T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İlhan abime ittifak yakışır...

Son yıllarda "MHP'yi anlayan ve kollayan" yazılarıyla temayüz eden İlhan abi, yani "sol-kemalizm"in duayen kalemi İlhan Selçuk, Ankara'da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi ziyaret etmiş.

Bu tarihî buluşmanın ayrıntılarını dün Muharrem Sarıkaya arkadaşımız yazdı.

İlhan abi "Görüşmem, Cumhuriyet gazetesinin kişiliği ve kimliğini yaşatma çabasından kaynaklanıyor..." diyor.

Anlaşılır bir çaba elbette bu.

Nicedir, refikimiz gazetenin kan kaybettiğini, 500 bin liralık astonomik fiyata rağmen her ay katlanarak büyüyen zararı kapatamakta zorlandığını, hatta personel maaşlarını bile ödeyemediğini duyuyor ve Allah sizi inandırsın ki çok üzülüyorduk.

Bu bağlamda Ecevit'le de görüşmüş İlhan Selçuk.

Hatta, iyi bir Cumhuriyet okuru olduğu söylenen Cumhurbaşakanı Ahmet Necdet Sezer'in de kapısını çalmış.

Bu ziyaretler, Cumhuriyet'i kimi teşvik ve kredi imtiyazlarından yararlandırmak, "takım gazete" tirajının artırılmasını sağlamak türünden masum isteklere dayanıyorsa, ne devlet.

Ama Bahçeli-Selçuk buluşmasının MHP cenahındaki yorumu farklı:

"Bu görüşme, Başbakan Yardımcısı ile gazete imtiyaz sahibinin görüşmesinin ötesine geçti. Kuva-yı milliye ruhu canlandı diyebiliriz. Birçok konuda Sayın İlhan Selçuk'la aynı düşündüğümüzü gördük. Bundan memnunuz."

Ama Selçuk ihtiyatlı.

Bu yakınlaşmanın bir "düşünsel ortaklık", bir "ülkü birliği" gibi anlaşılmasını, hele kem söz sahiplerine "MHP çizgisinde buluştular" dedirtmek istemiyor.

"Ben onların İlhan Selçuk gibi düşünmeye başladığını gördüğüm için bu ziyarete kalkıştım" diyor.

Ama bu, bir "ziyaret"ten çok, iki liderin buluşmasını hatırlatıyor.

İki lider buluşmuş, anlaşmışlar gibi...

Örneğin, Avrupa Birliği meselesini görüşmüşler.

Bunu MHP'liler de teyid ediyor:

"İlhan Selçuk ile ağırlıklı olarak AB konuştuk. Bizimle aynı düşünüyor. En küçük bir görüş ayrılığımız yok. Aramızda ittifak oluştu."

Hasan Cemal'in, "düşüncelerini açık etmeyen, hesaplı-kitaplı, ölçülü, duygularını bastırmakta usta ve ketum" olarak tanımladığı İlhan Selçuk "doğal olarak" daha temkinli:

"AB'ye girmeye karşı değiliz. Bizim düşüncemiz de Fransa, İtalya, İspanya gibi AB'ye kendi kişiliğimizle girelim yönünde..."

İki lider "milliyetçilik" konusunda da anlaşıyorlar:

İlhan Selçuk, "ulusal kimlik üzerinde milliyetçilik yaptığı için MHP'ye sıcak baktığını" söylüyor.

Nerden nereye!

Bundan bir yıl mukaddem, "Avrupa Birliği'ne ve temel özgürlüklere karşı olmak" paydasında milliyetçiliği yeniden tanımlayan bir MHP'linin, "CHP'ye ne hacet, Meclis'te biz varız ya..." sözleri üzerine şöyle bir şeyler yazmıştım:

Milliyetçilik, demokrasi ve özgürlük taleplerine karşı ortak bir payda olabilir mi? Milliyetçi olmak, kendisini durmaksızın bu sıfatla taltif eden insanlara ekstradan söz söyleme, özgürlükleri savunduğu için "öteki"ni suçlama hakkı bahşeder mi?

Tesadüfe bakın ki, cumhuriyetle yaşıt gazetenin cuntacı yazarı da, son zamanlarda Arap emperyalizmine karşı Türkçe ibadeti, demokratikleşmeye karşı güya kuva-yı milliye ruhunu savunmaya ve MHP'li olduğunu iddia eden pür milliyetçilerle ittifak kurulabileceğini yazmaya başladı.

Şimdi sıra, bu "anlamlı ittifakı" yüce parlamentoya taşımakta...

Haydi bakalım!


27 Şubat 2002
Çarşamba
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED