Türkiye'nin birikimi... | ||
|
İş Güvencesi yasa tasarısı nedeniyle hükümete, 'desteklerini çekmek' tehdidinde bulunan işverenlere, işçi sendikaları konfederasyonları başkanlarından sert tepki geldi. Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, işverenin tavrının diyalog ve uzlaşma ile bağdaşmadığını vurgularken, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, patronları çifte standart uygulamakla suçladı.
Patronların AB'si ayrıKESK'in Armada Hotel'de düzenlediği "AB ve Türkiye'de İnsan Hakları ve Sendikal Özgürlükler" paneline katılan konfederasyon başkanları, genel grev ve toplu eylem mesajı verdiler. İki gün sürecek panelin açılış konuşmasını yapan KESK Başkanı Siyami Erdem, sermayenin, demokratikleşme üzerinden değil, tamamiyle kendi çıkarları doğrultusunda tutum aldığını söyledi. Sermayenin demokrasi havarisi görünmesine aldanmayacaklarını ifade eden Erdem, "Türkiye çalışma mevzuatı kabul ettiği ILO sözleşmelerine uygun hale getirilmelidir" dedi. Erdem, sendikaların, sermayenin çalışanlara yönelik saldırılarına karşı daha fazla işbirliği ve dayanışma ile karşı koyması gerektiğini vurguladı. Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Salim Uslu, çalışanlarla işverenlerin AB'den beklentilerinin birbirinden çok farklı olduğunu öne sürerek, "Bizik kafamızdaki AB başka, iş güvencesi yasasına karşı Sabancı Senter'de biraraya gelen patronların, askerin, siyasilerin kafalarındaki AB başka" diye konuştu. İşverenlerin Sabancı Senter'de yaptıkları görüşmeye de değinen Uslu, TİSK Genel Başkanı Refik Baydur'un açıklamalarının diyalog ve uzlaşma ile bağdaşmayan sözler olduğunu belirterek, "Çalışma koşulları Uzakdoğulu, işverenleri koruma koşulları Avrupalı olsun diyemezsiniz" dedi. Baydur'un güç birliği çağrısını eleştiren Uslu, "Ne demek güç birliği, savaş hazırlıkları, baltaları bilemek? Bu anlayış yarın uzlaşma için karşımıza çıkarsa, bu mektubun altına kimin imza attığını sorarız" diye konuştu.
Toplu greve giderizDİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de işverenlerin bir yandan demokrasiden dem vururken, diğer yandan sendikalıların işten çıkarılmasını önlemek gibi en küçük bir özgürlüğe dahi karşı çıkmasını çifte satandart olarak değerlendirdi. Daha sonra söz alan Türk-İş Genel Sekreteri Hüseyin Karakoç, işverenlerin İş Güvencesi yasasına karşı çıkmasına bir anlam veremediğini ifade ederek, çalışanların kazınılan haklarının geri alınması durumunda toplu greve gideceklerini söyledi.
Hükümete desteği gözden geçiririzTürkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Refik Baydur, Çalışma Bakanlığı tarafından hazırlanan iş güvenliğine ilişkin yasa tasarısında ısrar edilmesi halinde işverenin ekonomik programın başarısı için gerekli uzlaşma ortamını sağlamayacağını belirterek, hükümeti tehdit etti. Baydur, TİSK tarafından alternatif olarak hazırlanan 'yeni ve çağdaş iş kanunu taslağı'nın tartışılması amacıyla Sabancı Center'da düzenlenen toplantıdaki konuşmasında, "Bu kanun bir gecede ayarlanmış, ucunda sendikalarla dost olma fonksiyonu taşıyan, sendikaları koruma kanunudur. Bu işçi ye hiçbirşey getirmiyor" dedi. Sanayicileri taslağa karşı birleşmeye çağıran Baydur, işveren dayanışmasına ihtiyaç bulunduğunu da belirterek, "Hepiniz insanlarımızla ve sizi temsil eden siyasilerle konuşmalısınız. Türkiye'nin geleceğini beraberce hazırlamalıyız" dedi.
Desteği geri çekme tehdidiİş güvencesi yasalaştığı takdirde ekonominin dinamizminin yok edileceği savunulan sunuşta, son derece "masum" gözüken taslağın yeni sorunlara yolaçacak nitelikte olduğu, 158 sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmesiyle uyumlu bir düzenleme de olmadığı öne sürüldü. Ekonomik istikrar programının başarısı için işçi-işveren uzlaşmasının zorunlu olduğu kaydedilen sunuşta, hükümet programında bulunmayan iş güvencesi taslağının, uzlaşma zeminini ortadan kaldıracağı kaydedildi. Baydur'un hazırladığı sunuş şöyle devam ediyor: "Bu yasa taslağı gündemde kaldığı sürece, bütün kuruluşlarımızın programa verdiği destek ve Ekonomik ve Sosyal Konsey'e katılımı konuları yeniden gözden geçirilmelidir. Bu konuda işveren kuruluşlarına gerekli yetki tanınmalı ve desteklenmelidir."
Önce çağdaş iş kanunuSunuşta, "Taslak, çalışacak işyeri bulamayan, ancak iş güvencesine sahip işsizler yaratacaktır. Tıpkı devlette olduğu gibi... Hükümet iş güvencesi taslağını gündeme almakla, işsizlikle maücadele etmeyeceğini, aksine onu büyüteceğini peşinen kabullenmiş olmaktadır" denildi. Sunuşta daha sonra, şu görüşler dile getirildi: "Türkiye'de hükümet, yeni pranga yasalarla işçilik maliyetini rekabet edilemez düzeylere çıkarmaya ve uluslararası normlara aykırı şekilde herkesi sendikalı yapmaya çalışmaktadır. Hükümetimizden tek isteğimiz iş hayatını iş güvencesi olup olmadığı tartışılabilecek olan birkaç maddelik yasalar ile daha da katılaştırmak yerine, 1936 tarihli iş kanununu dar kalıplarından kurtarıp çağdaş iş kanuna kavuşturmasıdır."
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|