YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Çoksesli halk müziği faciası...

TRT kanalında bazen TRT İstanbul Radyosu Türk Halk Müziği Korosu'nun çokseslendirilmeye çalışılmış türkülerini dinlerim. Türkülerin çokseslendirilmiş hallerini dinleyince, gözümün önüne bir köy meydanına toplanarak türkü söyleyen kadınlı erkekli, sesi güzel köylülerden oluşan köy korosu gelir. Köy kadınları ve erkekleri, çoksesli halk müziği korosundaki yerlerini, ses gruplarına göre alırlar, sazlar yine bir halk müziği çoksesli koro disiplinine göre yerlerini alır... çoksesli müziğe vâkıf öğretmen veya muhtar da bageti eline alıp koronun başına geçerek koroyu büyük bir titizlikle yönetir. Bu, köylerimizde yaşayan bir gelenektir. Bilindiği gibi her köyün bir "çoksesli" korosu vardır, koristlerin her biri iyi bir müzik bilgisine sahiptir. Böyle olunca da, halk müziğimiz köylerde ve kasabalarda nasıl icrâ ediliyorsa, doğal olarak halkın bir yansıması olan TRT'ye de bu icrâ tarzı olduğu gibi yansır ve halk müziği türkülerimiz, aslına uygun olarak çoksesli icrâ edilir. Ziya Gökalp'in tezi tutmuştur. Halk müziği ezgilerine, batı müziğinin çokseslilik kuralları uygulanmaktadır ve harsımızın müziği böylece ortaya çıkmaktadır. Bu konuda Macarlar'dan gerekli ders alınmıştır.

Bu şaka bir yana, son zamanlarda halk müziğimizin tabiatına aykırı uygulamalar var, bu uygulamalar halk müziğimizi güzelleştireceğine bence çirkinleştiriyor. Bir türküyü çokseslendirerek okumak, onun tabiiliğini bozmaktır. Bu tür deneyleri, başka şeyler üzerinde yapmanın daha doğru olacağını düşünüyorum. Türkülerimize batı müziğinin armoni kurallarını uygulayarak çoksesli hâle getirdiğini düşünenler, çoğunlukla İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı'nda halk müziği eğitimi görmüş kimseler. Kafaları karışık, bence ne tam olarak batı müziğini ve bu müziğin tekniğini, ne de halk müziğini öğrenebilmiş kimseler. Bir-iki yıl önce muhafazakâr kanallardan birinde türkü programı yapan genç halk müziği icrâcısı, çıkardıkları türkü kasediyle ilgili olarak haber programına kendisini konuk eden "haber spikeri"ne şunları söylemiş, türküleri nasıl armonize ettiklerini şöyle anlatmıştı: "Üst melodisini unison olarak okuduk, altta batı soundu...". Üst melodi unison, altta batı soundu, ilginç bir teknik. Yani melodi tek ve aynı ses, ama eşlik partisi çoksesli.

Şunu unutmamak gerekir ki, batı müziğindeki standardizasyon ve sınıflandırma, çoksesliliğe göre yapılmış. İnsan sesi ve enstrumanlar sınıflandırılmış. Değişik insan sesleri ve değişik enstrumanlar için ayrı ayrı anahtarlar kullanılır Batı müziğinde. Türk Halk Müziği eserleri çokseslendirilirken, enstruman partileri nasıl yazılıyor, bilmiyorum. Meselâ bağlama hangi anahtardan, mey, zurna, kabak kemâne gibi geleneksel sazlar hangi anahtardan çalar? Bağlama sanatçısının eser icra ederken kafasına göre akor basması, çalınan ezginin çokseslendirilmiş olması için yeterli olabilir mi?

Türk Halk Müziği'nin -doğru veya yanlış- çok sesliliğe Klasik Türk Müziği'nden daha elverişli olduğu söylenir ama, orada da böyle bir sınıflandırma ve standardizasyon yok... çokseslilik disiplinine ait en küçük ve doğru bir çaba yok, doğru dürüst teorik bir çalışma ne yazık ki yok. Türkülerimiz hangi ehil ellerde ve hangi kurallara göre çoksesli hâle getirilmiş, belli değil. Çok basit bir armoni kuralı aklıma geliyor. Bu kural Theodor Dubois'da da, Walter Piston'da da değişmeyen bir kural: "Ezgi ve bas partilerini, imkânlar çerçevesinde aynı yönde hareket ettirmekten ve aynı anda birlikte atlayış yaptırmaktan kaçınmak gerekir." Bu, bir çokseslilik kuralı. Ama bu basit kural bile, çokseslendirildiği düşünülen türkülerde epeyce ihlal edilmiş. Yani ezgi ve bas partileri o kadar çok aynı yönde hareket ettirilmiş ki... nerede kaldı çokseslilik, nerede kaldı batı soundu!

Bir şeyin tabiatına aykırı işler yapılmaya kalkıldığı zaman, o şey çirkinleşiyor. "Çokseslendirelim" derken, Türk Halk Müziği'nin tabiatına uygun olmayan şeyler yapılıyor. Konu ciddî. İşi ehline bırakmak gerekiyor.


7 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...