T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Global toplum mühendisleri geldi

Ankara'nın dar sokaklarında, hiçbir hesaba dayanmayan projeleri üretip, bunların yapımını bir avuçluk oligarşiye ihale eden bizim "yerli toplum mühendisleri" herhalde çok şaşkındır.

Toplum mühendisliği nasıl olurmuş, şimdi hepsi birlikte, dehşet içinde izliyor.

Washington'un, Brüksel'in, Londra'nın, toplum mühendisleri, Türkiye'ye el attı..

Bunlar, bizimkiler gibi değil..

Öyle projeler hazırlıyorlar ve bunları öyle müteahhitlere ihale ediyorlar ki, yapım ve yıkımları kimse durduramıyor.

Bunlar, Japonya'ya iki atom bombası atarak ve Almanya'yı önce dörde bölerek, bu iki ülkenin "değişim projesi"ni hazırladılar mesela..

Bunlar Birleşmiş Milletler'i, NATO'yu, Avrupa Birliği'ni falan, birer şirket kurarmış gibi, kolayca kurdular.

Koca Sovyet İmparatorluğu, bu toplum mühendislerinin global projelerine, Leninist yerel toplum mühendisleri ile direnebileceğini sandı..

Tarihte ilk defa, bu çaptaki bir imparatorluk, bir savaş yenilgisi olmadan çöktü, parçalandı, dağıldı..

Bizim yerli toplum mühendisleri şimdi şaşkın ve dağıtmış vaziyette..

-Onu kapat, bunu yasakla, şunu sustur..

-Rejimi de, devleti de, denetim dışında tut..

-Devlet ve siyaset eliyle, birilerini zengin et..

-Devlet ve siyaset eliyle birilerini yok et..

Bizim yerli toplum mühendisleri, "soğuk savaş"ın bittiğini hiç göremediler..

Amerikan yanlısı ve Sovyet aleyhtarı olunca, kendi proje alanlarında her çeşit işi yapabileceklerini zannettiler bizimkiler..

Oysa Sovyetler de, 1990'lardan beri yok.. "Rusya Projesi"ni de, o global toplum mühendisleri hazırlıyor..

Saddam da, bizimkiler gibi fark etmemişti değişimi.. Sovyetler'i yanına alınca, kendisine kimsenin birşey yapamayacağı hesabetmişti..

Bağdat'taki sarayının duvarlarının ötesini göremedi.. Sovyetler'in bittiğinden, nükleer dehşet dengesinin sona erdiğinden haberdar olamadı..

Ama bizim toplum mühendisleri, Saddam'dan bile daha fazla ıskalıyor dünyayı..

Sorunları çözmek yerine, bunları biriktirerek, 21'inci yüzyılı da atlatabileceklerine inanıyorlar..

-Madem 17-18 tane İMF anlaşması yaptık, o zaman 20-30 tane daha IMF anlaşması yaparız.. İstediğimiz kadar iflas ederiz..

Böyle gelmiş, böyle gidecek sanıyorlar..

Bir gün "andıç", bir gün "muhtıra" yazarak, hem içeriyi, hem dışarıyı idare edeceklerini düşünüyorlar hâlâ..

"Bu düzen değişecek" diyerek kendilerini değiştirmeyi hiç düşünmeyenler, denizin bittiğini bir türlü göremiyor.

Mesela dış politikayı Kıbrıs'a ipotek edince, Akdeniz ve Avrupa konjonktürünü dondurabileceklerini hesap ediyorlar.

Bunlar böyle işte..

Özal'a kadar, Merkez Bankası'nın masalarında, Amerikan Doları'nın değerini de belirleyeceklerini zannederlerdi..

Ama bitti deniz..

Şimdi eski projelerle çatılmış yapıları, global mühendisler kontrol edip, "sağlam" veya "çürük" raporu veriyor.

Bir türlü, "Kemal Derviş yönetimindeki Bülent Ecevit hükûmeti"nin gerçek durumunu göremiyorlar.

Çünkü hâlâ "ulusal egemenlik" gerekçesi ile, içeride istediklerini yapabileceklerini sanıyorlar..

Ama görmeliler gerçeği!..

Ana Muhalefet Partisi'ni kapatabilirler ama, TELEKOM Yönetim Kurulu'na karışamazlar..

Belli ki, bir süre sonra, parti de kapatamayacaklar..

Global toplum mühendisleri, işi sadece ekonomi ile bırakacak gibi görünmüyor.

Sıra anayasaya, siyasete, temizliğe, demokrasiye de gelecek..

Mesela, "Bu İhale Kanunu ile temizlik ve şeffaflık olmaz" demeye başladılar..

-Öyle zırt-pırt parti kapatamazsınız, diyorlar..

"Tahkim Kanunu" ile, idari anlaşmazlıkları da, yerel yargının etki alanı dışına çıkardılar.

Bizim toplum mühendisleri zor durumda..

ŞAKA

Acaba kim öksüz?..

Bazı ileri zekalılar, Kemal Derviş'in istifa edeceğini falan hesap ediyor..

Hem de, bu istifaya, MHP'nin ve Enis Öksüz'ün sebep olacağını zannediyorlar..

Gerçeği bir görseler..

Bu iktidar gider, Kemal Derviş gitmez.

Zaten iktidar yok ki.. Onları İMF desteği ile Derviş ayakta tutuyor..

Aslında öksüz olan Enis Bey değil, MHP ve diğer partiler!..

Derviş onları evlat edindi!..

SİYASET SANATI

Ankara Tiyatro Festivali!..

Şu sırada İstanbul'da "Kültür Festivali" devam ediyor. Ankara'da da "Siyasi Tiyatro Festivali" yapılmakta..

Bakın TBMM'ye..

Ana Muhalefet Partisi kapatılmış.. Ama kürsüye her gelen "Yüce Meclisi saygı ile selamlarım" diye söze başlıyor..

Başbakanlığın kapısında kırmızı plakalı manda-kasa Mercedes'lerden, kolları bedenlerine değmeyen bakanlar iniyor.. Polisler selama duruyor..

Ama bunların, TELEKOM yönetimine atanacak isimlere müdahale hakkı yok.

Ana iktidar partisi DSP'nin merkezi var.. Ama parti yönetimi, Rahşan Hanım'ın evinde toplanıp, belirleniyor..

MHP'nin kadın milletvekili, Meclis'te başını açıyor, parti toplantılarında kapatıyor ve Nazlı Ilıcak, "şeriatın odağı" oluyor.

Boşaltılmış, batırılmış bankaların durumu "görev zararı" şeklinde ifade ediliyor.

Ecevit'in durumuna bakanlar da, "Koalisyon iktidarı sapasağlam ayakta, dimdik" diyorlar..

Ve herkes Godot'yu bekliyor!..

Böyle bir tiyatro festivali, görülmüş şey değildir.


29 Haziran 2001
Cuma
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED