T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Simeon'un Haydarpaşa Garı'nda ne işi vardı?

Cumhuriyet ekolü böyle işte.. Haberdeki maddi hataları hoş görmezler..

Metin Toker de, Cumhuriyet gazetesinden mezun bir gazeteci..

Hemen yakalamış "Haber"i..

Olay şu..

Şimdi Bulgaristan'ın Başbakanı olan Simeon, eskiden bir "Çocuk Kral"dı ve tahtından indirilmişti ya..

Nasıl bizim Osmanlı hanedanı trenlere bindirilip, Avrupa'ya gönderildiyse, Bulgaristan'da rejimi değiştirenler de, 1946'da, 9 yaşındaki kralı trene bindirip, Türkiye'ye göndermişler..

Sofya'dan İstanbul'a gelen tren, hangi gara girer?

Tabiî ki Sirkeci Garı'na girer..

Devrik "Çocuk Kral"ın, İstanbul'da trenden indiktan sonra garda çekilmiş fotoğraflarını çerçeveleten bir gazeteci arkadaşımız, Ecevit'in Sofya ziyareti öncesinde, bunu eski kral-yeni Başbakan Simeon'a hediye etmiş..

Sabah gazetesi de, ilk sayfasından, "9 yaşındaki Kral'ın Haydarpaşa Garı'nda karşılanışının fotoğrafı" diye yayınlamış..

Şimdi Metin Toker soruyor..

-Acaba Sofya'dan gelenler, ne zamandan beri Haydarpaşa Garı'nda karşılanıyor?

Ve bazı yargılara varıyor Metin Toker..

-Demek ki gazetelerimiz gerekli dikkat ve itina ile hazırlanmıyor. Bu, medyamızın tiraj ve itibar düşüklüğünün sebebidir. Zira, önce yazarın, sonra da yazıişlerinin farketmediğini, okuyucu farketmektedir.

Haklı Metin Toker..

Gazeteciliği, farklı bir ortamda öğrenmiş..

Benim de "Cumhuriyet yıllarım"dan kalma anılarım var..

Bir yazar-gazeteci vardı 1960'larda.. İşi gücü, herkesin "komünist" olduğunu kanıtlamaya çalışmaktı..

Bir gün, Doğu Almanya'ya giydirerek, Türkiye'deki "sol"a nasıl çamur atabileceğini hesaplamış..

Baktık Cumhuriyet'teki makalesinde, Doğu Almanya'nın Komünist lideri Pankov'a giydiriyor.. "Pankov"un konuşmalarından alıntılar yaparak, Türkiye'deki solun gerçek planlarını açığa çıkartıyor..

Araştırdık.. Doğu Alman Komünist Parti Merkez Komitesi'nde "Pankov" diye bir kişi yok.. Doğu Almanya'nın lideri de Ulbricht..

Nereden çıktı bu Pankov?..

Sonra anlaşıldı ki, Doğu Berlin'in devlet dairelerinin bulunduğu semte Pankov denilirmiş.. Batı basını da, Doğu Alman rejimine ait kaynağı belirsiz görüşleri naklederken, Pankov'un yaklaşımı" gibi ifadeler kullanırlarmış..

Hani bizim için de "Ankara şöyle düşünüyor" veya "Çankaya'nın görüşü şöyle" gibi cümleler kurulur ya..

Bir Amerikan gazetesinde de, "Pankov'un görüşü" benzeri bir haber çıkmış..

Cumhuriyet'in kararlı anti-komünist yazarı da, çat-pat İngilizcesi ile bu haberi okumuş.. "Demek Pankov diye bir lider var Doğu Alman komünistleri arasında" diye, bu Pankov'a verip veriştirmiş..

Tabiî rahmetli Nadir Nadi'nin gözünden kaçmadı bu olay.. Söz konusu yazar, bir daha Cumhuriyet'te yazamadı..

Aynı şekilde, bir Ortadoğu haritasındaki kentin yanlış yazılması yüzünden, Nadir Nadi'nin hesap sorduğunu hatırlarım Dış Haberler'de çalışan bu satırların yazarı ile rahmetli Ergun Balcı'dan..

Şimdi önemli olan, hangi güzel mankenin, hangi yakışıklı delikanlıyla çıktığını doğru yazmak..

Aslında böyle ayrıntılarla uğraşmanın bir anlamı var mı bilmiyorum?.. Ama Metin Toker takılmış, ben de takıldım işte..

ŞAKA

Ah bu yabancı dil!..

Hürriyet'te, "New York'taki Davos"tan bir haber vardı..

Buna göre, Türkçe'den İngilizce'ye çeviri olmadığı için, Tayyip Erdoğan "Dünya Ekonomik Forumu"nda konuşamamış..

Ben bu Davos'a kaç kere gittim.. Örneğin Sony'nin kurucusu, müteveffa Akio Morita, çevirmeniyle dolaşırdı.. Çünkü Japonca'dan İngilizce'ye veya Fransızca'ya çeviri yoktu..

Keşke Tayyip Erdoğan, beraberinde Devlet Bahçeli'yi çevirmen diye götürseydi..

Eğer siyasette başarı İngilizce bilmeye bağlıysa, "bilmemenin başarısı"nı paylaşırlardı.

HİPOTETİK BİR DURUM

Para vermezlerse ne yaparız?

Teorik bir soru soralım.. Allah saklasın.. Kazara, Amerikan yönetimi, IMF ve Dünya Bankası biraraya gelseler..

Deseler ki..

-Biz bu Türkiye'ye durmadan kaynak vererek, onları uyuşturuyoruz.. Devleti küçültecek ve başarısız yönetimden hesap soracak yerde, sürekli borçlanmalarını artırıyor ve sonra da "amma başarılıyız" diyerek bayram ediyorlar..

Ve arkasından şu karara varsalar..

-Artık ek kaynak vermeyelim.. Son 1.4 milyarlık dilimle, bu kaynak aktarma işini keselim.. Öyle 10-15 milyar dolar daha geliyor hesabıyla, yine bankaları kurtarmaya falan kalkmasınlar.. Savaş gemileri, helikopterler almasınlar.. Bakan sayısını azaltsınlar.. Seçime gidip, taze ve güvenilir bir yönetimle, gerçekten devleti yenilesinler..

Allah saklasın.. Böyle birşey olsa, ne gibi gelişmeler yer alır size göre?..

-Ecevit yine Saddam'cı olur mu?

-Kıbrıs'ta Denktaş, Klerides'le görüşmeleri keser mi?

-Türkiye, Afganistan'daki Amerikan harekâtına karşı çıkar mı?

-Kopenhag Kriterleri lanetlenir ve bunun Türkiye'ye dönük bir komplo olduğu, resmen açıklanır mı?


3 Şubat 2002
Pazar
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED