|
|
Bir yılı aşkın süredir çözülemeyen ölüm oruçları sorunuyla ilgili mahkemeler çelişkili kararlar veriyor. İstanbul 2 No.'lu DGM, tutuklu Veysel Çınar'ı Adli Tıp raporunun ardından tahliye ederken, aynı rapora sahip tutuklu Ergül Çiçekler'in tahliye istemini, tahliyeye imkan tanıyan kanun maddesininin "tutukluları kapsamadığını" belirterek reddetti.
150 kişi ölüm orucundaŞimdiye kadar 47 kişinin hayatını kaybettiği ölüm oruçlarını, yaklaşık 150 tutuklu ve hükümlü sürdürüyor. Cezaevilerine düzenlenen "Hayata Dönüş" operasyonlarının ve F Tipi'ne nakillerin de sona erdiremediği ölüm oruçlarında, çözüm için son olarak gündeme getirilen "üç kapı üç kilit" önerisi de Adalet Bakanlığı tarafından kabul edilmedi. Ölüm sınırındaki tutuklu ve hükümlülerin yakınlarının bir umutları da DGM'ler tarafından verilen geçici tahliye kararları. Ancak aileler, mahkemelerin bu konuda farklı uygulamalarda bulunmasından şikayet ediyorlar. Yürürlükteki Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (CMUK) 399. maddesi, hürriyeti bağlayıcı cezanın mahkumun hayatı için kesin tehlike oluşturması durumunda, cezanın infazını hastalığın iyileşmesinden sonraya ertelemeye imkan tanıyor.
Kararlar çelişiyor
Mahkemelerin, ölüm oruçları sırasında sağlık durumları hayati boyutta kötüleştiği Adli Tıp raporuyla tespit edilen mahkumlar hakkında verdiği bazı kararlar birbirleriyle çelişiyor. Çelişkili kararlardan ikisi İstanbul 2 No.'lu DGM'ye ait. İstanbul 2 No.'lu DGM, Eylül ayında verdiği 2001-665 sayılı kararla tutuklu Veysel Çınar'ın tahliye talebini CMUK madde 399'a göre kabul etti. Ancak aynı mahkemenin aynı üyeleri 25 Ocak'ta verdikleri 2002-111 sayılı başka bir kararda yine tutuklu durumdaki Ergül Çiçekler'in geçici tahliye talebini "CMUK'un 399. maddesinin hükümlüler hakkında uygulanabileceğini, tutuklu olan kişinin hasta olması durumunda devletin bu kişiyi tedavi ettirmek zorunda olduğunu" belirterek reddetti.
BENZER BİR OLAY SEZER'E DE İLETİLDİ
Benzer bir durum İstanbul 4 Nolu DGM'nin verdiği iki ayrı kararda da yaşandı. Mahkeme, 2002-29 sayılı kararında sanık Cengiz Kahraman'ı Adli Tıp Kurumu'nca düzenlenen rapor gereğince tahliye ederken, 2002-30 sayılı kararında sanık Erol Volkan İldem'i Adli Tıp Kurumu'ndan verilen rapora rağmen tahliye etmedi. Tutuklu Volkan İldem'in annesi Hatun İldem ve babası Kemal İldem mahkemenin iki kararı arasındaki bu çelişkiyi Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Adalet Bakanlığı ve Uluslararası Af Örgütü'ne gönderdikleri birer mektup ve mahkeme kararlarının örnekleriyle anlattılar.
|
|