Türkiye'de yayıncılık adına yaptığı çalışmalarla adını duyuran İnsan Yayınları geçtiğimz günlerde Yazarlar Birliği tarafından 'Yılın Yayınevi' Ödülü'ne layık görüldü. İnsan Yayınları sahibi İlhan Akıncı ile ödülü ve kitap dünyasına getirdikleri yenilikler üzerine konuştuk.

"Yılın Yayınevi'' Ödülü'ne layık görüldünüz. Bunu bekliyor muydunuz?

Böyle bir ödül bizleri çok sevindirdi. 17 yıl önce temelini attığımız yayın çizgimizi bu kadar zamandır hiç bozmadan daha derinleştirerek daha geleneksel bir hale getirerek köklü bir şekilde bugünlere getirdik. Türkiye'nin kültür ve düşünce hayatına ciddi isimler bıraktık. İnsan Yayınları olarak mektebi bir çizgi oluşturduk. Yaptıklarımızın ödüllendirilmesi çok güzel.

İnsan Yayınları sayesinde Türk okuyucusu dini konularda sadece Arap ve Doğu dünyasında yaşayan yazarların kafa yormadığını öğrendi. Farklı dillerden çevirdiğiniz eserler sayesinde Arapça yazılmış kitaplar dışında başka dillerde ve başka ülkelerdeki dini, felsefi eserler de okundu. Ne dersiniz?

Bizim yayınevi olarak zaten ilk hedefimizdi bu. Ortadoğu ve Arap dünyasını aşamamıştık. Dönüp dönüp aynı eserler basılıyor, aynı yazarlar okunuyordu.. İnsan yayınları olarak bu çizgiyi bütün bir evrene, dünyaya açtık. Uzak Batı'dan Uzak Doğu'ya ve Kuzey Avrupa'ya kadar her ülkeden düşünürü Türk okuyucusuyla tanıştırdık.

Türk okuyucusunun tanımadığı pek çok yazarı, düşünürü Türk okuyucusuyla buluşturdunuz. Martin Lings, M. Esed, Cevdet Said gibi. Böyle bir öncülüğünüz de var..

Evet.. Geleneksel ve modern anlamda İnsan Yayınları bütün düşünce ekollerini Türk okuyucusuyla buluşturdu. Buluşturmaya da devam ediyor. Bu anlamda metafizik, İslam felsefesi ve düşünce üzerine dünyada önde gelen ve kendi ekollerini oluşturmuş Rene Guenon, Hüseyin Nasr, Martin Lings, Malkom X, Ziyaeddin Serdar, Cevdet Said , Julius Evola, Lewis Mumford, Muhammed Esed gibi pekçok isme ait önemli eserler yayımladık. Çağımızda gerçekten ciddi şeyler söyleyen ve düşünce olarak bir şeyler kazandıran kitaplara ihtiyaç var.