|
|
Yok hakikaten
Bayram Bilge Tokel anlattı: - Yozgat'ta bizim köyde bir çoban vardır. Yaptığı işe sevdalı biridir. Aklı fikri koyunlarındadır. Gün yirmi dört saat, hafta yedi gün; onlarla uğraşır. Hiçbir yere ayrıldığını gören olmamış. Hayatında ilk defa Ankara'ya yolu düştüğünde, büyük şehrin kalabalığını görünce şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmış. Tepkisi şu şekilde olmuş: "Yahu bu adamların hiç mi koyunu kuzusu yok?" Doktor ve yatak
Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasına göre, Türkiye'de 826 hastaya 1 doktor düşüyor. Yazıyla "bir", rakamla "1"... Çivi yazısıyla da yazsanız, uzay alfabesiyle de, netice aynı! Hiyeroglif ya da hıyaroglif bile o neticeyi değiştiremez.
Kaçta kaç dürüstüz?
Emlakbank'ın İstanbul Kocamustafapaşa şubesindeki koruma görevlisinin yaptığını duymuş olmalısınız. (Zaten İstanbul'dan başka yerde Kocamustafapaşa yok. Hani Yahya Kemal üstadın bahsettiği "Ücra ve fakir İstanbul" olan Kocamustaapaşa...) Şubede nöbet tutan adamcağız geçen hafta bunalıma girdi (kimilerine göre cinnet geçirdi, şuurunu kaybetti vs.) ve kasadan aldığı paraları sokaktan geçenlere tomar tomar dağıttı. Kendisini kısa bir süre için Robin Hud zanneden koruma görevlisinin dağıttığı miktar, toplam 32 milyar törkiş liras. Böyle bir şey sizin başınıza gelse ne yaparsınız? Yolda yürürken bankanın koruma görevlisi elinize bir tomar on milyonluk tutuştursa... Bu gibi sorular karşısında, çoğunlukla cevap aynıdır. Kazanmadığım parayı kabul etmem. Helal değil. Geri veririm, vs. Bir gizli kamera şakasına yakalandığını düşünerek, o adamın "Şakacı" Çetin Abi'ye benzeyip benzemediğine dikkat edenler de çıkabilir. "Bu paralar sahte mi gerçek mi?" diye soranlar da... "Hiç tereddütsüz alıp oradan hemen sıvışırım" cevabını verecek kaç kişi bulunur dersiniz? Bu cevabı verecek 'dürüst' insan sayısı çok azdır ama, geçen hafta o şekilde -bir cinnet sonucu- dağıtılan paranın ne kadarı geri dönmüş biliyor musunuz? Sadece dört milyarı. Yani sekizde biri. İşte bu, kaçta kaç dürüst olduğumuzun resmidir. Geçmiş olsun
Duyduk ki değerli dostumuz Ferman Karaçam'ın kalbi biraz yorulmuş. Rahatsızlığının çabucak geçmesi için Mevla'dan acil şifalar diliyoruz. İŞTE SORU
- TÜRKİYE'NİN ÇİÇEĞİ NEDİR,BİLİYOR MUSUN?
Kapkaççılara dikkat!
Kalabalık halk otobüsünde orta yaşın üzerinde bir adamla, orta yaşın altında bir kadın yanyana oturuyor. Kadının kolları şıkır şıkır bilezik dolu. Adam, kendisini daha da yaşlı gösterecek tavır içinde oflayıp pufluyor arada bir. "Kızım" diye hitap ediyor yanındaki kadına... "Sen ne yapıyorsun böyle? Dikkat etsene, kolların bilezik dolu. Son zamanlarda hırsızlar, kapkaççılar ne kadar çoğaldı görmüyor musun? Allah korusun başına kötü bir şey gelebilir. Ya evde bırak da çık bunları, yahut böyle dikkat çekecek şekilde şıngırdatma. Kolunu bile kesebilirler bu bilezikleri almak için!.." Kadın hak veriyor adamın söylediklerine. Etrafına korkarak bakıyor. Öteki devam ediyor: "Sen en iyisi bunları kimseye sezdirmeden çıkar da çantanda sakla." Kimseye sezdirmemeye çalışarak bileziklerini çıkartıyor kadın. Son durakta indiklerinde, daha on adım bile gitmeden, aynı adam, kadının çantasını kapıp kaçıyor.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |