T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M
TED BUNDY'DEN
MEÇHUL 'SNIPER'A

Washington ve çevresinde yaşanan son olaylar, 1970 canavarı Ted Bundy'den meçhul 'Sniper'a uzanan seri cinayet kültürünün bir yansıması.

Theodore Robert Bundy, babasından uzak büyüdü. Mutsuz bir çocukluk geçiren Bundy lise eğitiminden sonra psikoloji kursu aldı. Sonra Seattle'daki Washington Üniversitesi'ne girdi. 1967 yılında güzel bir kız olan Stephanie Brooks ile tanıştı. Ancak mutlulukları kısa sürdü. Bundy, Brooks'tan ayrıldıktan sonra büyük bir yıkım yaşadı. Artık tek amacı, Stephanie Brooks'u geri kazanmakdı... Cumhuriyetçi Parti adına yaptığı seyahatlerden birinde Stephanie ile buluştu. Kadın, Bundy'nin yeni halinden etkilendi ve tekrar biraraya geldiler. Kız arkadaşı, Bundy'deki dalgalanmaların farkında değildi. Oysa Bundy enerjisini ansızın cinayetlere yöneltmişti. Ve kurbanlar kız arkadaşı Stephanie Brooks'a benziyordu. Bundy ilk cinayetini 4 Ocak 1974'te işledi, ardından öldürmeye devam etti.

Polis bir süre sonra Bundy'i keşfetti. Bundy yargılandı ve hapse atıldı. Hapishaneden kaçtı ve öldürmeyi sürdürdü. Sonunda yakalandı ve 1979'da Florida'da elektirikli sandalyede ölüm cezasına çarptırıldı. Ancak 10 yıl sonra idam edildi. Son röportajında 28 kişiyi öldürdüğünü itiraf etti. Bundy'nin bir sözü, kötücül seri cinayet kültürünün kalıcılığını gözler önüne seren bir aforizma olarak hala hatırlanıyor: "Biz -seri katiller- sizin oğlunuzuz, kocanızız ve biz her yerdeyiz. Ve gelecekte çocuklarınızın daha fazla öldüğünü göreceksiniz."

ABD'nin başkenti çevresinde yaşanan olaylar, 1970'lerin canavarı Ted Bundy'den meçhul 'Sniper'a uzanan seri cinayet kültürünün son yansıması. Dünya seri cinayetlerinin yüzde 85'i ABD'de işleniyor. Bu durum ABD'de bir seri cinayet ve seri katil profili uzmanlığı yaratmış. Üniversitelerde Kriminoloji profesörleri bu iş üzerine kafa yoruyorlar. Uzmanların incelemesine göre, bir kişiyi seri cinayetlere iten faktörlerin başında kişisel tarihindeki deneyimler yatıyor ve bu deneyimler genelde -Bundy örneğinde görüldüğü gibi- kötü deneyimler. Yetişkin olunca kendini ispatlama dürtüsüyle hareket eden seri katiller, takip edilme ve yakalanmama durumundan hoşlanıyorlar.

Yakalanana kadar öldürüyorlar

Azılı seri katillerin çoğunluğu pişman olmuyorlar. Hatta pişman olmak bir tarafa kimi zaman egoları, onları işledikleri suçları abartmaya ve aslında işlemedikleri cinayetleri üstlenmeye itiyor. Pekçok uzman sadist seri katillerin öldürme eylemine ara vermeyeceğini söylüyor. Buna göre, tipik seri katiller yakalanana kadar öldürmeye devam ediyorlar. Uzmanlara göre her seri katilin ulaşmak istediği bir zirve var. Ve bu zirve arayışı yakalanıncaya kadar devam ediyor.

Uzmanlar, seri katillerin daha önceki performanslarını geliştirmeye çalıştıklarını açıklıyorlar. Buna göre katiller, giderek yaptıkları işte profesyonelleşiyorlar ve zirveye yaklaşıyorlar. Ama farkında olmadan zirveye ulaştıklarında da -özgüven artışı nedeniyle- hata yapmaya başlıyorlar. Bu, 'tırmanış'ın son bulması anlamına geliyor. Son iki haftadır Washington çevresinde dehşet saçan 'Sniper'ın cinayetlere ara vermeye başlaması bunun bir kanıtı.

İlk seri katil Karındeşen Jack

Tarihte, "kendine belirli bir zirve belirleyip bu noktaya ulaşan seri katil" tanımına uyan tek tip olarak Jack The Ripper (Karındeşen Jack) görülüyor. 19. yüzyılın sonlarında Victoria İngilteresi'nde dehşet saçan Jack, beş fahişeyi öldürdü ve sonra kayıplara karıştı. Karındeşen Jack, daha önceki örneklere rağmen tarihin ilk gerçek seri katili olarak değerlendiriliyor. Jack'in Amerikalı çağdaşı H. H. Holmes, 1890'ların son dönemlerinde 27 kişiyi öldürdüğünü itiraf etmişti. Bu adam Amerika'nın kayıtlara geçmiş ilk seri katili olarak biliniyor.

Tanrı aşkına beni yakalayın

Ondan sonraki on yıllık dönemde ise New Orleanslı Baltacı lakabıyla anılan bir psikopat bölgede 1918 ve 19 yılları arasında dehşet saçtı. Bu dönemden sonra Earle Leonard Nelson, Carl Panzram, Albert Fish, Jake Bird gibi katiller ortaya çıktı. William Heirens, rujla yazdığı bir isteğiyle ünlendi: "Tanrı aşkına daha fazla insan öldürmeden yakalayın beni. Kendimi kontrol edemiyorum."

  • FERHAT ÜNLÜ

  •  
    Baro'ya YAŞ benzetmesi
    Ankara Barosu'nun 57. Olağan Kurultayı'nda, başkanlık seçimini 40 yıldır kazanan "Demokratik Sol Avukatlar" grubuna, muhalifler YAŞ benzetmesi yaptı.
    Tartışmalı Botaş ihalesi bugün
    Yeni Şafak'ın gündeme getirdiği ve usulsüzlük iddiaları üzerine iptal edilen dev doğalgaz projelerinin mühendislik ihalesi bugün tekrar düzenleniyor.
    Yeni çağın hastalığı: Bilgi bombardımanı
    Bilgi bombardımanı, insanların bağışıklık sistemini zayıflatarak hasta ediyor.
    Bu kez hafta sonu vurdu
    2 Ekimden bu yana hafta sonları kimseyi vurmayan 'Sniper', bu kez cumartesi akşamı, Ashland'daki bir restoranın park alanı yakınında bir kişiyi karnından vurarak ağır yaraladı.
    Berat'a koştuk
    Berat Gecesi'nde Müslümanlar tüm dünyada camilere koştu. Bol bol dua edilip, mevlidler okutuldu.
    Başkan Yılmaz'ın rekoru
    Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, en uzun süreli görev yapan başkan unvanını aldı.
    Müdüre hazin tören
    Şanlıurfa'da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen TEDAŞ Bölge Müdür Yardımcısı Hasan Balıkçı için memleketi Adana'da tören düzenlendi.
    Osman Ağa'yı sevdiğini mahkemede ispatlayacak
    Topal Osman Ağa'nın anıt mezarındaki kitabenin silinmesinin yankıları sürüyor.
    Başörtülü avukatlar baro toplantısından çıkartıldı
    Uşak Barosu'nun önceki gün yapılan olağan kongresinde başörtülü avukatlardan dışarıya çıkmaları istenince gerginlik yaşandı.
    21 Ekim 2002
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED