AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Artan beklentilerin karşılanması zorluğu

3 Kasım seçimlerini takip eden günlerde, seçimi kazanan partili milletvekillerinin bulunduğu bir değerlendirme toplantısında seçimi ve seçim sonrasındaki gelişmeleri kısaca değerlendirmem istendiğinde seçimde ortaya çıkan tabloyu kısaca analiz etmiş ve seçimi kazanan Ak Parti'nin nasıl bir Türkiye'nin sorumluluğunu üstlendiğine dikkat çekerek özellikle ortaya çıkan yüksek beklentilerin altını çizmiştim.

Bu konuşmayı bugün hatırlamam her geçen gün beklentilerin giderek daha da artması ve belki de altından kalkılamaz hale gelme eğilimi göstermesi nedeniyledir. Bu gözlemimi ve kaygımı biraz açmam gerekiyor.

Seçimlerde iktidar kadrolarının yenilenmesi tüm ülke için yeni bir başlangıç, yeni bir heyecan ve yeni bir dinamizmdir. Özellikle de toplumun çözümsüzlük, karamsarlık ve umutsuzluk sarmalı içerisinde bunaldığı, bir çıkış yolu aradığı bir dönemde iktidar yenilenmesi başlıbaşına bir heyecan ve diriliştir.

Her yeni iktidar demek yeni beklentiler, umutlar ve çözümler demektir.

Bu umutlarla, beklentilerle iktidarların yapabilecekleri arasında bir uyumluluğun olması, yerine getirilmesi imkansız ve hayali olmaması gerekir. Çünkü hayali ve yerine getirilmesi imkansız beklentilerin karşılanması mümkün olmadığından bunun yaratacağı hayal kırıklığı ve karamsarlık öncekinden daha da büyük olacaktır. Bunun faturası hem iktidar için hem de tüm toplum kesimleri için çok daha büyük olacaktır.

Yolsuzluklar Komisyonu beklentileri artırıyor...

Aylardır TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu çalışmalarını büyük bir gayretle sürdürüyor. Eski başbakanları, bakanları, milletvekilleri, bürokratları, iş adamları... sayısız kişiyi dinliyor. Onlardan bilgi alıyor, bilgileri değerlendiriyor ve Türkiye'nin yolsuzluklar haritasını çıkarmaya çalışıyor. Her akşam televizyon ekranlarına komisyona ilişkin bir haber geliyor. Hangi eski bakan, başbakan veya milletvekili için Yüce Divan yolu açıldığı, kimin için yeni soruşturma komisyonu kurulacağı, yolsuzluklarla ilgili yeni nelerin ortaya çıkarıldığı merak konusu oluyor.

Bu arada iktidar partisi yetkilileri ve hükümet üyeleri de yolsuzluklarla ilgili toplumu yerinden hoplatacak sözler söylüyor ve bunların önleneceği, hesabın sorulacağı vaadi yapılıyor. Sayın Başbakan "hortumların kesilmesi"nden, "damardan girildiği"nden söz ediyor.

Bütün bunlar iyi hoş, ancak bütün bunlardan dolayı toplumda yaratılmakta olan yüksek beklentilerin nasıl karşılanacağı, toplumun nasıl tatmin edileceği ve bu süreçten nasıl bir sonucun elde edileceği önemlidir.

Kaç gündür toplumun değişik kesimleriyle konuşmakta, gelişmeleri nasıl değerlendirdiklerini dinlemekteyim. Edindiğim intiba şu: Toplum yolsuzluklarla ilgili çalışmalardan memnundur ve bundan dolayı hükümete büyük destek vermektedir. Her gün ortaya sürülen yolsuzluklarla ilgili haberlerden adeta şaşkınlık geçirmektedir. Ancak bunun sonunun nereye varacağını da merak etmektedir. Öyle ki bu soygunlar dolayısıyla kimin ellerine kelepçe takılacağını merak etmekte, kimin mahkum edileceğinin hesabını yapmaktadır. Fakat önemli bir kesim de bütün bunlardan bir şeyin çıkmayacağı kaygısı içerisinde bulunmaktadır. Bundan dolayıdır ki Sayın Başbakan'ın "minareyi çalan kılıfını da hazırlamış" anlamına gelecek sözlerinden de kaygı duymaktadır.

Hükümet ve parlamentonun diğer çalışmaları bir yana yolsuzluklarla ilgili çalışmaları toplumda son derece yüksek beklentilere yol açmış bulunmaktadır. Öyle ki Türkiye'nin geri kalmışlığı, yıllardır yaşadığı yüksek enflasyon, ekonomik krizler ve diğer tüm toplumsal sorunların hepsi yolsuzluklara bağlanmaktadır. Söz konusu yolsuzluklar önlenir, yolsuzluk yapanlara hesap sorulur, ellerine kelepçe geçirilir ve mahkeme önüne çıkarılırsa yaşanan sorunların kolayca çözümleneceği kanaati yaygınlaşmaktadır.

Evet hükümetlerin gece gündüz çalışmaları, toplumun beklentilerini karşılamak için çaba göstermeleri son derece önemli. Ancak her geçen gün giderek artan beklentiler stoku öyle bir noktaya gelir ki onun karşılanması imkansız hale gelir ve bunun yaratacağı hayal kırıklığı hiçbir şeyle telafi edilemez. Hükümetin toplumun önüne koyacağı hiçbir gerekçe, yaratılan yüksek beklentileri karşılayamamanın makul ve anlaşılabilir mazereti olamaz. Hedeflerin ve beklentilerin makul, ulaşılabilir ve karşılanabilir olması gerekir. Toplum yeni hayal kırıklıkları yaşamak istememektedir.


22 Temmuz 2003
Salı
 
DAVUT DURSUN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED