T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

A K T Ü E L

İki yıldır haykırıyoruz

Verilen sözlerin tutulmaması depremzedeleri çileden çıkardı. iki yıldır haykırdıklarını belirten depremzedeler, "Yeter artık sesimizi duyun" diyorlar.

Felaketin ardından geçen iki yıl acıları azaltmadı. Sadece alışmaya çalıştı insanlar; acıya ve sevdiklerinin yokluğuna. 17 Ağustos'ta enkazlara ailesinden dört kişiyi kurban veren Sıdıka Yüksel de acıyı, çaresizlikle birlikte hissedenlerden. Yüksel, iki çocuğunu ve hayat arkadaşını kara toprağa kendi elleriyle vermiş. Acılarının hiçbir zaman dinmeyeceğini söyleyen Yüksel, "Mezar taşları benim yastığım oldu. Günlerce iki yavrumun ve kocamın mezarları başında bekledim. Ve sonra anladım ki onlar gelmeyecek" diyor...

Geleceklerini istiyorlar

"Adapazarı'nda yaşıyoruz, Adapazarı'nı terk etmiyoruz", "Gölcük'ü seviyoruz, Gölcük'ü terk etmiyoruz..." Bu sloganlar Adapazarı ve Gölcük için yeni bir umut olmuş. Depremin sıcak günlerinde insanlar akın akın şehirlerini terk ederken, bazı sivil toplum örgütlerinin ortaya attığı slogan kentten göçü biraz olsun frenlenmiş. Şimdi insanlar devletten geleceğini istiyor. Devletin kendileriyle yeterince ilgilenmediğini söyleyen depremzedeler, verilen sözlerin yerine getirilmemesine de isyan ediyor. 2 yıldır haykırdıklarını belirten depremzedeler, "Yeter artık sesimizi duyun" diyorlar. 17 Ağustos'ta sadece Marmara'nın yıkılmadığını belirten depremzedeler, devlete olan güvenin de ağır hasar aldığı görüşünde. Depremzedeler geçtiğimiz yıl düzenlenen "Uyuma Türkiye Ben Uyumuyorum", "Unutmadık, Unutturmadık" çağrılarıyla kampanya düzenleyip, vicdanları rahatlatmaya çalışanlara ise kızgınlar.

KİRACILAR YİNE ORTADA

Deprem bölgesindeki kiracılar tam bir çıkmazın içinde. Ayakta kalmayı başarmış binalardaki daire fiyatları el yakıyor. Merkezi yerlerde kiralar 200 milyondan başlıyor ve 500 milyona kadar çıkıyor. Kiracılar açısından büyük önem taşıyan kalıcı konut açığının giderilmesi için ise ortada hiçbir proje yok. Son yaşanan ekonomik kriz nedeniyle daha önce yapılması planlanan toplu konut projelerinin hayata geçirilmesi de neredeyse imkansız hale gelmiş.

Hasar tespit komedisi

Bu arada depremden hemen sonra yapılan hasar tespitlerinde yıkılan binalara "sağlam", sağlam binalara "yıkılmıştır" raporu verilmesini ilk anların şaşkınlığına verilmişti. Ancak bilirkişi heyetleri hala aynı bina için farklı raporlar veriyor. Ozanlar Mahallesi Öğretmenler bloklarında bir apartmana önce ağır hasar raporu verildi. Bu rapora göre binanın kesinlikle yıkılması gerekiyordu. Düzce depremi sonrasında aynı binaya bir başka bilirkişi heyeti orta hasar raporu verdi. Daha sonra Bölge İdare Mahkemesi'ne bir daire sahibinin yaptığı itiraz sonucu, mahkemece oluşturulan bilirkişi heyeti ise aynı binaya hasarsız raporu verdi.

Öte yandan deprem bölgelerinde altyapı inşaatları yerel yönetimler tarafından değil de İller Bankası Bölge Müdürlüğü elemanlarınca denetlendiğinden, taşeronlar tam anlamı ile kontrolsüz bir şekilde çalışmalarını sürdürüyorlar. Çalışma yaptıkları yerlerde hiçbir trafik önlemi almayan taşeronlar, birçok kazaya sebep oluyorlar. Taşeronların kontrolsüz çalışmaları nedeniyle kentin birçok yerinde kanalizasyon pislikleri de yollara yayılıyor.

Tarihi eserlere sponsor aranıyor

Vakıflardan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, depremde hasar gören tarihi eserleri restore etmek için sponsor arıyor. Marmara ve Düzce depremlerinde ağırlıklı olarak İstanbul'da olmak üzere 274 tarihi binanın hasar gördüğünü belirten Keçeciler, hasarlı yapıyı Anıtlar Yüksek Kurulu'nun plan ve projelerine uygun olarak restore ettiren hayırseverlerin isimlerinin, restore ettirdikleri yapının duvarına kitabe olarak yazılacağını duyurdu.

Fırsatçılardan hesap soruluyor

Marmara Bölgesi'nde 17 Ağustos'ta meydana gelen depremin ardından tüm Türkiye, depremzedelere yardım edebilmek için seferber olurken, bazı fırsatçıların deprem nedeniyle ortaya çıkan talep artışından yararlanarak ürünlerine zam yaptıkları görülmüştü. Acıları biraz olsun küllenen depremzedeler şimdi deprem rantçılarından hesap sormaya başladı. Yaşanan kaos ortamında bir tutam ekmeği ya da bir yudum suyu fahiş fiyatlarla satan esnafların tezgahları şimdi sinek avlıyor. Hiç kimse bu dükkanlardan ne alış veriş ediyor ne bu dükkanların sahiplerine selam veriyor.

Felaket tacirleri: Nebbaşlar

Deprem bölgesindeki problemlerden biri de nebbaşlar. Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen toplu mezar alanlarında bir parça altın uğruna mezarları açanlara rastlanıyor. Ellerine aldıkları dedektörlerle gece yarısı girdikleri toplu mezar alanlarında özellikle altın diş avcılığı yapıyorlar. Yerel yönetimler ise mezar alanlarını sıkı denetime alarak, nebbaşlara göz açtırmamaya çalışıyor.

17 Ağustos uğursuz gün sayılıyor

Bu arada evlenmek için "Evlendirme Daireleri"ne başvuran çiftler 17 Ağustos için gün almıyorlar. 17 Ağustos'u tüm depremzedeler uğursuz gün olarak sayarken, bu tarihlerde ne sünnet ne de başka bir sosyal etkinlik düzenleniyor.

Sorunlarda azalma yok

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Füsun Sayek, Marmara Depremi'nin ikinci yılında, bölgede yaşanan sorunlarda bir azalma olmadığını bildirdi. TTB Merkez Konseyi'nin deprem bölgesindeki sağlık hizmetlerini incelediği, "17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 Depremleri Sonrasında Geçici Yerleşim Alanlarında Yaşayanların Sağlık Hizmetlerini Kullanımının Değerlendirilmesi 2001 Raporu" Merkez Konseyi'nde açıklandı.

Sayek, yaptığı konuşmada, yapılan araştırma sonucunda bölgedeki sorunların yaşanan ekonomik krizin etkisini daha fazla hissederek değişik boyutlarda hala sürdüğünün görüldüğünü bildirdi. Deprem öncesinde bölgede yaşayanların kişi başına düşen ulusal gelirinin Türkiye ortalamasının üzerinde iken, deprem sonrasında bunun ciddi biçimde azaldığını ifade eden Sayek, SSK kayıtlarına göre, 150 bin kişinin işsiz olduğunu ve iş kayıplarının yüzde 24 oranında olduğunu kaydetti. Sağlıklı bir konutta yaşamanın her vatandaşın doğal hakkı olduğunu ifade eden Sayek, bölgede iki yıldır kalıcı konutların bitirilemediğini, depremzedelerin büyük bir bölümünün halen geçici konutlarda yaşadığını belirtti.
YARIN: ÇALINAN HAYATLAR

 
Kıyım ve intihar yasası
Yapı Denetim Yasası'nın yanlış ve eksiklerle çıktığını iddia eden Jeofizik Mühendisleri Odası Genel Başkanı Prof. Ahmet Ercan, "Bu kıyım ve intihar yasasıdır" dedi.
Büyükşehir depreme hazır
Marmara Depremi'nin 2. yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi muhtemel bir depreme karşı hazırlıklarını tekrar gözden geçirmek için deprem tatbikatı yaptı. Başta Hızır Acil, İtfaiye ve Mezarlıklar Müdürlüğü Teşkilatı olmak üzere tüm birimlerini alarma geçiren Büyükşehir Belediyesi, Zeytinburnu Kazlıçeşme'de bir kez daha deprem yaşattı. Çevredeki vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği tatbikat sonrasında "Büyükşehir Belediyesi depreme hazır" yorumu yapıldı.

16 Ağustos 2001
Perşembe
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED