T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ben de "Savaşa karşıyım, ama..." kalıbından nefret ediyorum!

Ertuğrul Özkök sık sık "Teröre karşıyım, ama..." kalıbından nefret ettiğini, "ama"ların arkasına gizlenmiş her türlü mazeret beyanının en az terör kadar tehlikeli olduğunu yazar...

Bunun bir de "Masum insanların bombalanmasına karşıyım, ama..." versiyonu var ki, oralara hiç girmiyor nedense.

Jean Christophe Rufin de masum insanların bombalanmasına karşı, ama...

"Onlar da (güya o masum insanlar) bütün vakitlerini herkesi öldürmek istediklerini söyleyerek geçiriyorlar. Bugüne kadar gökdelene Boeing çarpıncaya kadar her şeyi yapmalarına izin veriliyordu. Bir çeşit mazlum dokunulmazlığı zırhına bürünerek uygar batının sempatisini kazanıyorlardı..."

Rufin de kim?

Bir Fransız romancı.

Irkçı ve faşist değilmiş, hayır.

Özkök öyle diyor.

"Rufin'in söylediklerinin altına aynen imzamı atarım. Bu savaşı yürütmek için özgürlüğümüzün bir kısmından vazgeçme, bir denetim toplumu olmaya zorlanma riskiyle karşı karşıya olsak bile..."

Pısırıklığa kılıf aramayacağız.

Ne yapacağız?

"Terörle savaş konsorsiyumu"na katılıp Afganistan'ı bombalayacağız.

Çünkü bu, dabılyu Bush'un da belirttiği gibi, iyilerle kötülerin savaşı.

Zengin iyilerle, yoksul kötüler...

"Savaşta dikkat edilecek hususlar"ın altını da çiziyor Özkök:

"Bütün mevziler, dağların içine, mağaralara gömülmüş 'bunker'lerde bulunuyor. Yeri belli olmayan bir düşmana atılacak füzeler, ne kadar akıllı olursa olsun, toz toprak içinde helak olabilir."

Hayır, yanlış okumadınız!

Füzeler helak olabilir.

Füzelerin çok sayıda masum insanı öldürebileceğini de belirten Özkök, daha da önemli bir gözlemini aktarıyor: "Irak'a yapılan türden ağır bir bombardıman Afgan halkını bu işten caydırmaz."

Arkadaş, masum halkın ölmesinden çok Afgan halkının bundan caymayacağından endişeli...

Ne diyebiliriz?

Bunun, teröre karşı bir rasyonalite arayışı olduğuna kim inandırabilir bizi?

Özkök'ün "vuralım kıralım"cı romancısına karşılık, bir romancı ve sanatçı olmayan David Held bakın ne diyor?

Bizi, hasta bir medeniyetin insanlığı yoketmeye çalışan savaşına çağıran "hasta kalemlere" ithaf olunur:

"Sadece suç üzerinde değil, suçun nedenleri üzerinde de düşünmemiz gerekir. 11 Eylül'deki terörist saldırılardan kim sorumlu olursa olsun, eğer bu küresel toplumda barış ve toplumsal adalet konularına daha etraflıca düşünmezsek; gelecekte bunun gibi intihar görevlerini, intihar bombalamalarını sürdürecek gönüllülerin sayısı artacaktır. Televizyon ve yeni malûmat sistemlerinin titreşen görüntüleri tarafında şekillenmiş küresel çağda, dünyanın her yerinde yaşam fırsatlarındaki büyük eşitsizlikler bir öfke, kin ve küskünlük cinnetini beslemektedir. Ortadoğu'da adil bir barış gerçekleştirilmez, küreselleşme toplumsal adaletin temel ilkelerini sağlamak üzere inşa edilmezse; henüz yaşadığımız bu tür suçlara ve saldırılara kesin çözüm bulamayız." (Medyakronik, Çeviri: Harun Çırak)


5 Ekim 2001
Cuma
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED