Odak AŞ Genel Müdürü Cihan Dinçer, "Gündemde seçim, AB tartışmaları, Irak operasyonu var. Yarın ne olacağı belli değil. Doğal olarak insanlar taleplerini erteliyor" dedi.

Sayın Dinçer, Türkiye çok kritik bir dönemden geçiyor. Ekonomide ve siyasette bir çok açıdan belirsizlik hakim. Şu anda otomotiv sektörünün içerisinde bulunduğu durum nedir?

- Evet, Türkiye bir seçim atmosferinde. Bunun da ötesinde Türkiye'yi iki yıldır sarsan büyük bir kriz var. Bu kriz döneminde en çok etkilenen sektörlerin başında otomotiv ve inşaat geliyor. Kişi başına düşen araç sayısına bakıldığında Türkiye'de bin kişiye 60 araç düşüyor. Avrupa'da bu rakam bin kişiye 930 araç civarında. Maalesef yıllardır çektiğimiz ekonomik sıkıntılar, halkımızın artık lüks olmaktan çıkmış otomobile bile sahip olmasına engel oluşturuyor. Otomotiv sektöründe sıkıntılar var. İki yıl önce Opel Türkiye'de 68 bin tane araba satmıştı. Geçen yıl bu rakam 35 binlere düştü, bu yıl da hedefimiz 18-20 bin civarında. Tüm otomobil markaları için söylersek 2002 sonu hedefi 95 bin araç.

Bu sıkıntıları aşmak için Opel neler yaptı?

- En başta yeni model ve özelliklerle tercih avantajı sağlamaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz hafta Vectra'nın tanıtımı vardı Türkiye'de. Biz de yeni Vectra'yı tanıtmak için bir açık artırım düzenledik. Tanıtımla ilgili çeşitli etkinlikler yaptık. Yaklaşık 15 bin kişiye mektup ve SMS yoluyla ulaştık. Yaklaşık 4 bin civarında bir katılım elde ettik. Biz ismimiz gibi müşteri odaklı çalışan bir firmayız. Opel bayileri arasında hem müşteri memnuniyeti, hem de araç satışı olarak Türkiye birincisiyiz.

Opel'in diğer markalardan farkı nedir?

- Opel, ilk defa ABS'yi tanıtan markadır. Maalesef, bu tür yenilikleri ve kaliteyi yerli otomobil firmaları değil de yabancı üreticiler getirip tanıtıyor Türk halkına. Türkiye otomobilde kaliteyi Opel'le tanımış oldu. Opel her zaman ekonomi ve güvenli ön plana çıkarır. Opel'in arabasıyla kaza yapanlardan ölenlerin sayısı o kadar azdır ki belki 10 bile bulmaz.

İkinci el otomobillerde devir masraflarının kaldırılması satışlarınızı nasıl etkiledi?

- Aslında bu yılın başından beri ikinci el otomobil pazarı çok hareketliydi. 2000 yılında kredi ile araba alanlar, kriz nedeniyle borçlarını ödeyemeyince arabalarını satmak zorunda kaldılar. Arz çoğaldı, fiyatlar düştü. Ancak 1 Ağustos'tan itibaren devir masraflarının kaldırılması aslında pek bir fark oluşturmadı. Çünkü devir vergileri kalkınca fiyatları artırdılar. İkinci elde bu yıl çok hareketliydi, bu ay hariç. Bütün piyasalar durmuş halde şu an. Herkes seçime kilitlenmiş durumda. Geçim sıkıntısı var. İnsanlar kosko bile yaptıramıyor. Otomobiller el değiştirip duruyor.

'Türkiye'nin potansiyeli büyük'

Sektörün geleceğiyle ilgili düşünceleriniz nedir, seçim sonrası için belkentileriniz olumlu mu?

- Türkiye'de hiç kimse bir gün sonrasının ne olacağını bilmiyor. Fakat Türkiye, pazar açısından Avrupa'nın en önemli ülkelerinden biri. Türkiye'de büyük bir pazar potansiyeli var.

2001 yılında piyasada ciddi bir daralma vardı. Otomobil firmaları stoklarını eritebilmek için çok cazip kampanyalar düzenlemişlerdi. Ancak 2002'den çok ümitli oldukları için bir çok firma yeni kampanya yapmayacağını söylemişti. Şu an durum nedir? Otomobil firmaları yeniden kampanyalara başladılar.

- Geçen yıl bunlar konuşulurken seçim gündemde değildi. Şu an seçim var. AB konusunda önemli bir toplantı var. Irak operasyonu gündemde. İnsanlar bir bekleyiş içerisinde. Ne olacak belli değil. Bütün bunlar insanların talebinin ertelenmesine yol açtı. Açıkçası şu anda 2003 modeli kampanya bir çok modelde yok. O sözlerinde duruyorlar ama bu arada Opel fiyatlarını yüzde 2,5 geriye çekti. Çok rekabetçi bir fiyatımız var. Şu an pazarda Renault ve Fiat'tan sonra üçüncü sıradayız. Aylık bazda baktığımızda binek oto pazarında ağustos ve eylül aylarında da Türkiye ikincisiydik. Tofaş'ı da geride bıraktık. insanlarda bir alışkanlık var: -geçmişte ben de bu sektöre girmeden önce aynı şekilde fikre sahiptim- bir yabancı otomobili, bir Opel'i düşünemiyordum. Renault, Tofaş vardı bizim için. Araba yenilerken bunların bir üst modelini almayı düşürdük. İnsanların birçoğu hala böyle düşünüyor sanırım.

'Almanya fabrikasında Türkçe konuşuluyor'

Opel Türkiye'deki tesislerini neden kapattı?

- 2000 yılında Opel Türkiye'deki üretimini durdurdu. Sebebi de global iktisadi bir karardır. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum: Türkiye'nin krizde bulunmasıyla bir ilgisi yok. Fabrika İzmir Torbalı'da duruyor. Türkiye'nin belki de en büyük yedek parça deposunu yaptılar. Bunun Türkiye'deki krizle ilgisinin olmadığını, Opel'in aynı tarihte İngiltere'deki 5 bin işçi çalışan fabrikasını kapatmasından da anlamak mümkün. Almanya'da çok büyük bir fabrika var. İnsan hayretler içinde kalıyor. 9 tane tren istasyonu geçiyorsunuz fabrikanın boyu bitmiyor. Yaklaşık 20 bin tane müşteri-çalışan otopark yeri var. 22 bin çalışanı var.. Fabrikaya indiğiniz zaman herkes Türkçe konuşuyor. Yaklaşık 8 bin Türk var. 9 bin tane mühendis çalışıyor. Tamamen robot üretimi var. Yukarıdan bir sac iniyor, 9-10 dakika sonra otomobil olarak çıkıyor banttan.

Otomobil almanın zamanı...

2001 sonunda firmalar 'araç almanın tam zamanı diyorlardı' Aynı şey geçerli mi?

- Araç almanın en uygun olduğu dönemler aslında ağustos, eylül aylarıdır. Bu aylarda bir önceki yıldan kalan araçlar alınabilir. Kampanyalı olduğu için, bir önceki model diye tanıtıldığı için fiyatı caziptir. Eskiden her yıl ocak ayından itibaren vergiler artıyordu. Yasa değişiktiği için artık böyle bir zam gelmiyor, sadece aylık zamlar oluyor. Dolayısıyla bu yıl da aynı alışkanlık olacak ama gelecek yıldan itibaren insanlar her ay araba alacak, yığılma olmayacak.

'Yeni Vectra ve Astralar gelecek'

Şu an en çok hangi modeller satılıyor?

- Corsa, Astra ve Vectra'yı satıyoruz. Corsa'nın bulunduğu küçük segmentte son iki yıldır büyük bir artış oldu. Astra'nın olduğu orta sınıfta biraz artış var. Vectra'nın bulunduğu üst segmentte de bir daralma var. Bunun sebebi pahalı araç olması, ÖTV'den fazla pay alması, benzin tüketeminin fazla olması. İnsanların artık daha ekonomik düşündüğünü söylemek mümkün. İki yeni model Vectramızın dışında ocak ayında Meriva diye Zafira'nın bir başka modeli geliyor. 2004 Ocak'tan sonra da mükemmel bir Astra geliyor. Opel her yıl yeni bir arabayı anons etmeye devam ediyor. Böylece Opel, Türkiye'deki ithal otomobildeki birinciliğini koruyacak.

'Satışta birinci, serviste ikinciyiz'

Biraz da Opel Odak hakkında bilgi verir misiniz?

-Opel Odak, 1990 yılında kuruldu. Opel'in en eski bayilerinden biri. Şu an Topkapı'da bir tesisimiz var. Yakında bir tesisimiz daha açılacak. Yaklaşık 105 kişi çalışıyor. Satış rakamları konusunda 2002 yılı Türkiye birincisiyiz. Servis hizmetleri konusunda da Türkiye'nin en çok araç ağırlayan ikinci servisiyiz. Bahsettiğimiz yeni projemizden sonra da birinci firması olacak. Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı İTO Meclis Üyesi İlhan Erem'in yaptığı Opel Odak'ın ortakları ise Sanayi eski Bakanı Yalım Erez, İTO Meclis Başkanı Atalay Şahinoğlu, İTO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Zekai Erez, Ahmet Kuşculu, Rıfat Yılmaz.