|
|
AK Parti lideri Tayyip Erdoğan, AB'nin 12 Aralık'taki Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye ile üyelik müzakerelerinin 2003 yılında başlatılması yönünde alınacak kararın ilişkilerin önündeki belirsizliği ortadan kaldıracağını söyledi. Dün beraberindeki heyetle Portekiz'e giden Erdoğan, Başbakan Jose Manuel Durao Barroso ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, seçimden sonra Avrupa'da 21 bin kilometre yol katettiğini hatırlatarak, "Bu, kararlılığımızın ifadesidir. Türkiye'nin en yakın hedefi AB ile üyelik müzakerelerini başlatmak veya müzakerelerin başlaması için bir tarih belirlenmesini sağlamaktır" dedi. Şüpheler ortadan kalkar Kopenhag'ta Türkiye'ye tarih verilmesinin birçok şüpheyi de ortadan kaldıracağına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu: "Olumsuz sonuç, halkımızda 'acaba' sorusunu yaygınlaştıracak, marjinal grupların ekmeğine de yağ sürecektir. Türkiye'nin 12 Aralık'ta müzakere tarihi alması, Müslüman dünyanın AB'ye bakışını da olumlu yönde etkileyecektir. İslam ve demokrasinin nasıl uyum içinde olabileceğinin modeli olacaktır." 2003, hakkaniyetli bir cevap Sözlerine, "İnanıyorum ki Kopenhag'ta Türkiye ile üyelik müzakerelerinin 2003 yılında başlatılması yönünde alınacak karar, ilişkilerimizin bir sonraki aşamasına ilişkin belirsizliği de ortadan kaldıracaktır" diye devam eden Erdoğan, "Selanik Zirvesi'nden önce böyle bir çözümü yakalamak mümkündür" dedi. Ak Parti lideri Erdoğan, Portekiz Başbakanı Barroso ile yaptığı temaslarının ardından Portekiz Cumhurbaşkanı Jorge Sampaio ve anamuhalefetteki Sosyalist Parti Başkanı Ferro Rodrigiues ile ayrı ayrı görüştü. Her iki görüşme basına kapalı yapılırken, sadece görüntü alınmasına izin verildi.
AB Bütünleşme Komisyonu Kopenhag siyasi kriterleriyle ilgili Türkiye'nin hedeflerini yineleyen Erdoğan, bu düzenlemelere örnek olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ışığında Anayasa'nın yeniden gözden geçirileceğini, seçim ve siyasi partiler yasalarında yeni düzenlemeler yapılacağını, işkence konusunda asla müsamaha gösterilmeyeceğini, gerekli değerlendirme ve koordinasyonun sağlanması amacıyla TBMM'de AB Bütünleşme Komisyonu kurulacağını sıraladı. 'Türkiye'ye verilecek cevap aynı zamanda İslam'a da verilmiş olacaktır' Portekiz Başbakanı Jose Manuel Durao Barroso da, "Türkiye'ye verilecek yanıt, İslam'a yanıt olacaktır" dedi. Erdoğan'ın Avrupa başkentlerine yaptığı ziyaretin Türkiye'deki yeni siyasi gücün AB'ye olan ilgisini gösterdiğine dikkati çeken Barroso, AB'nin de net bir biçimde Türkiye'yi AB'de görmek isteyip istemediğini söylemesi gerektiğini bildirdi. Barroso, "Kıbrıs ve AGSP konularını ön koşul olarak görmüyoruz. Biz, tarih için tarih değil, tarihin bizzat kendisinin verilmesini destekliyoruz. Türkiye'yi uzun süre bekletemeyiz; adil değildir" dedi. AB'nin etnik ve dinsel bir yapıya dayanmadığını ifade eden Barroso, Türkiye'nin AB üyesi olması gerektiğini kaydedetti. Barroso, "Türkiye gerekli adımları atıyor. AB'nin Kopenhag'da bir tarih belirleyeceğini düşünüyorum. Dini çizgilerle bölünmüş bir Avrupa istemediğimiz için Türkiye'ye verilecek yanıt, aynı zamanda dünyaya ve İslam'a yanıt olacaktır" diye konuştu. Barosso, Erdoğan'ın "AB için 20 bin km yol katettim" sözlerine de, "Ben de seçim sırasında 200 bin km yol katettim ve kazandım. İnanıyorum ki siz de kazanacaksınız" karşılığını verdi. İsviçre: Türkiye AB üyesi olmalı İsveç Dışişleri Bakanı Anna Lindh, "Türkiye'nin AB üyeliğini istediklerini" bildirdi. Stockholm'deki Dış Politika Enstitüsü'nde konuşan Lindh, yeni Türk hükümetinin reform taahhüdüne güvendiklerini vurgulayarak, "Seçimi kazandığı halde, demokrasi ve insan hakları alanındaki eksiklikler yüzünden lideri başbakan olamayan bir partiden daha iyi kim bu reformları yerine getirebilir?" diye sordu. Lindh, "Avrupa'da büyük bir Müslüman azınlık var. Müslüman çoğunluğa sahip bir ülkenin girmesi AB'nin temel değerlerine tehdit oluşturmaz" dedi. İngiltere 'tarih' yerine 'takvim' dedi İngiltere'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi David Hannay, Kopenhag zirvesinden önce Kıbrıs konusunda sonuç almak için çalıştıklarını belirterek, Türkiye'nin müzakere takvimi almasını da desteklediklerini vurguladı. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Uğur Ziyal ile yaklaşık 1,5 saat görüşen Hannay, görüşmesini "son derece yapıcı" sözleriyle niteledi ve "Amacımız BM planının Kıbrıs'ta yeni bir ilişki düzeni için temel oluşturduğunun kabul edilmesi" dedi. Kıbrıs'la Türkiye'nin AB üyelik süreci arasında "resmi bir bağ" olmadığını ancak birçok konunun birbiriyle ilintili olduğunu vurgulayan Hannay, "Türkiye için açık bir takvim belirlenmesini destekliyoruz" dedi. Lajendik de tarih yerine 'randevu' dedi
Türkiye-Avrupa Parlamentosu Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lajendik, Kopenhag'da Türkiye'ye "randevu için randevu" verilebileceğini söyledi. Ankara'da Dışişleri Bakanlığı bürokratları ile görüşen Lajendik, Gül hükümetinin önerdiği yeni paketten memnun olduklarını kaydetti. Türkiye'nin reform sürecini devam ettirmesi ve Kıbrıs konusunda da işbirliği içinde olmak zorunda olduğunu savunan Lajendik, "Böylelikle Kopenhag'da Türkiye birşeyler elde edebilir. Kopenhag'da bir tarih belirlenmese bile bu Türkiye'nin kaybettiği anlamına gelmez. Çok seçenek var. Bunlardan biri de randevu için randevu" dedi. Daha sonra Başbakan Gül ile görüşen Lajendik, hükümetin reform paketi taslağını gördüklerini ve Leyla Zana ve arkadaşları için değişiklik yapılabileceğine dair söz aldıklarını söyledi.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv Bilişim| Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |