T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Alışkanlıkları yenmek zordur

En zor iş alışkanlıklardan vazgeçmektir. Müteahhit öyle yaptığı için tersten açılan bir kapıyı o haliyle bayağı kullandıktan sonra değiştireli bir yılı geçti; elim hâlâ eski yanlış köşeye uzanıyor. Önce yanlışa hamle ediyor, kullanım biçiminin değiştiğini epey gecikmeli idrak ediyorum. Korkum, yıllar sonra bile eski alışkanlığımı yenememek...

Türkiye 3 Kasım şokuyla değişime zorlanıyor; bu çok yanlı bir değişim... Bir yönüyle, seçimin gâlipleri, aldıkları yüzde 35 oyu tahlil edip kendilerini değişmek zorunda hissediyorlar. Tayyip Erdoğan'a baktığımızda hepimizin parmağını ağzında bırakan muazzam bir değişimi derhal fark edebiliyoruz... Siyasette ağırlığı olan kurumlar da kendilerini değişime uğratıyorlar; CHP ve Deniz Baykal 'değişik' bir muhalefet örneği sergiliyor sözgelimi... ANAP ve DYP başta olmak üzere diğer partiler de yeni döneme uygun birer lider arayışına girdiler... Direnç henüz bütünüyle kırılmadı, ama medya da, çok geçmeden değişimden nasibini alacak...

Değişimin tek sebebi 3 Kasım seçim sonuçları değil; o sonuçları da borçlu olduğumuz global şartlar köklü değişiklikler üzerinde belki daha da etkili. 11 Eylül uğursuz eylemlerini değişimin önemli unsurlarından biri olarak tanımlayabiliriz. Kopenhag'daki AB Zirvesi'nden çıkacak kararla ilgili beklentiler de Türkiye'yi değişime zorladı.

Bizim evdeki ters kapı kolunun bana yaşattığı zorluklar gibi, değişime mâruz kalan kişi ve kurumlarda da direnç gösterenlere rastlanabiliyor. Meclis'in 3 Ağustos'ta çıkardığı bir dizi 'uyum yasası' ile, Türkiye, haklar ve özgürlükler bakımından Avrupa standartlarında bir ülke olma yolunda önemli adımlar attı; benzer adımlar yeni Meclis'in de gündeminde... Bu yasalara göre uygulama yapması gereken kişi ve kurumların, hiç değilse bazılarının, kendi söylem ve davranışlarını yeni duruma uyarlamakta zorlandıkları fark ediliyor...

Önceki gün Genelkurmay Başkanlığında yaşananlar söylemek istediklerimizin en çarpıcı örneğini teşkil ediyor. Kopenhag Zirvesi dolayısıyla projektörlerin Türkiye'ye çevrildiği bir dönemde, Başbakan Abdullah Gül'e Genelkurmay karargâhında verilen brifingin Avrupa başkentlerince izlenmemesi düşünülemezdi. Hem de şu dikkatle: "Acaba askerler de değişti mi?"

Brifingin kendisinde bir sorun yok; Kıbrıs ve Irak gibi iki stratejik konuda askerlerin görüşünün sivil otorite tarafından alınması herhalde yadırganamaz. Ancak, 'askerî' amaçlı bir brifingte 'irtica' gibi bir konunun da ele alınması, devletin resmi okullarıyla sistemin yerleşik bazı kuruluşları hakkında 'tehlikeli' değerlendirmesi yapılması şaşırtıcıydı. Genelkurmay, başbakandan, başbakanlıktaki bir kurulun görevine devam etmesini de istemiş... Daha şaşırtıcı olan ise, brifingte konuşulanların, brifing verilen kişi karargâhı terk etmeden medyaya aktarılması...

AB üyesi veya üyeliğe aday bir ülkede, askerler, kendi ilgi alanları dışındaki konularla ilgilenmezler; esas ilgi alanlarındaki meşguliyetleri zaafa uğrayabilir diye... Devlete yönelik 'tehditler' arasında askerî tedbirler alınmasını gerektirenler elbette Genelkurmay'ın ilgi alanına girer; ancak ticarî hayat, finansal kurumlar ve sivil bürokrasi hükümetin dengeleri içinde yer alır. Geçen dönem, toplumu fukaralaştıran ekonomik krizlerin ardında, sermayeyi renklendiren anlayışın etkisi yok mu? Önceki hükümetlerin durumuna düşmek istemeyen halkın desteğine sahip bir hükümet açısından, dinlenmesi gereken, halkın talepleridir...

Genelkurmay'da verilen 'askerî' brifingte 'siyasî' konuların ele alınması yanlıştı; yarın Kopenhag'ta Türkiye hakkında karar verecek Avrupalı liderlerin aklını çelebilecek kadar vahim bir yanlış... O yanlışı büyüten ise, brifingte konuşulanların ânında dışarıya aktarılması oldu.

Artık doğru yöne bakan evdeki kapı koluna, eski alışkanlığım yüzünden, iki hamlede ulaşıyorum; değişen toplumun kurumları da, iki hamlede de olsa, doğruyu yakalamalıdır.


11 Aralık 2002
Çarşamba
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED