T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Fazilet ve "doğal liderler"

Fazilet Partisi, kapandı. Peki şimdi ne olacak? Büyük ihtimalle, 100 milletvekili birlikte hareket edemeyecek. Çünkü birlik beraberlik mesajları veriliyor ama, hangi adreste ve kimin başkanlığında buluşulacağı hususunda bir uzlaşma yok.

İtaat ve vefa

Genel Merkez, "itaat" ve "vefa"istiyor. Yenilikçiler itaate karşı çıkıp "tabana, bize oy veren seçmene danışılsın" diyor.

Mevcut il başkanları ve il müfettişlerinin pek çoğu itaat ve vefa çizgisinde hareket ediyor. Bu yüzden, "yenilikçiler" genelde, bugünkü il ve ilçe başkanları kadrosunun haricinde örgütlenmeye çalışacak.

Genel Merkezciler, uzunca bir süre, ufukta seçim de görünmediği için, Recai Kutan'ın başkanlığını benimseyecek gibi.

Yenilikçiler, Tayyip Erdoğan serbest kalırsa onunla, kalmazsa, Bülent Arınç veyahut Abdullah Gül ile yollarına devam edecekler. Genel Merkez'e göre, Milli Görüş çizgisinin, 4 defa darbe yemesi ve muhtelif partilerin kapatılması, "4 üniversiteyi bitirip, beşincisine kayıt için sırada beklemek" şeklinde yorumlanabilir. Hatta "bizim sefer yükümlülüğümüz var, zaferle yükümlü değiliz" deyip, katlanılan sıkıntıları, eşyanın tabiatına uygun bulanlara da rastlamak mümkün.

Buna mukabil, "yenilikçiler", muhasebe ve özeleştiri yapıyor. Daha dünyevî hedefler çiziyor. İslâm'ı özel hayatında yaşamakla, iktidara taşımanın arasına, kesin bir çizgi çekiyorlar.

Bence, "genel merkezciler" ile "yenilikçiler" arasındaki mücadele, basit bir nefis mücadelesi değil. Dünya görüşleri birbirlerinin aynı olan insanlar, yönetimdeki üslûp farkı yüzünden ayrışıyorlar.

"Siyasal İslâm" diye takdim edilen politik tavır bölünüyor ve yeni bir anlayışla, "dindar insanların siyaset yapma hakkına" dönüşüyor.

Bölünsünler

Anayasa Mahkemesi kararının hukukî olmaktan ziyade, siyasi olduğu herkesçe kabul ediliyor. Bu durumda, şöyle bir ihtimalin üzerinde de durmak mümkün: Fazilet'in, genel başkanı da dahil, önde gelen isimlerinin yasaklanmaması, iç bünyede kavganın sürmesini isteyenlerin ince hesabı mı?

Olabilir?

Fazilet'in kapatılmasının altında da, "bölünsünler" arzusu yatıyor zaten.

Görünüşte herkes bölünmemek için çaba sarf ediyor ama, her iki grup da, kendi gösterdikleri adreste buluşulmasını arzu ediyor.

İl başkanları ve il müfettişleriyle ilgili istişare toplantısında, Kayseri İl Başkanı, durumu özetlemek ve istişareye davet etmek için Nabî'den bir beyit okudu: "Bende yok sabr-ı sukûn; sende vefadan zerre / İki yoktan ne çıkar; fikredelim bir kerre"

Ama ne kadar "fikredilse", istişare edilse bile, pozisyonlar alınmış durumda.

Bir grup "Recai Ağbi" ile yola devam edecek. Diğer grup, Tayyip Erdoğan - Bülent Arınç - Abdullah Gül çizgisinden vazgeçemeyecek.

Üstelik Necmettin Erbakan, 2003 seçimlerine yetişebiliyor. Refah mahkûmiyetinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde haksız bulunmasıyla birlikte, eli de kuvvetlenmiş olarak Erbakan siyasete dönecek.

Toplantıda, Afyon İl Başkanı da, emanetçi konusuna temas ederek sordu: "Biz emin bir insanda mı birleşeceğiz, yoksa davayı yürütecek emanetçi bir insanı mı belirleyeceğiz? Önce bu hususta anlaşalım."

Emanet ehline

Ben muhtemel gelişmeleri çok net görüyorum. İki kanattan birinin başına Recai Kutan geçecek. Günü gelince "emaneti ehline" Erbakan'a, teslim edecek.

Bülent Arınç, muhtemelen (çok kısa süre içinde) Yenilikçi kanattaki yerini alacak. Başa ya Arınç, ya Gül, geçecek. Bir yıl kadar sonra Tayyip Erdoğan'ın yasağı tartışmasız son buluyor. O tarihte, Arınç veya Gül, kim baştaysa, emaneti Tayyip Erdoğan'a teslim edecek.

Emanetçi değil, emin insanlar oldukları için, emaneti Tayyip Erdoğan'a teslim edecekler. Diğer partilerde görüldüğü gibi, kendilerine tamamen bağlı bir teşkilât kurup, makamlarını sağlamlaştırmayı, akıllarından geçirme ihtimali hiç yok. Erdoğan, geniş halk kitlelerinde, vazgeçilmez bir tutku haline gelmiştir. Israrla beklenilen bir kurtarıcı, bir masal kahramanı gibidir. Bu özlemin önüne geçilemeyecektir.

Siyasi fantezi

Seçimler 2003 yılında yapıldığı takdirde, bölünmekle beraber, doğal liderlerine kavuşmuş iki güçlü hareket Parlamento'ya girebilir.

Bir de bakmışsınız, aralarında koalisyon kurup iktidar olmuşlar.

Böylesine karışık bir ortamda, siyaset toz duman içindeyken, bu kadarcık siyasi fanteziyi hoş göreceğinizi umut ediyorum.


29 Haziran 2001
Cuma
 
NAZLI ILICAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED