T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

D Ü N Y A
'Osmanlı'nın köleleri bizden daha özgürdü'

Ünlü Ortadoğu uzmanı Bruno Etienne, Osmanlı döneminde yaşayan kölelerin bugünün bireylerinden daha özgür olduğunu ifade etti. Laiklik diye bir şeyin olmadığını söyleyen Etienne, laikliğin İslam dünyasında bir alternatif oluşturmadığını belirtti.

Ortadoğu'nun en önemli uzmanlarından kabul edilen Fransız siyaset bilimcisi Bruno Etienne, Osmanlı dönemindeki kölelerin, bugünün sözde özgür bireylerinden daha özgür olduğunu söyledi. Günümüzde kapitalist üretim biçiminin bireyselleşmeyi "bireyselciliğe" dönüştürdüğünü belirten Etienne, şu görüşleri savundu:

"Ama bu bir manipülasyon aslında. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki köleler, bugünün sözde özgür bireylerinden daha çok özgürlüğe sahiptiler. Bununla köleliği savunduğum sonucu çıkarılmasın. Kuzey Afrika, Güney Afrikalı köleleri azat ettiğinde ne oldu? Bu insanlar Boston'da işçi oldular. Bugün muazzam bir özgürlük illüzyonu içinde yaşıyoruz, kısacası".

'Türkiye bedel ödüyor'

Türkiye'nin yaşadığı kimlik sorununun Türkiye'nin, Osmanlı ile bağlarını tamamen koparmasına dayandıran Etienne, "Türkiye şimdi bunun bedelini ödüyor. Bir anda bir halkın dilini, kültürünü, ideolojisini değiştirmek korkunç bir kopuş. Bu kopuş, içinde yaşanılan tarihsel süreci anlamaktan da yoksun bırakıyor. Aynı dönemde yıkılan üç imparatorluk: Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Rus İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu. İşte bugün bu imparatorlukların tasfiye ediliş biçimlerinin bedeli ödeniyor" dedi. Etienne sözlerine şöyle devam etti: "Vahim bir örnek daha var önümüzde. Kültür ve dini buldozerlerle ezmeye çalışan yetmiş yıllık Sovyet totalitarizmden geriye ne kaldı bugün? Milliyetçilik ve din. İşte siyasi antropolojinin üzerinde durduğu, temel sorun bu..."

'Laiklik diye bir şey yok'

Etienne, "Fransa ya da Türkiye'de, bir cumhuriyet rejiminde, aralarında herhangi bir ayırım gözetilmeksizin yaşayıp giden laik vatandaşlar var. Yıllarca buna inanıldı ama yok böyle bir şey" dedi. Seküler ya da laik büyük ütopyaların inandırıcılıklarını yitirdiklerini belirten Etienne, "Komünizmin yıkılması da ütopik devlet perspektifini yok etti. Bu konuda siyaseten doğru sayılamayacak bir fikrim var. Tektanrılı dinler, kimlik taleplerini tüm siyasi partilerden çok daha iyi karşılayabilir" diye konuştu. Etienne, ulus-devletin artık karşılayamadığı kimlik taleplerini doldurmak gibi bir işlevi yüklenebilmeleri dışında, bugünkü İslami hareketlerin de genel olarak temel referanslarını kaybettiklerini ve modernitenin bir parçası haline geldiklerinden dolayı bir kopuş yaşadıklarını ifade etti.

'Laiklik projesi başarısız oldu'

Arap ve İslam dünyasında İslamcı haraketlerin başarısızlığa uğradığını belirten Etienne, şu görüşleri dile getirdi: "Buna paralel olarak laik hareketler de alternatif olamadı. Türkiye'de bile... Türkler, Gülhane Hattı Hümayunu'ndan beri yani 150 yıldır bunu deniyor ama başarılı olamadı. Ne zaman ki Türkler, 'aşkın bir meşruiyet yoktur' dediler, herşeyin sonu geldi. Bunun anlamı, 'İncil ya da Kur'ân artık seçenek değildir' demek. Bu, ardından neler olup bittiğini anlamama sorununu getirir. Osmanlı'nın nasıl paylaşıldığını, bu paylaşımın Osmanlı içinde hangi dinamiklere, değişimlere denk düştüğünü bilmeden, mesela bugünkü Filistin'i anlayamazsınız".

'Petrolün yerini hidrokarbür aldı'

Dünyada bir değişim yaşandığını, bazı devletlerini bu değişimi daha önceden görüp değişime ayak uydurduklarını ancak bazı devletlerin ise hâlâ direndiğini belirten Etienne, petrolün yerini hidrokarbürün aldığını vurguladı. Etienne, "Hidrokarbürün küreselleştirilmesi sürecini ele alalım mesala: ABD eski Sovyetler birliği ülkelerine daha çok da Müslüman olanlarına yönelik bir strateji izliyor. Çin de dünyanın bir numaralı hidrokarbür üretcisi olma yolunda. Bu değişim mantığı içinde, ABD Suudi Arabistan'ı tek başına bırakma seçeneğini dışlamıyor örneğin. Katar ve Umman emirleri bu değişimi, startejilerini daha yıllar öncesinden hidrokarbür hususunda değişebilecek dengeleri hesaba katarak kurmak suretiyle kontrol altına alma yoluna gittiler. Oysa tepkiselliğin hakim olduğu Arabistan, bu değişimi görmezden gelerek, petrol zenginliğinden dünyanın en hızlı borçlanan ülkelerinden biri olmayı başardı. Bu, pek az kimsenin dikkatini çekti. Değişim var, evet, ama buradan dünyanın geleceğini dair öngörülerden bulunmak da pek kolay değil" dedi.

'Amerikan usûlü saldırganlık hep vardı'

Bugün dünya genelinde gözlemlenen Amerikanvari saldırganlığın hep var olduğunu söyleyen Etienne, "18. ve 19. yüzyıl Avrupası çok daha vahşi ve saldırgandı. Değişen, teorik olarak saldırılanların bir kısımının saldırganların değerlerini içselleştirmesi. Çin'e bakın. Kapitalist olması kaçınılmaz. Avrupa'dakine benzer bir şiddet Çin'de de var olageldi, Japonya'da da. Güçlendikçe daha da artıracaklar şiddetin dozunu. Yaşlı Avrupa'ysa giderek daha az saldırgan oluyor aslında, çünkü felsefi olarak kendi saldırganlık çağını tamamladı ve onun saldırganlık çağıyla henüz bitmedi, bu dünyayı döndürebilir daha. Ama iddia etmek istediği gibi ebedi, sonsuz değil" dedi.

'DÜNYA YENİ 11 EYLÜL'LERE GEBE'

2002 yılı, 11 Eylül'ün gölgesinde sürüp giderken, Ortadoğu, alev almış yanıyor. "3. Dünya savaşı olacak mı olmayacak mı" sorusu endişe yaratırken, Ortadoğu uzmanı Etienne, dünyanın yeni 11 Eylül'lere gebe olduğunu belirtiyor. 11 Eylül'de el-Kaide bağları konusunda ihtiyatlı davranmak geretiğini düşünen Etienne, "Amerikalılar, İslamcılar'a karşı herhangi bir nefret beslemiyorlar. Tamam, şimdilerde teröre karşı aşırı bir hassasiyet var ama nefret söz konusu değil. Birinden nefret etmek için onun kim olduğunu bilmeniz gerekir ki bu, Ameriklalılar için geçerli değil. Karar alıcılardan, CIA'dan, gizli haberalma servislerinden söz ettiğimizde New Yorklular'dan ya da Amerikalılalar'dan söz etmiyoruz. Amerikalılar'ın yaptığı şey, dünyanın geri kalanını aşağılamak, çünkü tanımıyorlar, bilmiyorlar" dedi.

Bruno Etienne kimdir?

Bruno Etienne, en önemli İslam ve Ortadoğu uzmanlarından biri kabul ediliyor. Fransa'da Aix-en-Provence Üniversitesi'nde Siyasi ve Kültürel Antropoloji dersi veren Etienne'in İslam, siyayet bilimi ve Ortadoğu konularında pekçok eseri var. Etienne ayna zamanda Fransa eski Cumhurbaşkanı François Mitterand'ın İslami azınlıklar danışmanıydı. Etienne'nin Fransa'da geçenlerde yayımlanan "Les Amants d'Apolcalypse. Pour Comprendre le 11 septembre - Kıyamete Tapanlar. 11 Eylül'ü Anlamak İçin" adlı kitabı büyük yankı uyandırdı. Etienne, 11 Eylül'ü kıyamet hissiyatı ve fikriyatı temelinde tarihsel ve "etno-psikiyatrik" bir bakış açısıyla açıklıyor. Etienne ile yapılan röportaj Turkishtime dergisinde yayınlandı.


 
Amerikan üsleri ahtapot gibi...
ABD'nin yaklaşık 300 askeri üssünden 70'ten fazlası ülke dışında. Amerikan Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri'nin Avrupa'da 109-134 bin, Asya ve Pasifik'te 90 bin personeli göreve yapıyor. Körfez'de ise 23 bin personeli var.
İşgal valisi Franks Ankara'da
Hindistan ile ABD ortak tatbikat yapacak
Hindistan ve Amerikan Hava Kuvvetleri'nin bu hafta içinde ortak bir tatbikat yapacakları bildirildi. Hindistanlı yetkililer açıklamalarında, Tac Mahal yakınlarında yapılması düşünülen tatbikatın, Hint Hava Kuvvetleri için kaliteli bir eğitim olacağını ve Hindistan ile ABD'nin kendilerini ortak çalışmalar konusunda geliştirebileceklerini ifade ettiler. Amerika'nın 100'den fazla personel ile katıldığı tatbikatın yaklaşık 1 hafta sürmesi bekleniyor.
Irak'ta cezaevleri boşaltıldı
Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, genel af çıkardı. Enformasyon Bakanı Muhammed Said el-Sahaf'ın, devlet televizyonunda okuduğu kararnamede, Saddam'ın siyasi suçlar dahil, çeşitli suçlardan ötürü tutuklu bulunanlar ile kaçak ve mahkumlara geniş kapsamlı af çıkardığı belirtildi. Kararnamede, cinayet suçuyla mahkum olanların, kurbanların ailelerinin affetmeleri, hükümete ya da halka borçlarını ödemeleri halinde serbest bırakılacakları kaydedildi. Saddam Hüseyin'in genel af ilanından hemen sonra, cezaevlerinden tahliyeler başladı. Irak televizyonları, başkent Bağdat'ın 35 kilometre batısında bulunan, ülkenin en büyük cezaevi Ebu Gurayb'dan salıverilen mahkumların görüntülerini yayınladı. Cezaevinden sevinç çığlıkları içinde koşarak çıkan mahkumlar, "siyonizm ve ABD karşıtı" sloganlar attı. Tahliye işlemi sırasında, İçişleri Bakanı ve bakanlığın iki müsteşarı da hazır bulundu.
Filipinler'de bir saldırı daha
Filipinler'in güneyindeki Zamboanga kentinde düzenlenen yeni bir bombalı saldırıda bir kişi öldü, 14 kişi yaralandı. Polis, yüz yıllık Fort Pilar kilisesinin yakınına bırakılan bir motosiklet ya da bisiklete bağlanan el yapımı bombanın patladığını açıkladı. Ölen kişinin asker olduğu bildirildi. Kilisenin, bombalı saldırı tehditleri ve yağmur nedeniyle çok kalabalık olmamasının fazla can kaybını önlediği kaydedildi. Zamboanga'da 3 gün önce düzenlenen iki bombalı saldırıda toplam 7 kişi ölmüş, 162 kişi yaralanmıştı. Polis, saldırıların arkasında, geçtiğimiz günlerde liderleri tutuklanan Ebu Sayyaf örgütünün olduğunu tahmin ediyor.
Dünyanın en uzun adamı Cezayirli
Cezayirli Fourar'ın 2.44 metre boyu ile dünyanın en uzun adamı olduğu ileri sürüldü. Cezayir'in başşehiri Cezayir'in 110 km batısındaki Tizi Ouzou şehrinde bir fuarda çalışan Fourar, "Meraklılara görünerek hayatımı kazanmaya çalışıyorum. Bundan utanmıyorum" dedi. 29 yaşındaki Fourar, 180 kg ağırlığında. 64 numara ayakkabı giyen Furar'ın, aşırı irileştiği için Cezayir'deki bir hastanede 5 kez ameliyat olduğu ve bu nedenle eğitimine devam edemediği belirtiliyor.
21 Ekim 2002
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED