YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

Kötü yönetim ve darbe söylentileri!..

Watergate Skandalı'ndan ötürü devrilen Başkan Nixon'ın yerine, yardımcısı Gerald Ford geçmişti..

Bu Başkan hakkında, Amerika'lılar hep fıkralar üretirdi..

-Başkan Ford, aynı anda iki işi birden yapamaz, denilirdi mesela..

Çünkü Başkan Ford, sakar bir adamdı.. Yürürken, yanındakilerle konuşmaya kalkınca, bir keresinde sendeleyip, yere düşmüştü..

Amerika'lı mizahçılara göre, Başkan Ford, yürürken konuşamazdı..

"Aynı anda iki işi birden yapmamak" olgusunu, daha da geliştirmişti Amerikan mizahçıları..

-Gerald Ford, doğum kontrol aygıtı olarak sakız kullanır.. Çünkü sakız çiğnerken, başka iş yapamaz, diye şaka yaparlardı..

Türkiye de, Gerald Ford'a benzeyecek diye ürküyoruz bugünlerde..

Mesela, hem Amerikan Kongresi'ndeki "Ermeni Tasarısı" ile uğraşıp, hem de Amerika ile stratejik ittifakın gereği olan dostluğu sürdüremez miyiz?

Ama galiba bu pek mümkün değil..

Baksanıza, "Ermeni Tasarısı"na karşı atılması planlanan adımlara..

-İncirlik Üssü kapatılabilir..

-Irak'a uygulanan ambargo delinebilir..

-Irak'a uçak seferleri başlatılabilir..

Bilmem işin ciddiyetinin farkında mısınız?

Erbakan, Birleşmiş Milletler ambargosundaki Libya'ya gidip, Kaddafi ile buluştuğu için, O'nun ve Türk demokrasisinin başına gelmeyen kalmadı..

"28 Şubat"ı simgeleyen bazı yüksek rütbeli subaylar, bu sayede Washington'un gözdeleri oldular..

Şimdi Türkiye'nin mevcut yönetimi de, Birleşmiş Milletler ambargosunu delip, Saddam'a destek vermeyi, Ermeni Tasarısı'na karşı "misilleme" diye sunmayı tasarlıyorlarmış..

Demek Erbakan'la Ecevit'i, sadece "Adil (veya Hakça) Düzen" paradigması bağlamıyormuş..

.................

Bizim "aynı anda iki işi birden yapmamak" konusundaki takıntımız, "Banka boşaltma operasyonları" için de geçerli galiba..

Anladık.. Murat Demirel, "Ege-Bank"ı boşaltmış..

Peki ama, boşaltılan tek banka Ege-Bank mı ki?

İnter-Bank sonrası operasyonda, kamulaştırılıp, Mevduat Sigorta Fonu'na devredilen bankaların sayısı, Ege-Bank'la birlikte altıydı..

Bu arada listede yedinci bir bankanın da bulunduğu, yaygın biçimde konuşuluyordu..

Sonra, yaygın biçimde Ankara'da olay konuşuldu..

Bu "7'nci Banka"nın yetkilileri, Ankara'ya gitmişler. "İktidar"a baskı yapmışlar..

İktidarın önde gelen bir yetkilisi de, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Uluğbay'ı evinde ziyaret etmiş.. Öylesine sıkıştırmış ki Uluğbay'ı.. Sonunda, Uluğbay tabancasını başına dayayıp, tetiği çekmiş..

Uluğbay, cankurtarana bindirilirken, onun yardımına ilk koşan da, onu sıkıştırıp, canına tak ettiren bu önde gelen iktidar yetkilisi olmuş..

Şimdi soruyoruz..

Bu banka boşaltmalarda, Murat Demirel'den başka isim ve Ege-Bank'tan başka banka yok mu?

İnter-Bank 64'üncü madde ile gözetimdeyken, Cavit Çağlar'a nasıl oldu da, bir kamu bankası daha verildi?

Uluğbay, neden kendini öldürmek istedi?..

Ve dünkü "Akşam"da, Şakir Süter'in yazısına bakın..

-Ankara'da darbe söylentileri var.. Bunun gerekçesi olarak da "yaygın yolsuzluk söylentileri" gösterilecek, diyor Şakir Süter..

Gerçekten, biz demokrasi ve hukuk düzeni içinde "temizlik" yapamaz mıyız?

"Ermeni Tasarısı" yüzünden, Birleşmiş Milletler'e ve Amerika'ya "rest" çekmeden, konu ile uğraşamaz mıyız?

ŞAKA

Rektör ve mezunlar..

Rektör Alemdaroğlu, "mezunlar"la birlikte olmaya dayanamamış anlaşılan.. İstanbul Üniversitesi'nin bir mezunu olan Turizm Bakanı Mumcu'nun Rektör'e verdiği ders hatırlarda..

Şimdi Alemdaroğlu, 8 Ekim'de bir "Mezunlar Günü Partisi" veriyor.. Bu davette, "Efes Pilsen Bira, Coca-Cola, köfte, patates" ikram edileceği de, Rektörlüğün davetiyesinde belirtilmiş.

Bakarsınız mezun-Bakan Mumcu, bu davette biraları içip, köfteleri yer ve susar..

MİLOSEVİÇ

Canlı yayından demokrasi!

Sırp Kasabı Miloseviç'in nasıl devrildiğini, yine canlı yayınlarla izledik..

Tıpkı Bağdat'ın bombalanmasını, Sovyet Parlamentosu'nun yıkılmasını ve Belgrad'ın füzelenmesini izlediğimiz ve Çavuşesku'nun devrilmesini seyrettiğimiz gibi, "Miloseviç'in sonu"nu da, canlı yayınlarla, yerinde yaşadık..

Bu yeni, medyatik bir dünya..

İsrail'lilerin kurşunları ile, babasının kolları arasında katledilen minik Filistinli'nin acısını da, hepimiz evlerimizde yaşadık..

Bu yeni dünyada, hiçbir konu "mahallenin ayıbı" olarak, ört-bas edilemiyor..

Ve herkes biliyor artık..

"Çağdaş uygarlık" demokrasinin yanında..

Televizyonlara çıkıp demeç veren Clinton da, Blair de, Schroeder de, Miloseviç'den "oy hırsızı" şeklinde söz ediyor..

Ve daha da kötüsü, hem Miloseviç, hem Saddam, birer savaş suçlusu.. Ulusal egemenlik haklarını kötüye kullandıkları için, uluslararası adaletin sanıkları oldular..

Bu "yeni dünya"yı anlamamak için direnenlere son örnektir Miloseviç..


7 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...