AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Sona doğru...

Henüz 'beyaz bayrak' çekilmedi, ama savaşta sona doğru yaklaşıldığı da belli: ABD askerî güçleri Irak'ın başkenti Bağdat'ın merkez mahallelerine girdi ve devlete ait önemli binaları işgal etti; Bağdat'ın bazı meydanlarındaki Saddam Hüseyin heykelleri yıkıldı, posterleri yırtıldı. Ülkenin belli başlı kentlerinde ve Bağdat'ın bazı mahallelerinde direniş hâlâ sürse bile, Amerika'nın Irak operasyonunda son perdenin inmek üzere olduğunu şimdiden söylemek mümkün. En önemli gösterge, hergün belli saatte işbaşı yapan Irak enformasyon bakanı El-Sahhaf'ın dün ortalıkta gözükmemesi...

Bu gelişmelerde şaşılacak bir yön yok. ABD dünyanın tek süpergücü ve kendini tam bir savaş makinasına dönüştürmüş durumda. Buna karşılık, Irak, oniki yıldır çok kapsamlı ambargolara muhatap ve son bir yılı ise yoğun bir 'silâhsızlanma' baskısı altında geçirdi. ABD ile Irak askerî açıdan birbirine asla rakip olamayacak iki ülke; gücü olan en sonunda güçsüzü yenecekti, yeniyor işte...

Olayın Irak'a özel bir yönü var: 1979 yılından beri devlet başkanlığı koltuğunda oturan Saddam Hüseyin, bu bölgede benzerine bolca rastlanan diktatörler soyundan... Ülkesini, Baas ideolojisi istikametinde ve gerektiğinde zor kullanarak yönetti. On yıla yakın süren Irak-İran Savaşı'nda bir milyon insan hayatını kaybetti; 1991 Körfez Krizi'ne de Kuveyt'i işgal ederek Saddam sebep olmuştu. Saddam Hüseyin, ülkesine büyük itibar ve güç kaybettiren ilk Körfez Savaşı'na rağmen iktidarını sürdürebildi.

Devrilme sürecini canlı yayında izlediğimiz bir diktatör olduğu ve her diktatör de ülkesinde geniş bir mutsuzlar kitlesi yarattığı için, Irak'ta dünden itibaren görülmeye başlayan ABD işgali yanlısı görüntülere de şaşırmamak gerekiyor. Ülkedeki Sünni-Şii ikilemi ve değişik etnisitelerin varlığı, merkezî hükümetin Sünni-Arap özelliği yüzünden, pek çok kişi için ayrıca rahatsızlık kaynağıydı.

Bağdat rejiminin sonunun yaklaşması, hatta halkın bir bölümünün gelişmeyi coşkuyla karşılaması Amerika'nın savaşının haksız ve adaletsiz olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. İnsanlığın gelişmesi, uygarlığın zaman içerisinde kazandığı düzey, ihtilâfların savaş-dışı yollarla çözülmesi alışkanlığını doğurdu. İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşturulan sistemde Birleşmiş Milletler (BM) bunu sağlamanın aracıydı. BM Güvenlik Konseyi'ni dışlayarak açtığı savaş, ABD'nin, kendi kurduğu sistemi kendi eliyle dışlaması ve uygarlığın kazanımlarını elinin tersiyle itmesidir.

Irak'ın hedef haline getirilmesinin Washington tarafından ilân edilen iki temel sebebi vardı: İlki, Saddam'ın elinde kitle imha silâhları bulunması; diğeri de, Irak rejiminin 11 Eylül eylemleriyle ilişkisi... Bu gerekçelerle açılan savaşın son perdesi çekilmek üzere; ancak gerekçeleri doğrulayacak kanıtlar henüz ortada yok. 'Zafer' havası, muhtemelen, bu konunun gündeme taşınmasını engelleyecektir.

Bundan sonra ne olacak? Bu sorunun, biri yakın vâdede Irak için, diğeri de daha uzun vâdede bölge ve dünya için ayrı ayrı cevapları var. Irak Savaşı'nı planlayanlar bunun bir ilk adım olduğunu hiç gizlemediler. Başlattıkları operasyonun 'Dördüncü Dünya Savaşı' olduğunu söyleyen plancıların listesinde Irak'tan sonra başka ülkelerin de bulunduğu biliniyor. Irak'ta elde ettikleri Washington'dakilerin baştan beri hesapladıkları türden bir sonuç ise, gözü karalıklarını başka ülkelere de taşıyacaklardır... Irak'ta nasıl bir yönetim oluşturacaklarını ise hep beraber göreceğiz.

Yeni bir döneme doğru hızla yol alıyoruz; buna hiç kuşku yok. Geçmişte kaldığı sanılan 'gücün egemenliği' üzerine oturan yeni bir dönem olabilir bu. 'Kurtarma', 'özgürleştirme' gibi sihirli sözcükler gerisine saklanarak, gözüne kestirdiği ülkeyi kendisine hedef seçebilir ABD... Irak'a baktığımızda gördüğümüz Amerikan savaş makinasının önünde durabilecek bir güç herhalde dünyada yok...

"Savaş" sözcüğünü ilk duyduğumuz andan itibaren başlayan tartışmalardan öğrendiğimiz gibi, savaş herkesi ürkütmüyor; ancak ürkütmeli... Hele bugünden sonra daha da fazla...


10 Nisan 2003
Perşembe
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED