T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kafası karışıklar için rehber

İki gün sonra sandık başına gidip oy kullanacağız. Oylarımızı hangi partiye verecek olursak olalım, aklımızda aynı düşünce bulunacak: "Üzerinde yaşadığımız ülkeyi kendimiz ve çocuklarımız için daha iyi bir hale getirmek..." En doğru karara varabilmemiz için kafamızın karışık olmaması gerekiyor.

Oysa, kafamız bir çok bakımdan karışık. Seçim günü yaklaştıkça belirsizlikler azalacağına daha da artıyor. 'Ülkeyi daha yaşanılır kılma' amacının yerini farklı değerlendirmeler alıyor. Eğer gözlerimizi gerçek sorunlardan yarın için hiçbir değer taşımayacak yapay sorunlara çevirir, onların aklımızı teslim almasına izin verirsek, sonradan pişmanlık duyacağımız büyük bir yanlışa düşebileceğiz.

'Gerçek' denmeyi hak eden sorunları artık ezbere biliyoruz. Uygulanan ekonomi politikaları yalnızca birey olarak bizleri fukaralaştırmadı, ülkemizi de ele güne muhtaç hale getirdi. Türkiye üzerinde savaş bulutları dolaşıyor; 'âdil' olduğuna kimsenin inanmadığı bir sıcak çatışmanın içine sürükleneceksek, bunda, yeniden '70 sente muhtaç' duruma gelmemiz en ciddi payın sahibi olacak. Ekonomik bozukluğun dayadığı işsizlik ve açlık, insanlarımızı, daha önce hiç yaşanmamış feci âkıbetlere sevk ediyor.

Ekonomik sıkıntıların temelinde 'yolsuzluklar' yatıyor. 'Devletin malı deniz' mantığı çoktandır işlerlik kazandı. Rüşvet, ihtilâs gibi hastalıklar yaygın. İsraf dizboyu. Bankalarının kasasına kendi cebi muamelesi yapan işadamları yüzünden uğranılan kayıpların endazesi kaçtı. İçerideki soygunların sonucu dışarıya kaçan para miktarı İsviçre'nin gözünü Türkiye'nin üzerinden ayırmamaya zorlayacak kadar yüksek.

Yolsuzlukların kapımıza dayadığı ekonomik sıkıntılarla IMF'ye bağımlı duruma gelmemizin temelinde ise sistemdeki bozukluk yatıyor. Demokrasi, son yirmi yılımıza damgalarını silinmez biçimde vurmuş politikacılar elinde, dar alanda kısa paslaşmalar biçiminde işliyor. Üzerine mühür basacağımız oy pusulasında adları yazılı milletvekili adayları, tercihimiz hangi parti olursa olsun fark etmiyor, sonuçta tek bir lider tarafından tespit edildi. Her aday kampanya için milyarlarca lira harcadı, partilerin harcamalarının ise haddi hesabı yok. Bu 'gerçek', seçim sonrasında, partilere ve adaylara destek çıkan -çoğu müteahhit- işadamlarının hükümetlere fatura dayatmasını getirecek. Yolsuzluğu başlatan bu çarpık ilişkiler...

Bir dizi karışık ve kirli ilişkiden ötürü bir türlü kendini temizlemeyi başaramayan siyasi sistem, bir de bu yüzden, sistem-dışı güçlerin vesayeti altına giriyor. Bırakın konumları gereği esasen çok güçlü kurumların sistem üzerindeki ağırlığını, 'İstanbul Dükalığı' da denilen sayıları az bir grup işadamının müdahaleleri bile sonuç alabiliyor. Bu sonuçların her zaman 'halk için, halktan yana' olduğunu söyleyebilmek mümkün değil. Kaldı ki, 'sistem-dışı güçler', örnek seçtiğimiz 'İstanbul Dükalığı' içinde yer alanların uluslararası burjuvaziyle ilintilerine bakıldığında rahatlıkla görülebileceği gibi, 'yerli-olmayan' odaklarla fazlasıyla içli-dışlılar. Türkiye, biraz da bu yüzden, okyanusta yalpalayan, pusulasız bir gemiyi andırıyor.

Bu seçim bütün sıkıntılardan kurtuluşun kapısı değil elbette; ancak seçim öncesinde varlığı sezilen 'halkın buluşma noktası' sorunların çözümüne bir fırsat penceresi açılacağı umudunu veriyor... 'Yapay gündem' halkın kararlılığını sağlayan 'gerçek gündem'in önüne geçmez, berrak zihinler bulanmaz, aydınlık kafalar yeniden karışmaz ise, 3 Kasım, Türkiye için bir 'kader seçimi'ne dönüşebilir.

Bu sebeple, -Cumhurbaşkanından parti liderlerine kadar- siyasi hayat içerisinde yer alan herkesin, halkın zihnini bulandırarak tereddüde düşürecek, kafasını karıştırıp yanlış tercihlere sürükleyecek söz ve davranışlardan kaçınması gerekiyor. 3 Kasım sonrasının muhtemel tartışmalarını bugüne taşımamızın hiçbir anlamı yok.

Pazar günü sandık başına gittiğimizde, kendimizin ve çocuklarımızın geleceği ile birlikte dünyanın alacağı biçimi de etkileyecek köklü bir tercihte bulunacağımızı bilerek, oyumuzu, sâlim kafayla kullanalım. Olmaz mı?


1 Kasım 2002
Cuma
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED