T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M
Başörtüsü sorununu modacılar mı çözecek?

Bir defilede başörtülü hanımların da kullanacakları kıyafetler hazırladığını ifade eden Yıldırım Mayruk'tan sonra ünlü modacı Cemil İpekçi de 'başörtüsü üstü şapka' tarzı modelle hedef kitlenin karşısına çıktı

Başörtüsü tartışmaları moda dünyasını da harekete geçirdi. Başörtüsü sorununun "aç" ve "açmam" inatlaşmasıyla çözülmeyeceğine kanaat getiren kesim, önceki yıllarda olduğu gibi "orta yolu bulma" adına işin modacılara düştüğü görüşünde birleştiler. 3 Kasım seçimlerinin ardından düzenlediği defilede başörtülü hanımların da kullanacakları kıyafetler hazırladığını açıklayan Yıldırım Mayruk gibi ünlü modacı Cemil İpekçi de, "başörtüsü üstü şapka" tarzı modelle hedef kitlenin karşısına çıktı.

Bu konu üzerine Radikal'de bir yazı kaleme alan Lale Müdür modacılara keselerin ağızlarının açılmasını isteyerek, "Modacılar, bütün zamanlarını yepyeni, çok değişik, çok cook başörtüsü tasarlamaya ayırsınlar-acilen! Bilakis Marakeş tarzı ya da 'Çölde Çay' filminde olduğu gibi" diyerek işin modacılara düştüğünün altını çizdi. Modacıların örtü modası üzerine yaptıkları/yapacakları çalışmaların sorununun çözümüne katkıda bulunacağına inanan kesimin aksine, örtünme şekillerinin modacılar tarafından belirlenmesine karşı çıkanlar da var.

Moda dünyasında şapkalı türban

Oysa başörtüsü sorununu çözmede bulunan "orta yol", 80'li yıllarda da gündeme gelmişti. O yıllarda başörtüsü sorunu 'türban' adı verilen ve önü genelde büzgülü ve boynu açık bırakarak başı sıkıca saran bir örtü modeliyle geçici olarak çözülmüştü. 28 Şubat sürecinin ardından yeniden gündeme gelen başörtüsü yasağı da yine farklı başörtüsü modeli ve peruklarla pek çok öğrenci tarafından aşılmaya çalışılmıştı.

M.Ü. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zekeriya Beyaz'ın da başörtülü öğrenciler için - kendi çizdiği- saçları kapatıp boynu açık bırakan kırmızı bir örtü modeli üzerinde konuşulmuş, ancak uygulamaya konulmamıştı. İpekçi'nin ortaya attığı "türban üstü şapka" modeli ise başörtüsü yasağını aşmak adına pek çok öğrencinin buluşu olarak zaten ilahiyat fakültelerinde ve diğer bazı okullarda bugün de uygulanıyor. Öyle ki başörtüsü üzerine şapka takmayan öğrenciler, okullara alınmayarak şapka takmaya zorlanıyorlar. Ancak öğrenciler, 80'li yıllarda türban takarak okulunu bitirenlerin okul dışında türban kullanmadıklarını hatırlatarak, "başörtüsü üstü şapka" veya peruk takarak eğitimlerini tamamlasalar da bu kıyafeti günlük hayatta kullanmak istemediklerini söylüyorlar.

Almanya'da da tartışıldı

Modacıların oluşturacağı başörtüsü modelinin sadece Türkiye'de değil, diğer ülkelerde de tartışıldığını belirten ve örtünme üzerine kitapları bulunan yazar Cihan Aktaş ise şunları söylüyor: "Geçen Ekim ayında Almanya'da bu bağlamda bir atölye çalışmasına katıldım. Müslüman görüntüsünü modern kamusal alanda çoğunlukla müslüman kadınlar temsil ediyorlar ama bu kadınlar ilk iki kuşakta yaşantı tarzı itibarıyla yeni ve farklı tecrübeler edinebilmek bakımından çok şanslı değillerdi. 70'li ve 80'li yıllarda müslümanlaşan kadınlar tesettürün aynı zamanda bir tür kendini kamusal alanda görünmez kılma, hatta çirkinleştirme tarzı olduğunu öğrendiler."

Burada asıl yanlışın tesettürü biçimler seviyesinde algılamak olduğunun altını çizen Aktaş," Müslümanlar olarak neredeyse 200 yıldır yapılan saldırıların karakteri nedeniyle de modernizme karşı savunumuzu şekiller üzerinde yoğunlaştırdık. Kendi giyim kuşamımızı ve tüketimimizle ilgili gelişmeyi doğal bir çizgi halinde sürdüremedik. Dolayısıyla çoğu kez teorilerin ve modaların tüketicisi durumunda kaldık" diyor. Aktaş, "Akıllı insan kendi tarzını kendisi keşfeder. Giyim kuşam modasına uymaya yatkınlık, başka alanlarda da üretici olmaktan çok, tüketici olmaya yatkınlıkla alakalıdır diye düşünüyorum."

TESETTÜR MODASI İÇİN ÖĞRENCİLER NE DEDİ?..

1997 Ekim ve Kasım aylarında MODUS Araştırma Merkezi ve Mazlumder İstanbul Şubesi işbirliği ile İstanbul, Ankara, Bursa, Trabzon ve Konya'daki başörtüsü mağduru 700 üniversiteli öğrenci üzerinde yapılan başörtüsü anketinde ''tesettür modası hakkında ne düşünüyorsunuz?" şeklindeki soruya şu cevaplar verildi: l Yüzde 60.4 tessettürün moda haline getirilmesini uygun bulmuyorum. l Yüzde 22.4 kesinlikle karşıyım moda İslami bir kavram olamaz l Yüzde 16.3 moda bana yakışan giysidir. l Yüzde 0.9 modayı takip etmeye çalışıyorum.

'KİŞİ GİYİM MODELİNİ KENDİSİ BELİRLEMELİ'

Müslümanlar kendi giyim biçimlerini kendileri tesbit etmeli ve bu konuda da başkalarına benzemekten şiddetle kaçınmalıdırlar. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde çok önemli sosyolojik ve psikolojik bir noktayı kendi az ve öz ifade biçimiyle açıklamış ve "Kalıplar birbirlerine henzeyince kalpler de birbirine benzer" buyurmuştur. "Kim hangi kavme benzerse o da onlardandır" hadisi de aynı sonucu verir. (Ümit Meriç. Islâm'da Kılık Kıyafet ve Örtünme)

  • AYŞE OLGUN İSTANBUL



  • 11 Aralık 2002
    Çarşamba
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED