"Beyaz Enerji" davasının öğleden sonraki bölümünde sürpriz gelişme yaşandı. Mahkeme heyeti, tutuklu 9 sanık hakkında da "cürüm işlemek için teşekkül oluşturma ve bu teşekküle yardım etme" suçlarından tahliye kararı verildi. 14.00'de yeniden başlayan duruşmada, sanıklar Mustafa Mendilcioğlu, Osman İlhan, Yavuz Gürsoy, Hasan Hüseyin Çoğalav, Erhan Aygün ve Mehmet Vehbi Bilgin ifade verdiler. İfadelerinde suçlamaları reddeden sanıklar tahliye ve beraat talebinde bulundular. Avukatlardan sonra söz hakkı verilen savcı Hakan Kızılaslan, tutuklu sanıklar işadamları Erhan Aygün ve Nuri Doğan Karadeniz'in tahliyelerine, diğer tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.

Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, sanıklardan Hasan Hüseyin Çoğalan, Erhan Aygün ve Nuri Doğan Karadeniz'in oybirliği ile tahliyesine karar verildiğini belirtti. Karadeniz, diğer tutuklu 6 sanığın ise kendisinin muhalefeti nedeniyle oyçokluğu ile tahliyelerine karar verildiğini kaydetti. Mahkeme hakimi, sanıkların sadece bu davadan tahliye edildiklerini, ağır ceza mahkemesinde bulunan davadan ise tutukluluk hallerinin devam ettiğini hatırlattı. 9 sanık, "rüşvet alma ve verme, ihaleye fesat karıştırma, görevi kötüye kullanma" suçlarından tutuklu oldukları için bu suçlardan dolayı cezaevinde kalacaklar.

Şalk'a yargı kıskacı

"Beyaz Enerji" soruşturmasının savcısısı Talat Şalk, "yargı kıskacı"na alınmaya çalışılıyor. Beyaz Enerji operasyonlarını yürüten Jandarma Albayı Aziz Ergel ile birlikte gece bir gazetenin barına gittiği gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan Şalk'ın, "görev yeri değişikliği " cezasına çarptırılması istendi.

'Jandarma'dan korktuk'

Devlet eski Bakanı Birsel Sönmez Jandarma'yı suçlayarak, gözaltında baskı ve tehdide uğradıklarını öne sürdü. İfadesinde önce Savcı Kızılaslan'ın sözlerini düzelterek, Enerji Bakanı değil Devlet eski Bakanı olduğunu hatırlatarak başlayan Sönmez, Ünal Peker'le Muzaffer Selvi'ye ödünç para verdiğini doğruladı. Enerji Bakanlığı'nın daha önce haklarında açmış olduğu ortak bir davaları olması nedeniyle bu parayı kendilerine avukat masrafı olarak verdiğini kaydeden Sönmez, eski ifadelerindeki aleyhine olan bölümleri reddetti.

TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Selvi ise, iddianamede yöneltilen suçlamaları kabul etmeyerek, Birsel Sönmez'den yargılandıkları ortak bir davanın masrafları nedeniyle 40 bin dolar aldığını itiraf etti. İddianamede ileri sürülen 150 bin doları almadığını belirten Selvi, "Jandarma'da ve savcılıkta verdiğim ifadeleri kabul etmiyorum. Şu andaki ifadelerim geçerlidir" dedi. Jandarma tarafından gözaltına alındıktan sonra 7 gün boyunca aralıksız sorgulandığını kaydeden Selvi, hasta olması nedeniyle ne konuştuğunu bilmediğini belirtti. TEAŞ eski Genel Müdür Yardımcısı Ünal Peker de Birsel Sönmez'den, borç para aldığını ancak bunun rüşvet olmadığını söyledi. Peker, "Gözaltında bulunduğu sürede baskı ve tehdit gördüğünü belirterek, önüne ne konulduysa imzaladığını kaydetti.