YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

Türkiye ve İsrail?

Ermeni karar tasarısı çıktı veya çıkmadı. Daha şimdiden etekleri tutuşan mı ararsınız; "işte gördün, adamı böyle terbiye ederler!.." cinsinden, açık-gizli bayram havasına girenleri mi? Özellikle bu ikinci sınıflar, daha şimdiden sûreti haktan bir havada, Türkiye'ye akıl verme yarışındalar. Aman İncirlik'i dile dolamayın, Keşif Güc'e set çekmeye kalkışmayın cinsinden nasihatler.

Şu anda en lâzım gelen şey ise, Avrupa Birliği'ne giriş meselesini bir rüya gibi sunan ve ABD ve musevî lobilerinin tezleri doğrultusunda, durmaksızın Türkiye'ye hava basan sınıfların masum nasihatlerine karşı, alabildiğine ihtiyatlı olmak!.. Yani, üretilmek istenen "yalnızlık ve çaresizlik" sendromuna, Türkiye'nin kendisini teslim etmemesi!..

İllüzyonun sonu

Bu bakımdan, kolu-kanadı budanmış Ermeni tasarısı dünyanın sonu değil. Çünkü buranın, yani bu toprakların adı Türkiye!.. Ne göl ve dağ cenneti İsviçre'de, ne de düşmansız bir coğrafya olarak Kanada'da yaşadığımızı sanmayalım. Türkiye'nin karşılaştığı bu muzâyaka ne ilktir, ne de son olacak. Depreme alışık yaşamak gibi; Batının ve Ortadoğu'nun, Balkanlar veya Kafkasya'nın her hangi bir problemi bulunmasın ki, o problem Türkiye'yi ilgilendirmesin. Bizim bölgemizdeki her kriz, anında uluslararası bir niteliğe yükselir. Bu tür yüksek tansiyonlu yaşamaklar hem bu ülkenin kaderidir, hem de bu milletin!.. Sömürge edilgenliğini içselleştirmediğimiz için de, doğan her bölgesel kriz bize biraz ağır gelir, ulusal onurumuzla oynanmış hissederiz kendimizi. Buradan da bazıları garip santimantal sonuçlar üretir: Ya garip bir şark melodramı kaplar yürekleri; ya da ruhları sömürgeleşmiş bir sınıfın dediği gibi, 'Niçin emperyal güçlerden birinin çizdiği şartlara teslim etmiyoruz kendimizi' diye, hasta sayıklamalarına girişilir.

Kanı kurumuş, özellikle son gelişmeler dolayısıyla da mantığı iflâs etmiş ve zekâsı donmuş bazıları, maalesef bana şimdi böyle görünüyor. Avrupa Birliği meselesine Yeni Osmanlılar ve Midhat Paşa mantığıyla, yani sırf rejim, anayasa ve hürriyetler bazında yaklaşan sınıflar için söylüyorum bunları. Bu naif idrakler, 1908 meşrutiyetine de böyle yaklaştığımızı nasıl olur da unuturlar? Siz böyle yaklaşabilirsiniz, fakat Batı'nın yaklaşmadığı ortada.

Dolayısıyla daha gerçekçi olmak ve Avrupa Birliği politikalarını tek ayaklı algılamalara teslim etmemek gerekiyor. Yani illüzyona baş vurmamak, gerçek tabloyu olduğu gibi ortaya koymak ve bu ülkenin tarihî nasyonuna yakışır bir temsil hüviyeti içinde pazarlıkçı bir tavır sergilemek!.. Aksi halde mütâreke yıllarının yanlışlığına sürükleriz bu ülkeyi.

Türkiye-İsrail krizi mi?

Bir defa şu soruyu soralım kendi kendimize? Düğün değil bayram değilken, ne oldu da Türkiye, uluslararası bir kıskaç altına sokuldu? Bu soruyu kendi kendine sormayan bir idrak, nasıl bir gelecek tasarımı geliştirebilir? Öyleyse biz cevap verelim:

Türkiye'nin yaşadığı kriz, İsrail ile ilişkilerde başgösteren bir krizdir ve bunun yansıması Ermeni tasarısı olarak tezahür ediyor. Bir defa bunun adını koyalım!.. Dört ay önce, İsrail eğitim bakanlığının soykırım edebiyatını müfredata soktuğunu ve aynı tarihlerde Ermeni tasarısının ABD'de gün ışığına çıktığını kimse unutmamalı? Çokları unutsa bile, Türkiye'de bunları unutmayanların varlığını nasıl olur da ihmal ederiz?

Ama asıl fitilin ateşlenmesi, Türkiye'nin FKÖ-İsrail anlaşmasında geliştirdiği son/yeni perspektifle ilgilidir. Türkiye yeni bir Kudüs planı ortaya koymuş ve Doğu Kudüs'ün Filistin ulusal sınırları içinde kalmasında, Mısır'la beraber ısrar etmiştir. "Mescid-i Aksa'ya Ayasofya Modeli" saptırması, maalesef Barak'ın Türkiye ziyaretini takip eden bir-iki gün içinde tezgâhlandı ve Hürriyet bu işe alet edildi.

Şerbetli ülke: Türkiye

Artı son bir yıldır Türkiye, İsrail'e vermeyi taahhüt ettiği ihalelerden bir bir vazgeçti. 28 Şubat şartlarındaki ortak tatbikatlardan hiç söz ediliyor mu? Peki İsrail Genelkurmay Başkanı'nın ziyaretleri, iki defadır niçin tehir ediliyor? Siz bunu İsrail mi yapıyor sanıyorsunuz? Şöyle bir günde, Arap-İslâm alemine nanik çıkarmak için İsrail, böyle bir ziyarete can atmaz mıydı sanıyorsunuz?

Bu bakımdan ben şahsen, Ermeni tasarısının ardında, musevî lobilerinin bulunduğu gerçeğini Türkiye'nin iyi tesbit ettiği kanaatindeyim. Mesele ciddidir, fakat kaygıya da gerek yoktur. Böyle çok bâdireler geçirdiği içinde, ayrıca bu ülke şerbetlidir. Ama halkını yitiren bir yönetim trajedisine ne demek gerekir, onu bilmiyorum. Allah akıl-fikir versin vesselâm!..


7 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Necmettin Türinay

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...