YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Avrupa yoksa duydu mu sesimizi!

Hukuk yolundan bir kere sapıldı mı ardından nelerin geleceğini kestirmek mümkün olamıyor. Bunu hem yoldan sapanlar, hem de bu sapmanın mağdurları kestiremiyorlar. Türkiye'de son 4 yıla damgasını vuran baskıcı uygulamaların, "Siyasal İslam"la mücadale adına yaşanan hukuksuzlukların ülkeyi getirdiği nokta da işte budur: Bir adım sonrasının kestirilemediği bir siyasal kaos!... Sözgelimi, Fazilet Partisi olmaksızın siyasetin rayına oturmasının mümkün olmadığı bilindiği halde; hala bu partiye karşı meşru olmayan zeminlerde karar oluşturma çabaları sergileniyor. Türkiye, Refah Partisi'nin kapatılmasının doğurduğu siyasal boşluğu ve gerçek istikrara yönelik tehditi bir türlü bertaraf edemiyor. Ama, merkez sağı tanzim edemeyen mahfiller, -ki hiç şüphesiz bu da siyaset dışı güçlerin görevi değildir- bu kez de FP'ye güç yetirebilmenin hesabını yapıyorlar. Kaos, buradan çıkıyor.

AP Raporu'ndan şaşırtıcı cümleler

Anayasa Mahkemesi'nin Fazilet Partisi hakkında ne karar vereceği belli değildir. Ama, herkes biliyor ki bu davada mahkeme kadar, içteki ve dıştaki bazı unsurların neler düşündükleri de önemlidir.

Dışarıdan başlayalım... Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu önceki gün, Philippe Morillon'un hazırladığı Türkiye raporunu ve bu rapora bağlı karar tasarısını dikkatli bir incelemeyle 80'den fazla değişiklik önergesini oyladıktan sonra onaylayıp AP'na gönderdi. Medya bu önemli raporun Ermeni Tasarısı kısmıyla ilgilendi ama metinde Türkiye'deki demokratik uygulamalarla ilgili önemli pasajlar da bulunuyordu. Herbiri, diğerinden önemli birçok hususun arasından, biz de yazımızın ilgil alanına giren pasajların altını çizelim!:

''Ankara'nın, eski Başbakan Necmettin Erbakan'a verilen cezaları teyid etmesi, çoğulcu demokrasi kurallarına uygun değildir.''

''Memurların ideolojik veya dînî sebeblerle işten çıkartılmalarını mümkün kılacak projeler karşısında endişelerimizi ifade ediyoruz." (Kıyım KHK'sı kastediliyor. MK)

''Türk Hükümetinin, yasal reformlar, yargının bağımsızlığı, fikir özgürlüğü, azınlık hakları ve özellikle ordunun siyasetteki rolünün etkisi gibi alanlarda demokratikleşme çabalarını destekliyoruz.''

Hıristiyan Kulübü kaygısı!

Dikkat! Erbakan'ın aldığı ceza ve memurların dini gerekçelerle işten atılamayacağı konuları ilk kez, ciddi olarak bir AB raporunda yer alıyor. Uzun bir süreden beri, Avrupa'nın ve Türkiye'yle yakından ilgilenen AB organlarının "demokrasi ihlallerine örnek verirken" şikayet ederken; sadece, Kürt Sorunu ve buna bağlı hususları dile getirdikleri biliniyor ve bu da özellikle "İslamcı" kesimlerde rahatsızlık doğuruyordu. Şu halde, yeni AB raporu'ndan, sadece "İslamcılık" gerekçesiyle Türkiye'de bir kesime karşı girişilen yargısız infazlara karşı Avrupa'nın da ses çıkarmaya başladığı yorumu çıkartılabilir mi? Neden olmasın... Çünkü, aynı raporda AB'nin bir "Hıristiyan Kulübü" olarak görülmesinden duyulan kaygı da dile getiriliyor.

Avrupa'dan Ecevit'e "çok özel" bilgi

Bu hususu dolaylı olarak teyit eden bir gelişme de geçtiğimiz Cumartesi günü yapılan bir görüşmede yaşandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hakimlerinden Rıza Türmen, Başbakan Ecevit'e Türkiye aleyhine görülmekte olan davalar hakkında bilgi verdi. Bunlar arasındoa Öcalan ve Kıbrıs Rum vatandaşı Loizidou davaları da vardı. Tabii Refah Partisi davası ve Erbakan'a hapis cezası konuları da. Hakim-Büyükelçi Türmen, Ecevit'e özetle şunları söyledi: "RP'nin davası yeni yılın başında, 16 Ocak 2001'de görülecek. Davayla ilgili durum şu anda bıçak sırtında görünüyor. Yani kazanılabilir de kaybedilebilir de.... Erbakan'ın durumu ise Türkiye aleyhine daha zor görünüyor. Mahkeme, bu konuda sözleşmenin ihlaline hükmedebilir."

Türmen bu görüşmede, Refah'la ilgili olarak FP'yi de ilgilendirecek önemli bir tesbitte de bulunuyor: "Avrupa'nın RP'ye fazla bir sempatisi yok. Ancak, parti kapatmak gerekli mi, verilen ceza işlenen suça orantılı mı gibi sorular soruluyor..."

Bu gelişmeler ve bunların "eli kulağında olan" FP davasına yansımalarının ne olabileceği konusunda şimdilik yorum yok.

Yarın, hem içerdeki unsurların son durumuna ışık tutmaya çalışacak, hem de o önemli soruya cevap arayacağız.


12 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mustafa Karaalioğlu

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...