26 Eylül'de, 8 yıl önce terketmek zorunda bırakıldıkları Diyarbakır'daki köylerine dönmeye karar veren iki aile, korucuların silahlı saldırısıyla karşılaştı ve biri 5 yaşında üç kişi hayatını kaybetti. Jandarma komutanının verdiği güvenceyle köylerine dönen ancak silahlı saldırıya uğrayan Tekin ve Tangüner ailelerinin başına gelenleri Mazlum-Der heyeti raporlaştırdı.

Mazlum-Der Genel Başkanı Yılmaz Ensaroğlu ile birlikte dernek yöneticilerinden dört kişilik bir heyet olayın yaşandığı Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde incelemelerde bulundu. Rapora göre, Tekin, Tangüner ve Güçlü ailelerinin yaşadığı Uğrak köyünde, Güçlü ailesine mensup kişilerin köy korucusu olmaları ve devlet tarafından silahlandırılmaları sonucu sorunlar yaşanmaya başladı. Korucu olmayı kabul etmeyen Tekin ve Tangüner ailelerine güvenlik güçlerinin baskı yaptığı ileri sürülen raporda, bu baskılar sonucu 1994'te 40-45 ailenin köylerini terketmek zorunda bırakıldığı belirtildi. Raporda zorunlu göçe maruz bırakılın bu ailelerin mallarına korucuların el koyduğu kaydedildi. Şehirde yaşadıkları sıkıntıların ardından köylerine dönmeye karar veren aile, Bismil Kaymakamlığı'na ve Jandarma Komutanlığı'na müracaat ederek bu isteklerini iletti. Dönüş için bir engel bulunmadığı cevabını alan aile 26 Eylül'de köylerine gitti. Köylerine varmalarının ardından bir grup korucu havaya ateş etti ve olaylar üzerine karakoldan gelen uzman çavuş "dönüş için yazılı belge getirmeniz gerekir" diyerek köylülerden eşyalarını yükleyip köyden çıkmalarını istedi.

Rapora göre aileler, Jandarma Komutanı ile birlikte tekrar köye döndü. Jandarma Komutanı'nın köyden ayrılmasının ardından ailenin üzerine birkaç yönden ateş edilmeye başlandı ve yaklaşık 15 dakika süren ateş sonucu Nezir Tekin(55), İkram Tekin(45) ve 5 yaşındaki Agit Tekin hayatını kaybetti.

'Olay korucu terörüdür'

Mazlum-Der raporunda üç kişinin öldüğü 6 kişinin ise yaralandığı olayın toplumsal barışı tehdit eden tipik bir 'korucu terörü' olduğu belirtildi. Köylerine dönmek isteyen Tekin ve Tangüner ailelerine mensup kadın ve çocukların köyde çadırlarda kaldığı, erkeklerin ise can güvenliği endişesiyle şehirde kalmaya devam ettiği belirtilen raporda, geçici köy korucusu olan Güçlü ailesine mensup 10 kişinin tutuklandığı kaydedildi.

Yıllardır boşaltılan köylerdeki tüm evleri, tarlaları, bağ ve bahçeleri kullanan korucuların bu rantı ve devlet nezdindeki ayrıcalıklı statüklerini kaybetmek istemedikleri kaydedilen raporda, "Bölgede çatışma ortamı son bulmasına rağmen köye dönüşün önündeki en büyük engel halen güvenlik endişesidir" denildi.