T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Kıray'dan bir ülke profili

Cumhuriyetle yaşıt sosyolog Mübeccel Kıray, hayatını anlattığı kitabı 'Hayatımda Hiç Arkaya Bakmadım'da yakın tarihe ait anekdotlar aktarıyor.

Sosyolog Mübeccel Belik Kıray, Bağlam Yayınları tarafından neşredilen "Hayatımda Hiç Arkaya Bakmadım" isimli kitapta hayatını anlattı. Kıray'ın öğrencileri tarafından hazırlanan kitapta Kıray'la birlikte Türk sosyolojisinin 57 yıllık serüvenine ilişkin önemli bilgiler de yer alıyor. Kıray'ın DTCF, ODTÜ ve Marmara Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yaptığı yıllardaki siyasal olaylar da kitapta bir hayli yer tutuyor. Bilim çevrelerinde Merkezi İş Alanı (MİA) ve Ereğli Çalışması'yla ünlenen Kıray, aynı zamanda Türk solu içinde de önemli bir isim.

Soğuk savaş döneminin başladığı ellili yıllardan itibaren "komünist" olduğu gerekçesiyle takibe alınan, 1951'deki TKP Tevkifatı'nda da tutuklananlar arasında yer alan Kıray kitapta, sosyal yapı, toplumsal değişme, Batılılaşma, modernleşme, İslami sermaye, mafya, sekülarizm ve laiklik gibi konularda da ilginç yaklaşımlar ortaya koyuyor.

Kıray cumhuriyetle yaşıt

Cumhuriyetle yaşıt olan Kıray, 1897'de Girit'ten Yunanlılar'ın katliamından kaçarak İzmir'e göç eden bir aileye mensup. Ramazan'ın yaşanmadığı, dini bayramların havasının teneffüs edilmediği, yılbaşı ve cumhuriyet balolarının ise hararetle kutlandığı bir aile ortamında yetişiyor. II. Dünya Savaşı'nın içinde Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü'nde okuyor. Üçü erkek ikisi kız olmak üzere beş kişilik doktora sınıfındaki öğrencilerden biri de bir dönemin ünlü isimlerinden Osman Yüksel Serdengeçti. Serdengeçti ile Mübeccel Belik birbirine zıt iki yaşam ve düşünüş biçiminin temsilcileri. Osman Yüksel milliyetçi-mukeddesatçı, Kıray ise Batıcı ve solcu. Kıray sınıf arkadaşı hakkında şunları söylüyor hayatını anlatırken:

Kafası karışıktı!

"Osman Yüksel biraz kafası karışık bir insandı. Sonra milletvekili oldu. Onlar arkadaşlarımızdı, ama onlar böyle şeylere girmezlerdi. Yok Karpiç'e gidecekler de, yok bilmem dans edecekler de, şarkı söyleyecekler falan. Yok, onlar hep dışarda kalırlardı böyle hareketlerden.. Osman bize gelmezdi; prensibi "Ben Kızılay'dan öteye geçmem". Niye? 'Orası çok kötü yerler'. Bütün protestolarına rağmen birgün dayanamamış geldi. 'Kızılay'ı geçtik, çünkü kafam bozuk' diyordu. Niye kafan bozuk. Sabahleyin camiye gitmiş, papuçlarını dışarda bırakmış ve hiç durmadan namaz kılarken düşünmüş -hiçbirimizin böyle camiyle falan hiç ilgisi yok- papuçları da hep aklında. O papuçlar şimdi çalınırsa ne olacak. Hakikaten de papucu çalınmış. 'Böyle papuç çalan kimseler varsa, ben de Kızılay'ın ötesine geçerim demiş. (..) Çok genç yaşta da öldü. Böyle kendini garip harcayan bir insan olarak öldü"

Solcu Prof'u Amerika kaçırdı

1947 yılında DTCF'de öğretim üyesi olarak çalışan Behice Boran, Niyazi Berkes ve Pertev Naili Boratav komünist oldukları gerekçesiyle tasfiye edilirler. CHP'nin, Cumhuriyet gazetesinin kışkırttığı üniversiteliler DTCF'li hocalar aleyhinde gösteriler yapıyorlar. Kıray bu dönemi sıcak yaşayan birisidir ve birkaç yıl önce Muzaffer Şerif'in tutuklanmasını şöyle anlatıyor: "1945'in Eylül'ünde Muzaffer Bey tevkif edildi. Dünya ayağa kalktı ne oluyor diye. 1944'ün sonuna doğruydu, iki ay kadar mevkuf kaldı. Amerikalılar müdahale etti, İsmet Paşa müdahale etti vesaire. Türkçüler'in etkisiyle oldu bu. Muzaffer Bey tahliye oldu. Tahliye olduğunun onuncu gününde, bir askeri uçakla Mısır'a uçtu, Amerikan askeri uçağıyla, oradan da Amerika'ya gitti. Bir daha da dönemedi. O iki aylık tutukluluk yedi bitirdi adamı"

KIRMIZI KARANFİL BİLE KUŞKULANDIRDI!

Mübeccel Kıray solcu olduğu gerekçesiyle takibat altındadır hep. Behice Boran'ın referansıyla Amerika'ya gidiyor, akademik çalışmalar yapıyor. 1952'de Türkiye'ye dönüyor. Ne var ki bütün kapılar kapanıyor kendisine. Bu dönemde Kıray'a bir kapı açılır, hem de günün koşullarına göre iyi bir parayla: Amerikan Haberler Bürosu'nda işe başlar. Sonraki yıllarda da Amerikalılar'ın pekçok projesinde de önemli roller üstlenir. Kaderin garip bir cilvesi olsa gerek soğuk savaş dönemini başlatan Amerikalılar, komünist oldukları gerekçesiyle Türkiye'de takip edilen, hatta işsiz bırakılan öğretim üyelerine kollarını açıyorlar. Muzaffer Şerif'i Amerika'ya götüren Amerikalılar Kıray'a kol kanat geriyorlar. Amerikan Haberler Bürosu'nda çalışırken tutuklanır Kıray 1952 başlarında. 1951 TKP Tevkifatı devam etmektedir. 200'e yakın solcu Sansaryan'a, Harbiye'ye doldurulur. Menderes Hükümeti, NATO'ya girmek için bir gösteri yapar bir tür. Mübeccel Belik ile tıp doktoru İbrahim Kıray evleneli çok olmamıştır. Kıray, "Amerikalılar bayılacaklardı bu hadise olduğunda. Beni düpedüz Amerikan Haberler Bürosu'na gelip tevkif ettiler. Oradaki masamı aradılar. Amerikalılar çıldırdılar, çıldırdılar, nasıl olur bu iş diye. Amerikalılar'a gösteri diye onu da yaptılar" diyor.

Kıray'ın patronu Robert Kervin vefalıdır. Ünlü Sansaryan Han'a kadar giderek maaşını öder Kıray'ın. 22 ay süren bir tutukluluk hayatı. Eşi İbrahim Kıray daha erken çıkar hapisten. Sansaryan'da tutuklu olan eşine bir karanfil gönderir. Ama karanfil bu, rengi de kırmızı olunca işkillenir yetkililer. Bu olayı İbrahim Kıray, "Ben Beco'ya çiçek gönderdim. Bizim tanışma yıldönümümüzdü ve dedim ki karanfil olsun. Çok naziktiler. Tamam dediler ama karmakarışık bir demet çiçek götürdüler, sandılar ki karanfilin bir manası var" sözleriyle anlatıyor bu olayı.

TALEBEYLE DEĞİŞİM OLMAZ

Türkiye'de öğrenci olaylarına da değinen Kıray, birikimine dayanarak çok önemli tespitlerde bulunuyor. Hocalığı döneminde solcu gençleri şiddetten vazgeçirmek için çalışan Kıray'a militan öğrenciler meğer hep tepki göstermişler. Kıray şöyle diyor:

"Sağ örgütlerin ne kadar anlamsızlıkları varsa, sol örgütlerin daha çok vardı. Her gün beş harfli birisi çıkıyordu ortaya. Birisi bana, şahsen söylemiştir, 'Ben şimdi emir versem yüzbin talebeyi dizerim'. Dizsen ne olur kardeşim. Talebe ile bir şey olmaz. Talebelik geçici bir hal. Talebe bugün talebeyse yarın başka bir şeydir, kalmaz ki."

 
'Resmin içinde yaşıyorum'
Desen ağırlıklı çalışmalarını bir sergiyle sanatseverlere sunan ressam Arzu İpek'le 'resim' üstüne konuştuk.
HAYALLERDEN TUALLERE...
"Öylesine büyük tualler olsa, tebessümlerin gözlerden esirgenmediği, sevgilerin yüreklerde gizlenmediği, sınıfların olmadığı ama değerlerin hep yerine konduğu resimler yapabilsek ve bu resimlerin altında herkesin imzası olsa..." diyen ressam Hülya Çalık yapılanı, edileni değil, hepsinden öncesini, hayal edileni, yani hayaleri resme döktü. Ağırlıklı olarak figüratif ve desene ağırlık veren Çalık'ın fırçasından özgürlüğün, sonsuzluğun, an'ın, özlemin, gizin, vedayının, buluşmanın, yüzleşmenin, birlikteliğin, hülyanın ve yalnızlığın resmi sergileniyor. Modelistlik öğretmenliği yaptığı sırada, Bahattin Odabaşı, Orhan Taylan ve Veli Sapaz gibi ressamlarla çalışmaya başlayan Çalık'ın Yeşilköy 2001 College'de açılan sergisini sanatseverler 29 Mart tarihine kadar gezebilecek.
Seyahatname Saraybosna'da
Kültür Bakanlığı Modern Dans Topluluğu, bu yıl 18'incisi gerçekleştirilen "Uluslararası Saraybosna Kış Festivali"ne katılacak. Topluluk, "Seyahatname" adlı eseri 8 Mart 2002 tarihinde Saraybosna'da, 6-11 Mart tarihleri arasında Mostar'da sahneleyecek.
EBRU SANATINA BÜYÜK İLGİ
Kocaeli Valiliği İl Kültür Müdürlüğü tarafından Sabancı Kültür Merkezinde düzenlenen Türk Süsleme Sanatları Sergisi büyük ilgiyle karşılandı. El emeği göz nuru ile yapılan ebru, hesap işi, tel kırma ve kağıt oyma sanatı olan kat'ı dallarında eğitim gören öğrencilerin bir yıllık çalışmalarının ürünü olan serginin açılışına İl Kültür Müdürü Ercan Yamen, daire müdürleri ve siyasi partilerin temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı. Eğitimci Ayşegül Kır, özellikle depremzedelerin yaşadıkları sıkıntılardan kurtulması için bur tür sanatlarla ilgilenmelerini istedi.
27 Şubat 2002
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED