T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
"Adalet ve Kalkınma Partisi" mi, "Ak Parti" mi?

Uzun zamandır beklenen Tayyip Erdoğan önderliğindeki Yenilikçilerin partisi de Adalet ve Kalkınma Partisi adıyla Türk siyasetindeki yerini aldı. Hayırlı olsun; kendisine ve kurucularına başarılılar diliyoruz.

İki adlı ve "ve" bağlacı ile birbirine bağlanan parti adlarına, oldum olası bir anlam veremiyorum. Bir partinin kurucuları niçin, hem söylenmesi hem de akılda kalması zor olduğu halde iki ad seçerler? Elbette bu iki adlılık yeni parti ile gündeme gelmiş değil; mevcut partiler içerisinde de iki adlı olanlar var. Muhtemelen partinin kapsayıcılığını ve kimliğini ifade eden iki temel özellik olması nedeniyle iki ad seçilmektedir. Bu açıdan bakınca Erdoğan'ın liderliğindeki partinin "adalet" ve "kalkınma" vurgularını öne çıkardığını, bu iki kelime ile özetlenen niteliğin en belirleyici olanları olduğunu söyleyebiliriz

"Adalet" önemli bir değer....

"Adalet" konusunda bir problem yok; nitekim daha önce bu adla parti de vardı. 1960 darbesinin adaletsiz uygulamalarını üstü örtük şekilde protesto etmek için kapatılan Demokrat Parti'nin yerine kurulan partinin adı Adalet Partisi olmuştu. Bilindiği gibi Adalet Partisi 1980'e kadar Türk siyasetinin en önemli partisi olmuş, yönetime damgasını vurmuştur. Ayrıca "adalet" kavramının ifade ettiği çok önemli bir değer vardır ve özellikle de bizim kültürümüz ve medeniyetimiz için bu değerin yeri büyüktür. Bu sebeple "adalet" kimsenin itiraz edemeyeceği, yadsıyamayacağı bir kavramdır.

Partiye ad konurken "adalet" kavramının seçilmesinde, muhtemelen son yıllarda yaşanan keyfiliklerin, adaletsizliklerin, hukuksuzlukların ve kanunsuzlukların dolaylı bir etkisinin olduğunu sanıyorum. Olağanüstü dönemlerde en çok ihlal edilen değer "adalet" ve "hak" gibi kavramlar oluyor. Darbe dönemlerinde bile toplum belli oranda "adalet"e güven duyuyor ve ona sığınarak hakkını alacağına inanıyor. Türkiye'nin yaşadığı son müdahale sürecinde ise "adalet" bu niteliğini kaybetti ve insanların haklarını elde etmeleri iyice zorlaştı. Yasalara rağmen temel haklar ve özgürlüklerde ciddi ihlaller ve kısıtlamalar herkesin gözü önünde icra ediliyor. Böyle bir ortamda partinin adında "adalet" kavramına yer verilmesi önemli ve bir idealin ifadesi olarak değerlendirilebilir.

"Kalkınma" bir değer mi?

Parti adının ikinci kısmındaki "kalkınma" kelimesine gelince, buna kendi adıma anlam vermekte zorlandığımı söylemeliyim. "kalkınma"nın adeta bir ideolojiye dönüştürüldüğü ve her şeyin bu çerçevede planlandığı yılların geride kaldığını, en azından partinin kurucuları arasında yerlerini alan iktisatçı öğretim üyeleri bilmeliydiler. Altmışlı ve yetmişli yıllarda "kalkınma" özellikle Üçüncü Dünya ülkelerinde ciddi bir toplumsal ideoloji haline gelmişti. Küreselleşme ve yeni dünya düzeni gelişmeleriyle birlikte "kalkınma"nın terk edildiğini biliyoruz. Artık kalkınma değil daha geniş bir anlamı içeren "gelişme" ve "büyüme" gibi kavramlar kullanılmaktadır. Bu bakımdan parti adında "kalkınma" kelimesine yer verilmesi isabetsiz olmuştur.

Adalet ve Kalkınma Partisi AKP şeklinde mi, Ak Parti şeklinde mi kısaltılacaktır? İlk günkü izlenimlere baktığımızda "Ak Parti" kısaltmasının kullanılacağını söyleyebiliriz. Bu kısaltmayı görünce neden partinin adının "Ak Parti" olarak konmadığını sormak gerekiyor. Partinin tam adı değilse bile kısaltması olan Ak Parti'nin daha sempatik, anlaşılır ve güzel bir ad olduğu anlaşılıyor. Tesadüfen adaletin "a"sı ile kalkınmanın "k"sından anlamlı bir kelime olan "AK" ortaya çıkmıştır. "AK"kelimesinin dilimizdeki temizliği, kirletilmemişliği, saflığı ve güveni ifade etmesi çok önemli. Ak Parti bu bakımdan Türk siyasetinde temiz, sade, şaibesiz, kirletilmemiş bir yeni sayfa açacağı imasını vermektedir.

Ben partinin uzun adını değil ama, kısaltılmış hali olan AK PARTİ adını isabetli buluyorum. Keşke partinin tek adı bu olsaydı.

Partinin amblemi olan ampule gelince, Türk siyasetinde ışık, güneş gibi malzemeler çok kullanılan figürlerdir. Amblemin çarpıcı, kolay akılda kalan, seçmene sempatik gelen bir simge olması tercih edilir. Ampulle partinin adı arasında bir benzerliğin yakalanması ilk bakışta zor gözüküyor. Ampul ne "adalet"i ne de "kalkınma"yı çağrıştırmaktadır. Daha çok bir aydınlanma, bilgi akışı, eğitim, bilgilenme gibi ilişkiyi yansıttığı söylenebilir. Parti sembolünün adını özetleyecek daha doğal, sempatik ve saygın bir figür olması daha doğru olabilirdi.

Türk siyasi hayatına 281. parti olarak katılan Ak Parti, kendisiyle birlikte "artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı" iddiasıyla tükenen, işlevsizleşen, alanı daralan ve hiçbir sorun çözemeyen siyasete dahil olmuş oldu. Pek çok olay dolayısıyla "artık hiçbir şey olduğu gibi kalamaz" sözlerini çok duyduk. Ak Parti'nin kendi varlığını Türkiye için bir milat olarak sunması büyük bir iddia; bakalım ne değişecek?


16 Ağustos 2001
Perşembe
 
DAVUT DURSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED