|
|
Reformun Dervişleri
"Türkiye'de işler kötüye gittiğinde bir 'kurtarıcı' aranır. Doğu toplumlarına özgü ölümcül bir mitostur bu. 19 Şubat 2001 tarihli MGK toplantısında Başbakan Bülent Ecevit ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer arasında yaşanan ikinci talihsiz krizin ardından ekonomi de alt üst oldu. Kriz her zaman olduğu gibi sıradan vatandaşı vurdu. Yaşanan gelişmeler bir yönetim krizini de iyice açığa çıkardı. Halk umutsuzluğa ve yılgınlığa düştü. Hükümetin istifa etmesi beklenirken, tam tersi bir gelişme daha yaşandı. Amerika'dan profesyonel bir kurtarıcı ithal edildi. Bu kez kurtarıcımız Dünya Bankası'ndan Kemal Derviş'ti." Gazeteci Abdullah Muradoğlu, aylar süren araştırmasını tamamladı ve "sülaleden yönetici" olan Derviş'in kitabını yazdı. Daha doğrusu Dervişler'in kitabını. "Halil Hamit Paşa'dan Kemal Derviş'e; Bir Ailenin Biyografisi" alt başlığıyla Bakış Yayınları arasından çıkan kitabın adı: Reformun Dervişleri. Arka kapaktan okuyalım: "Halil Hamit Paşa da 219 yıl önce çok geniş yetkilerle bugünkü gibi bir kriz döneminde kurtarıcı olarak başbakanlığa atanmıştı. 'Reformatör' olarak nitelenen Halil Hamit Paşa, Tanzimat'ın da öncüsü sayılıyor. Osmanlı Devleti'ni yenileştirmek isteyen bir akımın önderi olarak kabul edilen Paşa, devletin reformlara direnen muhafazakar kanadının komplosu sonucunda başbakanlıktan düşürülerek idam edildi. Aile, Halil Hamit Paşa'dan sonra siyaset meydanından çekildi. Kemal derviş, ilmiye ve askeriye sınıfında parlak isimler yetiştiren ailenin siyasete dönüşünü simgeliyor. Kemal Derviş, artık Türk siyasetinde başat bir aktör olarak nitelendiriliyor. 1970'li yılların başından itibaren siyasete yakınlık duyan Derviş, ailesinin reformcu çizgisini izliyor. 'Reformun Dervişleri' Halil Hamit Paşa'dan Kemal Derviş'e kadar uzanan yönetici sınıftan bir ailenin üçyüz yıllık tarihini içeriyor. Aktörler, sahneler değişse de olayların özü aynı kalıyor." Türk mucizesi
Birisi, enflasyonu düşüreceklerini söyledi... Diğeri, Avrupa Birliği'ne gireceğimizi... Üçüncüsü, Apo'yu asacaklarını... Hepsi bir olup "Demokratikleşme" nutukları attılar... Sonuç ne oldu? Bütün söylenenlerin tersi çıktı. (Apo'yu salıvermediklerine şaşabilirsiniz.) Avrupa'nın en fakir ülkesi bile bizden kat kat zengin. Gelir dağılımı dengesizliğinde dünyanın incisiyiz. Bir taraf "Laila Devri"ni yaşarken, bir taraf "Mağara Devri"ni yaşıyor. Dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı 800 milyona gelmiş dayanmışken, milletin çoğu o rakamın çok altındaki kazançlarla "nefes alıp verme" mücadelesine girmiş durumda. İşte "Türk Mucizesi" bu olsa gerek! Dostluk bozulmasın
Yakın arkadaşlarınızdan birisi bir bankaya ya da finans kurumuna müdür olursa, orada hesap açarsınız değil mi? Kredi kartı da alırsınız o şubeden... Kart borcunuzun son ödeme tarihinde, telefonla arayıp arkadaşınızın o günlük ödemeyi yapmasını rica eder misiniz? Sakın etmeyin. Çünkü o şube müdürünün kaç arkadaşına kart vermiş olabileceğini düşünmelisiniz. "Kendime ait onbeş-yirmi milyar lira nakitim olması gerekir" diyor bir arkadaşımız, "Sen bugün ödeyiver de ben sana yarın gönderirim" diyenlerin talebini karşılayabilmek için... YÂRİSTANBUL
Ezel ve ebed içre gönlümde yâr İstanbul
Masal masal matitas
Tepemizdekiler, Sema Maraşlı'nın "Bana Bir Masal Anlat" kitabının çok tutulduğunu bir yerden duymuş olmalılar ki, millete habire masal anlatıp duruyorlar!
ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA. BELKİ DE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY ODUR.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |