Doğuda bilim'in mutlak suretle masalsı, efsanevî bir yanı vardır. Bu Farabî de olsun, İbn-i Sina da olsun daima müziğe kulak kabartmaları sayesinde olmuş bir melekedir. Bu masalsılığın olumsuz olmadığını, subjektiviteye dayanmadığını biliyorum. Zira yaşamın ritüellerini sıkıcılıktan kurtarmak, bilimin doğmatikliği karşısında eğilmemek için bu bizim -doğulu insanın- hikayemizde daima olagelmiştir.

İlme ve aşka aşıktı

Şark'ın Dehası/İbn-i Sina adlı roman da tamı tamına efsanevî bir hayatın, ilme ve aşka adanmış bir kimsenin hikayesi. Hala etkisini dünya tıbbında gösteren, modern tıbbın sacayaklılarından olan İbn-i Sina bu romanda hakkıyla 'Batışı olmayan güneş' olarak tasvir edilmiş. Belgesel niteliği olmakla birlikte bir şark masalının gizemini de içinde barındıran roman İbn-i Sina eksenli dönemine ışık tutarken harikûlade aşkları da konu ediniyor.

Emirlerin aralarındaki kıyasıya iktidar kavgaları, emir çocuklarının aşkları, bir alimin-tıp dehasının önünün daima kesilmek istenmesi ve saadetin asla ucuz olamıyacağı... Romanın dinamikleri bu olaylar içerisinde.

Gönül doktroruydu

Beni en çok etkileyen ise Av, Gizemli Hastalık, Ümitsizlik ve Mütatib bölümleri oldu. Kays'tan, Kerem'den, Kaynes ile Lübna'dan bölümleri okur gibi oldum bu bölümlerde. Bir de psikiyatrinin can alıcı çözümleyiciliğinin ilk örneğiyle karşılaştım. Emir'in oğlunun aşık olduğu kızı terennüm ettiği sahnede. İbn-i Sina bir bilgin ve gönül doktoru oluyor bu bölümlerde. Ve aşkın hallerini gösteriyor bir bir hastanın üzerinde.

İbn-i Sina öğretti ki;

İbn-i Sina öğretti ki aşk; onbir merhaledir. Onuncu merhalede mecnunluktan kurtulabilenler, onbirinci makamda yardan gayrısına tahammül edemediler. 'Batışı Olmayan Güneş'i okurken, ondan gayrısına tahammül edemeyeceksiniz.

Şarkın Dehası İbn Sina, Nurullah Larudi, İnsan Yay., Tel: 0 212 642 74 84