T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

'Resmin içinde yaşıyorum'

Desen ağırlıklı çalışmalarını bir sergiyle sanatseverlere sunan ressam Arzu İpek'le 'resim' üstüne konuştuk.

Resme karşı ilginiz nasıl başladı?

Resme ilgim küçük yaşlarda başladı. Ağabeyimin Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü'nde okuması benim resimle ilgilenmemi sağladı. Üç dört yaşlarında resimle tanışmışımdır, o resimlerim hâlâ saklıdır. Çocukluk yıllarımda Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü'nü hedeflemiştim ve bu okula iyi bir dereceyle girdim ve mezun oldum.

Akademide aldığınız resim öğretiminden sonra, aralarında Yeni Şafak'ın da bulunduğu gazetelerde / ajanslarda grafiker olarak çalıştığınızı ve buralarda grafik tasarımlar yaptığınız biliyoruz. Resim sanatı da grafik tasarım çalışmaları gibi hayal ve ibda gücüne dayanıyor. Siz resimle grafik arasında ne tür bağlar kuruyorsunuz / kuruyordunuz?

Grafik ve resim farklı ilgi isteyen ve farklı ihtiyaçlara cevap veren iki ayrı branş diyebilirim. Fakat resim daha bencil. Resimde çizgiler daha özgür, resimde cetvel kullanmazsınız. Grafikte yaptığınız bir amblemi, logoyu grafik çizimini, şurası iyi olmamış, şöyle olsaydı daha şık dururdu şeklinde patron eleştirebilir. Ama bir tabloyu, bir deseni hiç kimse eleştirmez, çünkü resmin patronu ressamın kendisi. Son cümleyi söyleyebilen ressam, iyi bir eğitime sahip olmalı.. öyle yapmak istedim der tabiî bunu söyleyen sanatçı eğitim almış 'harbi' bir ressam olmalı.

Ne tür resimler yapıyorsunuz? Resmettiklerinizde neyi arıyorsunuz? Ağırlıklı olarak hangi teknikleri kullanıyorsunuz?

Resmin hâlâ anatomisindeyim, bir tarzım yok. Desen çalışmalarıma bir süre daha devam etmeyi düşünüyorum. Karakalem ve çini mürekkeple tarama resimler yapıyorum, aklıma ne gelirse, her şeyi çiziyorum. Resimde aradığım şey mükemmel desen gücü.

Fırçanızdan dökülen bir tabloya baktığınızda kendinizi tablonun neresinde görüyorsunuz?

Resim yaparken öyle hiç bakmadım. Resmi bitirmeyi düşünürüm öncelikle ve bitince de bu işi biliyorum, bir tane daha yapayım derim.

Geçmiş medeniyetlerin günlük yaşantılarını, insanları, eşyayı tablolarınızda detaylı bir şekilde resmederken neler düşünüyorsunuz?

Resme kapılıyorum ve aynı resimdeki ruh halini, atmosferi yaşıyorum. Portredeki ruh halini sezinliyorum. Mekandaki yaşantının sanki içindeyim. Zaten resim yapabilmem için yeterli ve fazlaca duyarlı olduğuma inanıyorum.

1980 sonrası Türk ressamlığında yeni dinamizm akımının etkilerini görüyoruz. Resimde etkilendiğiniz, ilham aldığınız bir ekol / çizgi / üstad / mektep var mı?

Kullan at kültüründeki dinamizm, pop müzik, plastik tabaklar, bardaklar, kolaj teknikleri yaşamımızdaki her şeye yansımış durumda. Rembrandt ve gravürlerinden ilham almışımdır.

İlk şahsi serginizde kaç eser var? Serginin özel bir konusu var mı?

Desen ağırlıklı etütlerden oluşan 25 eser var sergimde....



27 Şubat 2002
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED