göre şanssızlık, kimine göre hakem haksızlığı, kimine göre kura şanssızlığı bu sonuçları doğurdu.

Ancak her zaman olduğu gibi iddia ediyoruz ki bunların hiç biri sürpriz değil, gerçek rahatsızlıklar bu. Bu zihniyetle başarının gelmesi de mümkün değil. Ülkemizde spor anlayışı sporun tarifi bu şekilde yapıldığı müddetçe de sporun gelişmesi mümkün değil.

Önce sporun bir tarifini yapalım. Sport kelimesinde bulunan (S) harfi sitemi; (P) harfi prensibi, (O) harfi otoriteyi, (R) harfi rekoru Türkçe'de kullanılmayan ancak spor kelimesinin uluslararası kelimelerinde bulunan (T) harfi de tayming, yani zamanlamayı gösterir.

Yukarıda saydığımız bu kalitelerin hangisine Türkiye'de rastlamak mümkündür. Sporumuzda, sporun içinde bulunması mutlak elzem olan ne sistem, ne prensip, ne otorite, ne rekor, ne de zamanlama mevcuttur. Gayet ilkel düşünce, ilkel araç ve ilkel insanların elinde bu Türk sporunun daha başarılı olması bu şartlar içinde başarılı olması veya yükselmesi mümkün değildir.

Kalite yönünden bu oluşumda olan sporumuzun "guantite" yönünde yani sayısal yönden farklıdır. Cevabımız yine hayır olacaktır. Zira 65 milyon nüfuslu olan ülkemizde "yürüyüş" dahil spor yapan kişilerin sayısı çok az denecek rakamlara ulaşmaktadır. Yani 65 milyon ülkemizde tekrar ediyorum "yürüyüş" dahil amatör manada spor yapanların 3-5 milyonluk ülkelerden Litvanya, İsviçre, Belçika, Hollanda da spor yapanların sayısına erişmektedir. Bu yüzden Litvanya, basketbol yarı finalini oynarken her sahada olduğu gibi bu sahada da dünyanın en güçlü ülkesi olan Amerika Birleşik Devletleri'ne kök söktürmüş son dakikada attığı şut potayı bulsa belki de basketbolda, Amerika'nın yerine Olimpiyat Şampiyonluğunu kazanmış olacak.

Sporu kalite ve kantite yönünden ele aldıktan sonra, şimdi ruhsal ve mücadele yönünden ele alalım. Ülkemiz insanı önce sporu sevmemekte, sporu sadece para kazanma unsuru olarak görmektedir. Sporculara vadedilen büyük paraları onlar için hayallerini süslemekte ve bu hayaller söndüğü zaman da mindere çıkmayan güreşçiler, kilo düşmeyen halterciler, ay-yıldızlı formayı taşımak istemeyen sporcularla karşılaşmaktayız.

Bir başka deyimle ay-yıldızlı formayı taşımak bu tip anlayışa sahip sporcular tarafından adeta bir angarya haline gelmiştir. Sporun tamamı amatörce yapılmayacağına inandığımız gibi şişirilmiş, büyük paralarla tamamen profesyonel anlayışla da yapılmayacağına inanmaktayız. Bu bahaneden her konuda olduğu gibi ölçüyü burada elden kaçırmamak gerekir.

Ayrıca biz ülke olarak spor yapmayı ve seyretmeyi çok az seviyoruz. TRT'miz 15 gün süreyle yaptığı Olimpiyat Oyunları'nın yayınlarını seyredenlerin seyredemiyenlerin sayısı arasında bir reyting araştırması yapsak, bu rakamın çok düşük olduğunu görürüz. Hatta futbol sevgisini Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş dışına çıkarırsak futbolda bile seyirci sayısı çok az rakamlara dayanır. Bu üç büyük kulübümüzk arasındaki mücadelede de spordan çok rekabet unsuru vardır. Ankara'nın iki güzide spor kulübü maç yaptığı sırada seyirci sayısı 3-5 binde kalmaktadır. Durum böyle iken yani sporcu yönünden hem sporsever, seyirci yönünden bu kadar zayıf bir ülkede "Olimpiyat Oyunları" düzenlemek fikri hayalden öteye gidemez.


7 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...