AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

G Ü N D E M

6000 yıllık sesleri bugüne taşıyor

6 bin yıllık Türk çalgıları, Feridun Obul ile yeniden hayat buluyor. Obul, günümüzde bilinmeyen yaklaşık 500 çeşit Orta Asya Türk enstrümanını, Sultanahmet'teki atölyesinde yapıyor.

Sultanahmet Alayköşkü Caddesi Küçük Sokak'ta bulunan iki katlı eski bir evden, 6000 yıllık müzik sesleri yükseliyor. Geçmişin kâh hüzünlü, kâh neşeli notalarını günümüze taşıyan ve Türk Müzik Evi diye adlandırılan bu evde, ismini bile bilmediğimiz tarihi enstrümanlar yeniden canlanıyor. Türkler'in tarihleri boyunca kullanmış oldukları 400-500 çeşit enstrümana, orijinallerine sadık kalarak bu evde hayat veren Feridun Obul, Türk müzik kültürünü geleceğe taşıyan bir köprü görevini üstleniyor.

Obul tam 20 yıldır çeng, kubuz, şangubuz, dombra, koçkarca, kılkopuz, rübab, balaban, özbek nayı, santur, koray, sıbızgı, miskal, musikar, çarta, cetigen, nakkare ve nagara gibi, isimlerine kulaklarımızın hiç de aşina olmadığı türden Orta Asya Türk çalgılarını yapıp dünyaya tanıtıyor. Enstrümanlarını, Amerika'dan Avrupa ülkelerine ve Japonya'ya kadar pekçok ülkeye gönderen Obul, "Türkiye'de yaptığım işi önemseyen az sayıda kişi var. Enstrümanların yüzde 90'ını, yurt dışından gelen müzik okulları araştırmacıları için yapıyorum" diyor. Obul'un en büyük hedeflerinden biri ise, sayıları yüzlerle ifade edilen eski Türk çalgılarını bir müzede biraraya getirebilmek.

Dombra çalamayana kız yok

Orta Asya kültürünün, Yesevi kültürü ile Anadolu'ya taşındığını ifade eden Obul, şu bilgileri veriyor: "Orta Asya'dan Anadolu'ya göçler sırasında, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre gibi gönül insanları vasıtasıyla, Orta Asya'dan gelen Yesevi-Sufi kültürü, beraberinde musıkîsini ve folklorunu de getirdi. Orta Asya'da Türkler'in yaşadığı her yerde müzik toplumun yaşamını şekillendirmişti. Mesela Kazaklar'da her delikanlıya, Dede Korkut'un sazı olarak bilinen dombra öğretilir, bu enstrümanı çalmasını bilmeyene kız verilmezdi.

Kendi çalgılarımızı kullanmalıyız

Ayrıca savaşçı bir millet olan Türkler, savaşa hazırlanırken ve hasta tedavi ederken de müziği kullanırdı". Feridun Obul'un kızı Gökçe Obul da babası gibi antik enstrümanlar yapıyor. Gökçe Obul ise, müziğimizde kendi etnik enstrümanlarımıza daha çok yer verilmesi gerektiğine değiniyor: "Keman bir Batı çalgısıdır. Onun yerine rübab kullanılabilir. Daha doğrusu besteler rübab kullanmaya uygun bir hale getirilebilir".

Resimlerdeki çalgıları canlandırıyor

Gerek minyatür, gravür ve fotoğraflardan istifade ederek, gerek Türk müzik tarihiyle ilgili giriştiği araştırmaların neticesinde ulaştığı, tarih sayfalarında kilitli kalmış enstrümanları, atölyesinde bir bir kültür tarihimize kazandıran Feridun Obul, ayda 10-15 Türk müzik aleti yapıyor. Özellikle Türk çalgılarına meraklı koleksiyonerler için, enstrümanın resmine baka baka onu yeniden tarih sayfasına kazandırabilen Obul'un enstrümanlarının fiyatları ise, 400 milyonla 5 bin dolar arasında değişiyor. Türk Müzik Evine, http://www.geocities.com/turkishmusichouse adresinden ulaşılabiliyor.

  • ÜRÜN DİRİER, İSTANBUL



  • 22 Temmuz 2003
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED