T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ne vergi ne sigorta verecek hal kalmadı

Pendik Kurtköy'de, yıllardır "büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvanlarına" yem satarak hayatını kazanan bir esnaf arkadaşım, Burhan Bey dün aradı. "Can Bey, dükkanı kapıyorum. Bana ve oğluma Sabiha Gökçen Havaalanı'nda bir iş bulabilir misiniz?" dedi.

Hükümetin bütün "savsaklamasına" ve "kayıtsız kalmasına" rağmen, "ağır ekonomik krizin" vatandaşı nasıl perişan ettiğini yüreğimin derinliğinde duydum. Arkadaşım, yaklaşık 20 yıldır yaptığı "hayvan yemi" işini noktalamak zorunda kalıyor ve "işçi olarak" çalışmak üzere iş aramaya başlıyordu. Bu krizde esnaflık da zor ama işçi olarak iş bulabilmek daha da zor.

Maalesef bizi yönetenler, halkın ne durumda olduğunun farkında bile değiller. Halkımız işsiz, güçsüz, parasız, borç, harç içinde büyük bir "umutsuzluk" batağına doğru yol alıyor. Geniş halk kitlelerinin geçim sıkıntısı her gün daha da artıyor.

Gazetelerde 19 Şubat'ta Başbakan Ecevit'in "ekonomik kriz tetikçiliği" yapmadan önce 358 dolar olan ortalama memur maaşlarının, bugün 223 dolara düştüğü yazılıyor. Anlaşılan bu son krizde memurların gelirinin üçte biri uçup gitti.

İşçiler zaten per perişan. Esnaf dersen yazımın girişinde bahsettiğim Burhan Bey örneğinde olduğu gibi ne satış yapabiliyor, ne de borçlarını ödeyebiliyor.

Ülkede büyük bir "güvensizlik" var. Borç alan borcunu ödeyemiyor, borç veren de alacaklarını tahsil edemediği için, o da kötüye gidiyor.

Gazetelerde "üniversite öğrencilerinin burs bulamadıkları" yazıyor. Ağır bunalımın içersinde gazete satırları arasında kaybolup giden bu haberin özellikle "gelecek kuşakların eğitimi" açısından ne kadar önemli olduğunu elbette görüyorsunuz.

Öğrenciler burs bulamıyor. Burs veren firmalar, vakıflar, dernekler "ekonomik krizin yükünü hafifletebilmek için", mecburen bursları kesiyorlar ve bu arada "burs verdikleri" öğrencilerin "okuma şanslarını" da kesmiş oluyorlar.

Kemal Derviş de inandırıcı olmalı

Amerika'dan gelen ve halkımıza "ekonomik mucizeyi gerçekleştirecek adam" olarak takdim edilen Kemal Derviş'in de gün geçtikçe "inandırıcılığını yitirdiğini" hatırlatalım. Çünkü Derviş'in bir dediği bir dediğini bazen tutmuyor.

Amerika'ya gitmeden önce "Mutlaka dış destek gerekiyor. Hem de bu destek tam zamanında gelmeli, yoksa kriz daha da derinleşir" diyerek açıklama yapan Derviş, Amerika'dan "eli boş" dönünce bu kez "Biz iç kaynakları da kullanarak bu krizden çıkacağız" demeye başladı.

İşçi, memur, çiftçi, esnaf, tüccar, sanayici, ev kadını, emekli, Kemal Derviş, "iç kaynak", "yeni vergiler" dedikçe "Eyvah! Yine kazıklanacağız. Bu kez sırtımızdan ceketimizi, bacaklarımızdan pantolonumuzu alacaklar" korkusuna kapılıyor.

Kimsede "beş kuruş ek vergi ödeyecek" hal yok. Yeni vergiler toplayabilmek için, "vergi vermeyi gerektirecek" bir kazanç oluşması gerekiyor.

Piyasalar "kurşun gibi" esnafın, tüccarın, sanayicinin üzerine çökmüş. Yaprak kımıldamıyor. Hükümet de bu arada "sigorta primlerini artırarak" hem "işsizliği yaygınlaştırmaya" hem de "iflasları artırmaya" çalışıyor. Nasıl "kazanç" sağlanacak, hangi parayla sigorta primleri ödenecek? Siz istediğiniz kadar "zam" yapın, ödeyecek güç olmadıktan sonra "tahsil edilmemiş zamlarla" bir "gelir artışı" sağlayamazsınız.


3 Nisan 2001
Salı
 
CAN AKSIN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED