T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Arı kovanına çomak sokmak

A Milli Futbol Takımımız, bal yapan arı bugünlerde... 2002 Dünya Kupası Grup Eleme müsabakalarının altı maçı oynanmış. Azerbaycan'ı İstanbul'da 3-0 yenen millilerimiz, grup lideri. Kalan dört maç daha var ve Milli Takımımız, Japonya ve Güney Kore'de oynanacak finallere giden yolu yarılamış gibi...

Şimdi bakın neler oluyor!...

Türk futbolunu yönettiğini sanan bir grup, eline aldığı çomağı arı kovanına sokuyor. İstanbul'da yaşattıkları o büyük rezaleti alıp Bursa'ya taşıyorlar. Futbol Federasyonu yönetim kurulu üyelerinin, bugüne kadar Türk sporuna kazandırdıklarının bin mislini tek başına gerçekleştiren İstanbul Gençlik Spor İl Müdürü Vedat Bayram'ı hedef gösterenler, bilmiyorlarmı ki, huzuru ortamını bozup milli takımı olumsuz yönde etkiliyorlar. Şeref tribününde ayrılan 150 koltuğu az bulup, kendi avanelerini kapalı tribüne sığdıran ve devlet protokolünü hiç sayıp milli takımları önlerine getiren Futbol Federasyona Başkanı Haluk Ulusoy ve ekibi, Dünya Kupası'na gidecek bir ülkenin yöneticileri olmaya hiç de layık değiller.

3813 Futbol Federasyonu'nun Kanununun değişik 4563 Sayılı Kanunun 10. maddesi ne diyor alın bir okuyun. Bu ülkede önce kanunlar geçer sonra FİFA ve UEFA kuralları...

Devletin tertemiz bürokratını kanunu yerine getirdiği için suçlayıp büyük rezaleti gerçekleştirenler, hırslarını alamamış olacaklar ki, şimdi Bursa'dan abuk-subuk konuşuyorlar. Milli takımı, milli futbolcuları motive edecekleri bugünlerde Gençlik İl Müdürü'ne dalaşan bu grup hem suçlu hem de güçlüdür. Tabir yerindeyse "sazan balığı gibi dalıp'' olaya çomak sokan ve manasız ve de mesnetsiz bir açıklama yapan Levent Kızıl diyor ki, "İstanbul'da bir daha milli maç yok." Futbol Federasyonu'nun bu çirkin endamlı yöneticisi borazancıbaşılılığını üstleniyor.

Devletin bürokratına saldıran bakınını, hiçe sayan bu insanlar ileride talep ettikleri stadı Gençlik Spor Genel Müdürülğü'nden makul bir mazaretle alamazlarsa ne yapacaklar... Futbol Federasyonu gibi Türkiye'nin bütün stadları babalarının malı mı.

İşte bugünlerde Türk futboluna düşen kara görüntü. Dünya Kupası Grup Elemeleri bir yana bırakılmış, Futbol Federasyonu'nun stad ve protokol çirkinliği yaşanıyor.

Şimdi Şenol Güneş, şunu yapmalı, sahada çalıştırdığı futbolcularının gözünü kapamalı, kulaklarını tıkamalı ve olup biten bu çirkinliği hissettirmemeli. Yoksa bugün oynayacağımız ve kolay maç gözüyle bakılan Makedonya müsabakası hiç de beklemediğimiz bir üzüntünün yaratıcısı olabilir.


6 Haziran 2001
Çarşamba
 
TURGUT KOLOĞLUGİL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED