|
|
ÖMER ÇAKKAL
'Tambur sesine vuruldum' Nejdet Yaşar Gaziantep'in Nizip ilçesinde dünyaya gelir. Çocukken en çok, evlerinin camından görülen Zeugma'ya bakmayı, bir de gramafondan Aşık Veysel, Münir Nurettin Selçuk ve Safiya Ayla gibi ustaları dinlemeyi sever. Ortaokul ve lise yıllarında bağlamaya heves eden Yaşar, ileride hayatına yön verecek olan tamburla ise üniversitede tanışır. Usta sanatçı bu tanışmayı olayı şöyle anlatıyor: "Süleymaniye Camii'nin önünde bir Bekirağa Bölüğü vardı. Onun binasında da bizim öğrenci yurdu. Yıktılar şimdi onu. İşte en büyük tamburilerimizden Mesut Cemil'in tamburunun sesiyle o yurtta tanıştım. Ne tanışması, vuruldum. Ardındansa bir tambur edinerek bir deli gibi, sabahlara kadar tambur çalmaya başladım..." Nejdet Yaşar daha üniversitedeyken rüştünü ispatlar. Fakültenin son sınıfında Üniversite Korosu'nun Müdürü Nevzat Atlığ onu korosuna davet eder. Onlarla birlikte çalmaya başlayan Yaşar için asıl milat Mesut Cemil ile tanışmasıdır. Olayı usta sanatçının ağzından aktaralım: "TRT İstanbul Radyosu'nda, amatör grupların konserlerinden birinde bir gün solo taksimi yapmaya başladım. O zaman Mesut Cemil, TRT İstanbul Radyosu'na müdür olarak atanmış. Neyse, ben o taksimi bilerek uzattım. Farklı bir şekilde, hatta çılgınca çalmaya başladım. Tamburun bir gövdeye yakın bölümünü bir sapına yakın bölümünü tutarak çaldım. Mesut Cemil, tamburun sesini duyup, kendisine tahsis edilen dairesinden aşağıya kadar inmiş. Hatta yanındakilere, "Kim bu tamburu çalan, yoksa ben miyim?" diye sormuş. Ve stüdyoya kadar geldi, taksimim bitince de yanıma gelip beni tuttu, sarıldık.." Unutulmayan kayıtlar geliyor Nejdet Yaşar'ın, ileride kendisine daha fazla hayranlık besleyeceği Mesut Cemil ile birlikteliği böylece başlar. Cemil, onu radyonun Klasik Türk Müziği Korosu'na alır. Koroda, neyzen Niyazi Sayın'la da tanışan Yaşar, Sayın'la yarım asırlık dostluğun temelinin o gün atıldığını söylüyor. Amerika'da birlikte eğitim gören Sayın ve Yaşar dönüşlerinde uzun yıllar birlikte ses getiren konserler verirler. Onlara ara sıra kemençesi ile İlhan Özgen de katılır. Yaşar, o konserlerin özlemini bugün bile çekenlerin hasretlerini yeni albümüyle bir nebze olsun dindirmeyi amaçlıyor. Usta sanatçı eski kayıtlarının unutulup gitmemesi için Niyazi Sayın'la birlikte çaldıkları parçaları derleyip bir arşiv serisi yayınlayacaklarının da müjdesini veriyor.
Para için çalıyorsan eve gelme, seni almam
ALBÜMDE tamburun sedası olarak başarılı bulduğu parçalara yer verdiğini, eski ustaları da hatırlatmak istediğini söyleyen Yaşar, annesinin sözünü düstur edindiğini ifade ediyor: "Nur içinde yatsın şöyle demişti: "Oğlum yaptığın şey sana ve millete hayırlı olacaksa devam et. Ama para için, şöret için çalıyorsan Antep'e geldiğinde seni evden içeri almam."
Ses kalitesi düşse de saz kalitesi artacak
TAMBURUN ileride de büyük ustalar yetiştireceğine inanıyorum. Çünkü günümüzün ses sanatçıları kendilerini fizikleriyle göstermeye çalışıyorlar. Oysa çalanlar için böyle değil. Onlar sürekli kendilerini geliştirme, sanatlarını ustalara ve halka ispat etme durumundalar. Bu nedenle solistlerimizin kalitesi düşse bile, çalgıcılarımızın kalitesi her daim artacak.
Tambur narin sazdır her yerde çalınamaz
SESLİ ve şamatalı sazların, müziklerin hakim olduğu çağımızda tambura yeterince önem verilmemesi doğal. Tambur narin bir sazdır. Orda burda, sokakta çalınması mümkün değil. Bir ikincisi tambur zor üretilen, üreticisi az olan bir müzik aleti. Bu iki neden tamburun yaygınlaşmasını engelledi.
|
|
|