T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Hac kurbanı hacda kesilir

Kurban Bayramı yaklaşırken, kurbanı sadece akıllı, dinen zengin, hür ve mukim olan Müslümanlar'ın kestiğini zanneden dini bilgisi yetersiz kimi çevreler, mantıklı gibi görünen bir teklif ortaya atarak, "Türkiye'de o kadar fakir fukara varken hacılar kurbanlarını neden hacda kesiyorlar, kurbanlar Türkiye'de kesilsin" diyorlar. Onların bu teklifine adının önünde Prof. Dr. gibi unvanlar bulunan kimi zevat destek verince hele bir de medya işe el atınca basit gibi görünen bir meseleyi siz de tartışmak zorunda kalıyorsunuz. Kalıyorsunuz çünkü samimi dindarların bile kafası karışıyor.

Bizim bu ortamda en azından kendi okurlarımızın kafasını bu tür karışıklıklardan kurtarmamız gerekiyor. Geçen hafta bu tartışmalara gazetemiz son noktayı koymuş ve kurbanın hacda kesileceğini manşet yapmıştı. Ben de bu yazımda bu konuyu özetleyecek ve metodolojisine temas edeceğim.

Öncelikle bilinmesi gereken bir şey var ki, o da, hacda kesilen kurban ile diğer kurbanlar arasında mahiyet itibariyle çok büyük fark vardır.

Çünkü bizim Türkiye'de ya da dünya Müslümanları'nın bulundukları yerlerde kestikleri kurban nerede olursa olsun akıllı, dinen zengin, hür ve mukim olan her Müslüman'ın kesmesi gereken kurbandır. Bunun fıkıhtaki adı udhıyye'dir. Bu kurbanı istediğimiz yerde kesmemiz ya da vekalet verip kestirmemiz mümkündür. Belli bir yerde kesilme zorunluluğu yoktur.

Hacda kesilen kurbanın hükmü farklıdır.

Hac 3 çeşittir. Sadece hacca niyet edenler ifrad haccı yapmış olurlar ki bunların kurban kesmesi gerekmez. Umre ve haccı bir arada yapan hacılara kurban kesmek vacib olur. Önce umre yapıp ihramdan çıkan sonra tekrar hacca niyet edip ihrama girerek hac ibadetini ifa edenler temettu haccı yapmış olurlar, şükür için bir kurban kesmeleri gerekir. İhrama girerken hem umreye hem hacca ikisine birden niyyet edip ihramdan çıkmadan iki ibadeti birden yapanlar kıran haccı yapmış olurlar ki, onların da bu iki ibadeti bir arada yapmanın şükranesi olarak kurban kesmeleri gerekir.

İşte hacda kesilen bu kurbanlara da fıkıh dilinde hedy denir ki bu kurbanların Mekke'nin de içinde bulunduğu harem hudutları dahilinde kesilmesi hac ibadetinin bir parçasıdır ve bizim kestiğimiz kurbanlardan bu itibarla farklıdır. Kesiminin mutlaka harem hudutları içinde yapılması -Sünnete en uygun olanı Mina'da yapılmasıdır- gerekir.

Dikkat buyurunuz kesilmesi Mekke'de şarttır. Etlerin orada kalması değil. Nitekim kurban etleri eskiden imkansızlıktan heba edilirken şimdi modern tesislerde değerlendirilmekte ve fakir ülkelere götürülmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk hacılarının kestiği kurban etlerini Türkiye'ye getirme hususunda yetkililerle görüştüğünü deklare etmiştir. Buna kimsenin itirazı olmaz. Zaten önemli olan Türkiye'ye getirmek de değildir, o etlerin ihtiyaç sahiplerine tevzi edilmesidir.

Burada insanın aklına, "Hedy denilen hac kurbanı Mekke haricinde neden kesilemez?" sorusu gelebilir. Bu soruya "elbette kesilir öyle bir şey yok" diyenler ilim ile kültürü birbirine karıştıran azıcık İslami kültürü olan ama ilmi düzeyde bilgisi bulunmayanlardır. Ya da ilmi düzeyde bilgisi de vardır ama başka amaçlar taşımaktadır!

Şöyle ki, hacda kesilen hedy kurbanı hem Kur'an'da hem de hadislerde çok açık biçimde anlatılmaktadır. Başka yerlerde de kesilir diye gülünesi iddialarda bulunanlar "Efendim Kur'an'da Mekke'de kesilir diye açık ifade yok" diyerek kendilerince Kur'an'ı yorumlamakta ve Kur'an'a göre hareket etmektedirler. Oysa bu yorumlarıyla bizzat Kur'an'ın kendisine muhalefet etmektedirler. Çünkü Kur'an'ın hükümlerini açıklama görevi öncelikli olarak Hz. Peygamber'indir.

Nahl suresi 44. ayette indirilen ayetleri açıklama görevinin Peygamber'e verildiği hiçbir kuşku bırakmayacak şekilde gayet net olarak belirtilmiştir. Ayrıca Haşr suresi 59. ayette Peygamber'in verdiklerini alma ve yasakladıklarından kaçınma emri vardır. Öte yandan çok sayıda ayet peygambere itaati emretmekte ve her şeyde üsve-i hasene en güzel örnek olarak (Ahzab 21) Hz. Peygamber gösterilmektedir. Dolayısıyla hac ibadetinin ne zaman yapılacağını nasıl yapılacağını, kurbanın ne zaman nerede kesileceğini Hz. Peygamber gayet net bir biçimde hem açıklamış hem de en güzel örnek olarak uygulayıp ümmetine göstermiştir. Salat ve selam üzerine olsun.

Dolayısıyla biz ayetleri bize getiren ve açıklamakla görevlendirilen Efendimiz Aleyhisselam'ın uygulamalı açıklamalarına bakarak anlamak, hac, kurban ve diğer ibadet ve hareketlerimizi de ona göre belirlemek zorundayız.

Hacc kurbanı (hedy) konusunda da Efendimiz yerinin Mekke olduğunu uygulamayla birlikte bize göstermiş ve sorunlar bitmiştir. 14 asırdan beri de bu ibadet böyle devam etmiştir.

Şu anda Mekke dışında kesilir diyenler bu metodolojik yaklaşımdan yoksun oldukları için kelimenin tam anlamıyla saçmalamakta ve İslam'a saldırmak için bahane arayanlara malzeme vermektedirler.


3 Şubat 2002
Pazar
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED