AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
İHL'lilerin önünü açmak

Yeni yüksek öğretim yasa tasarısı tartışmalarında en çok kullanılan ifadelerden biri de bu. Gürüz ve ekibinin ürettiği bu tapon mal, gazete köşelerinde de fütursuzca tüketiliyor.

Olay şu: Hükümet, 28 Şubat sürecinde getirilen ve meslek lisesi mezunlarının, mesleki okullar dışında herhangi bir yüksek öğrenim alanına gidişini engelleyen puan hesabını değiştiriyor.

Mevcut uygulamaya göre, eğer meslek lisesi mezunu isen ve alan dışı bir fakülteye gitmek istiyorsun, ÖSS'de aldığın puanın, normal lise öğrencisinden daha düşük bir yüzde ile (0.5'e 0.2 ile) çarpılıyor ve bunun sonucu meslek lisesi mezunları ÖSS'den en yüksek puanı alsa bile, normal liselinin 30 puan gerisinde bir öğrenci muamelesi görüyor. Yani eşit hesap edilse Boğaziçi'ne girebilecek öğrenci, bu puan çarpılması sonucu, Harran Üniversitesi'nin bilmem hangi fakültesine girebiliyor.

Burada bir adaletsizlik olduğu açık.

Ve birkaç yıldır bu adaletsizlik, ya binlerce öğrencinin, aldıkları yüksek puanlara rağmen, puanlarının karşılığı olan fakültelere girememeleri sonucunu doğurdu, ya da böyle bir tırpanlanmayı göze alamayan çocukların meslek liselerinden kaçışına yol açtı.

Bundan, tüm meslek liseleri etkilendi. Tüm meslek liselerinde öğrenci kapasitesi düştü.

Bu uygulamanın İHL'lerin önünü kapatmak için yapıldığı açıktı, tabii olarak İHL'ler en çok etkilendi.

Şimdi...

Hükümet "adaletsizliği kaldırmak" için harekete geçti.

Bunun ciddi bir toplumsal beklenti olduğu açık. Çünkü çocukları meslek liselerine giden yüzbinlerce aile, adaletsizliğin farkında ve bunun düzeltilmesini istiyor.

İşte burada, bir koro başlıyor: "Bu, İHL'lerin önünü açma projesidir."

Sanki büyük bir cinayet haber veriliyor. Sanki olmaması gereken bir iş yapılıyor. Sanki "İHL'lerin önünün kapalı olması" konusunda bir milli mutabakat var da, bu proje o mutabakatı delmiş oluyor. "İHL'lerin önünü açmak" tabulaşmış bir alana müdahale şekline büründürülüyor... Sanki hükümet "adaletsizliği gidermek" ve "toplumsal beklentiyi karşılamak" gibi onurlu bir iş yapmıyor da, bir cürüm irtikab ediyor.

Ardından "Hayır, sadece İHL'lilerin önü açılmış olmuyor, tüm meslek liselilere yönelik adaletsizlik gideriliyor" gibisinden savunma geliyor. Bu savunmanın özünde haklı olduğu açık, ancak yine bu savunmanın, "adaletsizlik sadece İHL'lilere yönelik olsaydı bu uygulamanın haklılığı tartışılabilirdi" gibi bir anlam taşıdığı da açık. Yani bu savunmanın, özünde İHL'lilere yönelik olumsuz kanaate bir ölçüde haklılık payı tanıdığı görülüyor.

Oysa ortada bir adaletsizlik var, ve bu kime karşı yapılırsa yapılsın, onun izalesi gerekir.

"İHL"liler üvey evlat mı?" sorusu, çok sorulur. Ama işte bunun için sorulur. "İHL'liler adaletsizliği hak ediyor" tarzında bir mantık varsa bu ülkede anlaşılır. Ama adaletsizliğin her türü reddediliyorsa, o zaman, tartışmayı yeni baştan başlatmak gerekiyor.

-İHL'lilere haksızlık yapılıyor mu?

-Evet. Ama hakediyorlar!

-Nasıl hakediyorlar?

-İHL'yi seçmekle. Meslek lisesini seçen bedeline katlanmalı.

-Peki İHL'yi seçen tıp fakültesine veya hukuka giderse ne kaybeder ülke?

-Din eğitimi de almış doktor veya hukukçu vs. yetişir. Ondan sonrası devletin bileceği iş.

-Peki vatandaşın bileceği iş nerede duruyor demokratik bir ülkede?

Bundan sonra "Yersen!!!"li üslup devreye giriyor. "Kural bu. Türkiye bu." Vatandaşın dilediği değil, hakim iradenin dayattığı felsefe belirler her şeyi...

Ben diyorum ki, bu ülkede bir tek çocuk, lise çıkışı ne olursa olsun, yüksek öğretimde hangi dalda başarı gösterebilecekse orada yükselmesine imkan tanınmalı. Hangi sebeple olursa olsun, onun yolunu kesmek, ülkenin insan kaynağına vurulmuş darbe olarak değerlendirilmeli.

İHL çıkışlı bir çocuk, tıp adamı olmasın, elekronikçi olmasın, iktisatçı olmasın, hukukçu olmasın, olmasın, olmasın, olmasın!..

Buradaki kafa tıkanmasını görmek zor mu?

Sürekli ülkenin çocuklarına karşı teyakkuz halinde bir zihniyet.

İHL'leri biçmek için bütün meslek liselilere kıyabilmeyi göze alan bir zihniyet!

Burada insani hassasiyet nerede?

Buna karşılık bir tek çocuğu kurtarabilmek için bütün yolları açan, bütün riskleri üstelenen bir zihniyete ne derdiniz?

Burada İHL'nin sistem için neden problem haline geldiğinin de tartışılması lazım.

28 Şubat'tan bu yana devlet İHL'lerden "irtica ile mücadele" raporları içinde bahsedip duruyor. Asıl cinayet bu. Kendi eğitim sistemi içinde işleyen okullara kuşku ile bakmak ve her çocuğu potansiyel mürteci görmek! Bu nasıl devlet anlayışıdır?

Evet, vatandaş İHL'leri bir ihtiyaç olarak hissetmiş, binalarını inşa etmiş, çocuklarını göndermiş ve devlete başvurup eğitim programı ve öğretmen istemiştir. Bunda acaip olan ne?

Demokratik bir devlet vatandaşının çağrısını dinler, ona yol gösterir, ama hiçbir biçimde vatandaşın bu talebinin üzerine "irtica damgası" vurmaz. Vatandaş talebine "tehdit" algılaması ile yaklaşan devlet sistemine de demokrasi denmez.

Belki de vatandaşın İHL'lere bu ölçüde ilgi göstermesi, normal liselerde "din ve ahlak eğitimi"nin, talebi karşılayacak oranda olmadığı inancından kaynaklanmaktadır. Belki de bu yüzden vatandaş İHL'yi de facto olarak "meslek lisesi" hüviyetinden çıkarıp, genel lise haline getirmiştir. Demokratik bir devlet, vatandaşın bu fiili yönelişini de anlar ve içinden çözüm çıkarır. Ama hiçbir şekilde "Sen ne istersen iste ben bildiğimi okurum, üstelik kendi bildiğinde ısrar edersen seni ve çocuğunu cezalandırırım" demez.

Aslında İHL konusu, hem Türkiye sisteminin ne kadar demokrat olduğunun, hem de birtakım korkulardan kurtulmak için ne kadar insana kıyabilmeyi göze alacağının ya da bir tek insanı bile heba etmeme duyarlılığı gösterebileceğinin sınama alanıdır.

Son söz: Asıl cürüm, İHL'lilerin ve onlara bağlı olarak meslek liselilerin önünü kapalı tutmaktır. Demokrasiyi özümsemiş bir Türkiye'de asıl bu adaletsizliğe sebep olanlardan hesap sorulur.


11 Temmuz 2003
Cuma
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED