Son anda Hakan
Milli Takım'ı, Azerbaycan karşısında tanıyamadım. Bir kere kazanma azmi ve hırsı yok gibiydi. Futbola yeni merak salmış bir ülke karşısında böylesine kişiliksiz ve isteksiz bir futbolla nereye varılabilir ki?
Bereket ki, suskun Kral Hakan, suskunluğunu bu maçta bozdu. Yoksa sonuç, hüsran da olabilirdi.
Evet, birçok olumsuzluklar vardı, bunu da görmeliyiz. Ancak hiçbir olumsuzluk bu maç için bahane sayılmamalı. 2002 Dünya Kupası Finalleri'nde yer alacaksan, çıkacaksın, şartlar ne olursa olsun; takır takır oynayacaksın ve sonuca gideceksin arkadaş! Saha bozuktu, Azerbaycan Milli Takımı çok sert bir futbolu tercih ediyordu. Üstelik Ay-Yıldızlı ekibimizi oynatmamak için ve de kontrataklarla sonuca gitmek için sahaya çıkmıştı. Ay-Yıldızlı ekibimiz, 4 gün önceki İsveç maçındaki futbolunu oynasaydı bile, Azerbaycan kilidini rahat çözerdi. Ancak, bunu da mumla aradık...
Maç boyunca Milli Takım'ın orta sahasında Okan ve Emre'nin yokluğu hissedildi. Çünkü olumlu top çıkmadığı gibi, defansla forvet bloğu arasında bir kopukluk da maç boyunca sırıttı durdu..
Maçın son dakikalarında biraz daha toparlanan Milli Takım, sonuca gitmek için gayret gösterdi. Herkes maçın bu şekilde biteceğini düşünmeye başladığı bir anda Kral, çıktı ortaya ve maçın skoru için ferman çıkardı.
Bu maça sonuç olarak bakarsak, iyi. Ancak Türkiye bu futbolla daha fazla gidemez, tezelden takım ve sistem revizondan geçmeli...
12 EKİM 2000
|