AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Nakkaştepe'de

Ford-Otosan ve Tofaş fabrikalarının ürettiği otomobillerin yüzde 85'inin ihraç edildiğini biliyor muydunuz? Ben bilmiyordum. Koç Holding, iyi pazarlık yapılmadan girilecek gümrük birliğine karşı çıkmanın sonucu değiştirmediğini görünce kendini yeni şartlara uydurmuş... Mustafa Koç, "Gümrük birliğine girmekten Türkiye'nin ne kârı oldu bilemem, ama grubumuz bu işten kazançlı çıktı" dedi... Kendilerini uluslararası rekabete hazır hale getirmişler, ihracatları artmış...

Ülkemizin en büyük ekonomik grubu Koç Holding'te geçen hafta sessiz-sedasız bir devir-teslim yaşandı. Rahmi Koç, babası Vehbi Koç'tan devraldığı kuruluşu oğlu Mustafa Koç'a devretti. Koç Grubu'nda profesyonel yöneticiler, ne kadar 'vazgeçilmez' olursa olsunlar, görevlerini 65 yaşında bırakıyorlar; Rahmi Bey 73 yaşına gelmişti. Mustafa Koç ise henüz 43 yaşında...

Nakkaştepe'deki Koç Holding merkezinde bir grup gazeteciyle öğle yemeğinde buluşan topluluğun 'patron' konumundaki yöneticisi Mustafa Koç ile 'profesyonel' yöneticisi Bülent Özaydınlı'yı dinlerken, büyümenin, özellikle sağlıklı bir zemin üzerine kuruluyorsa, holdingleri halka daha yakınlaştırdığını düşündüm... Hisseleriniz borsada işlem görüyorsa, ürettikleriniz her eve giriyorsa, kendi geleceğinizi garanti altında hissediyorsanız, Koç veya Sabancı farketmiyor, daha demokrat oluyorsunuz...

Kendilerinin de farkında olduğunu bilmezdim: Benim durduğum mesafeden bakıldığında, büyük holdingler, devletle fazla içiçe görünüyorlar. Ekonomiye hükmeden kuruluş yöneticilerinin her önemli dönemeçte yalpalamalarını bu içli-dışlılığa bağlamak mümkün... TÜSİAD da onların sesi zaten... Ancak, Mustafa Koç, "Devletle, hatta derin devletle içiçe bilinmek bize yaramadı" dedi. Aşırı politize, siyasete müdahil görüntüsü için "Yanlış izlenim" dedi ama, yine de şu sözleri eklemeden edemedi: "Bundan sonra daha dikkatli davranacak, hükümet, devlet kurumları ve siyasi partilerle aynı uzaklığı koruyacağız. Partiler dışı, tarafsız bir politika izleyeceğiz. Vehbi Koç'un, 'Devlet işlerine karışmayın, devletle iş yapmayın' öğüdüne uyacağız..."

Önemli taahhütler bunlar. Hatta, "TÜSİAD'ın hükümeti suçlayan son açıklamasına ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, "Üslubunu değilse de içeriğini tasvip ediyoruz" cevabını vermesine rağmen... Ailesinin üçüncü neslini temsil eden Mustafa Koç'un daha değişik bir 'patron' profili çizeceği anlaşılıyor. Ülkemizin geleceği için de, Ak Parti hükümeti için de, dünyada meydana gelmekte olan köklü değişikliklerin bizi en az etkilemesi bakımından da böyle bir profile ihtiyaç var çünkü...

Büyük, dikdörtgen bir masada oturduk. Hemen her gazetenin genel yayın yönetmenleri oradaydı: Ertuğrul Özkök (Hürriyet), Ergun Babahan (Sabah), Mehmet Yılmaz (Milliyet), Ekrem Dumanlı (Zaman), Tayfun Devecioğlu (Vatan), Resul İzmirli (Türkiye), Ufuk Güldemir (Habertürk), İsmet Berkan (Radikal), Osman Arolat (Dünya)... Selahattin Sadıkoğlu dâvetli olduğu halde gelemedi. Ben ise, Hasan Cemal, Mehmet Barlas, Taha Akyol, Güneri Civaoğlu, Can Aksın, Mehmet Ali Birand, Meral Tamer ve Cüneyt Ülsever ile birlikte 'yazar' kontenjanından oradaydım...

Koç gibi kuruluşlar küçük bir devletin ekonomik büyüklüğüne sahip olabiliyorlar. Bu yılın ihracat beklentileri 4.2 milyar Euro. Ford-Otosan'ın ihracatta bir milyar dolar sınırının üstüne çıkması hedefi koymuşlar. Yeni girdikleri petrol konusunda, OPET'le, ülkenin her tarafına dağılmış bin istasyonları var ve bu yıl sonunda o rakamı 1200'e çıkartmayı hedefliyorlar... OPET'le akaryakıt piyasasının yüzde 11'ine hükmediyorlar... Arçelik üretiminin yarısı Avrupalı evlerde kullanılıyor. Türk Traktör'ü Amerikan çiftçisinin ayağına kadar götürmüşler...

İhracat en önemli gelir kaynağı olduğu için, gözleri ekonomik ve siyasi istikrarda. 2003 yılı sonunda doların 1 milyon 950 bin lira olacağını hesaplamışlar...

Bizim kayıtsızlıkla izlediğimiz ekonomik değerler, Koç Grubu için, 'kâr' veya 'zarar' anlamına gelebiliyor. "Dolardaki her 100 bin liralık yükselme, sadece bir kuruluşumuza 24 milyon dolar yük getiriyor" dedi Mustafa Koç... İstedikleri, 'enflasyon muhasebesi' sistemine geçilmesi; böylece yüksek enflasyon yüzünden paradaki değer kaybının şirketlere zarar getirmesi önlenebilir görüşünde. "Bu yolla ülkeye güven artar, daha fazla yabancı sermaye gelir" dedi Mustafa Koç...

M. Ali Birand'ın "Biz onunla büyüdük" dediği bir dev Alman Grundig firması; ancak yanlış kararlar ve teknolojiye ayak uyduramama sebebiyle kriz içerisinde. Tâliplerden biri Koç Holding'ti. Grundig'in ölüsü bile değerli çünkü; Avrupa'daki elektronik pazarının yüzde 8'i, Almanya'dakinin yüzde 20'si ona ait. "Sıradan bir markayı 100 dolara satamazken, aynı ürüne bilinen bir marka vurduğunuzda 200 dolara kapış kapış gidebiliyor..." Bülent Özaydınlı Grundig'e tâlip olmalarının sebebini böyle açıkladı. Ancak, pazarlık yarım kalmış, almaktan vazgeçmişler...

Devletle mesafeli durma kararlılığı... Ekonomik istikrara yatırım... Bunlar önemli niyetler... Büyümeyi ihracatta arama da öyle... "Avrupa Birliği olmasa da olur" aldırmazlığı bile, hiç değilse benim kulağıma, ülke dinamiklerine güvenme gibi geldi.

Koç Holding'in yeni dönemi ilginç olacağa benziyor...


10 Nisan 2003
Perşembe
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED