|
|
FADİME ÖZKAN
Abdülhamit Düşerken, hâlâ ihtilaflı olan pek çok olaya ve kahramanlarına olabildiğince nesnel bakmaya çalışan, kalabalığa ve kargaşaya rağmen ana öyküyü ve tarihi fonu zedelemeden merak duygusunu canlı tutmayı başaran bir film. İmparatorluğun dağılma sürecinin tüm aktör ve figüranları filmde kendilerine yer buluyor. Yönetmen, kurmaca ile gerçeği bir dantel inceliğinde iç içe geçiriyor ve tarihi dokuyu aktarırken, ana örgüyü, Shakespeare'e özgü iktidar hırsı ve tutkulu aşk üstüne kuruyor. Öztan, kimilerinin 'Ulu Hakan', kimilerinin ise 'Kızıl Sultan' dediği Abdülhamit'i, padişah ve insan yönleriyle ele alıyor. Bir yandan Abdülhamit'in çözülmeyi önlemek amacıyla gözettiği dengeyi ve güttüğü itidal politikasını verirken, diğer yandan da korku ve yalnızlığı içinde tutunduğu opera ve Sherlock Holmes sevgisini, marangozhanesinde bulduğu sükunu aktarıyor. Ancak, fazla uzun tuttuğu 31 Mart Ayaklanması'nı aktarırken ise, Cumhuriyet gazetesinin resmettiği "gerici" tiplemesinden bir adım öteye geçemeyip "karikatür tipleri" perdeye bir kez daha taşıyor. İktidar düşkünü, hırslı, "güzel ve mahvedici" nazır kızı Nimet'i canlandıran Meltem Cumbul, filmografisinde ilk kez bu kadar başarılı bir oyunculuk çıkarıyor. İttihat ve Terakki subayı Şefik rolünde, Almanya'da iyi bir kariyeri olmasına rağmen Türk sinema izleyicisinin tanımadığı Mehmet Kurtuluş anılmayı hak eden bir performans sergiliyor. Çetin Öner'de, imparatorluğun dağılmasını önlemeye çalışan, korkuları ve o korkunç yalnızlığı içindeki Abdülhamid'i canlandırmakta başarılı. Diğer oyuncular da, tarihi öneme sahip kişilikleri göze batmayan bir oyunculukla canlandırıyor. İKTİDARA AŞIK BİR KADIN Türkiye tarihinin en ateşli tartışmalarından birine konu olan 1908 - 1909 yıllarının o hayli sancılı döneminden sarsıcı bir kesit sunan "Abdülhamit Düşerken"in ana karakterleri; İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde hızla yükselen Binbaşı Şefik ile onun gönül verdiği nazır kızı Nimet. İyi eğitim almış, 40 yıllık vezir kızı Nimet'in, önce babasını, sonra kendine aşık edip evlendiği İttihatçı subayı Şefik'i ve en sonunda sarayı yönlendirmeye çalışması filmin ana konusunu oluşturuyor. Film, dantelli saten kıyafetler ve tüller içinde gördüğümüz, elinin ulaştığı herkesi çekip çeviren ve hırsına kocasını da kurban eden Nimet'in tüyler içindeki şapkasını başına geçirip yurt dışına kaçmasıyla son buluyor. Abdülhamid Düşerken
Yönetmen: Ziya Öztan
NOTLAR... Abdülhamid Düşerken, Ziya Öztan'ın Meşrutiyet, Kurtuluş, Cumhuriyet üçlemesinin son filmini oluşturuyor. TRT tarafından gerçekleştirilen Kurtuluş ve Cumhuriyet, yakın tarihimizi, Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in ilanından sonraki on yılı kapsayan dönemi ekrana getirmişti. Kurtuluş'ta 1919-1922 yılları, Cumhuriyet'te ise 1922-1938 yılları arasındaki dönem anlatılıyordu. 1908-1909 meşrutiyet yıllarını kapsayan Abdülhamid Düşerken ise, son çekilen olmasına rağmen bu iki çalışmanın ilk ayağı ve tamamlayıcısı niteliğini taşıyor. Dev bir oyuncu kadrosunu biraraya getiren "Abdülhamid Düşerken", Türk sinema tarihinin en yüksek bütçeli yapımı. Filmin bütçesi 1 milyon dolar. Filmin çekimleri 25 farklı mekanda gerçekleştirildi. Çekimler için Maslak Kasırları ve Yıldız Sarayı da kullanıldı. Eski İstanbul ve Selanik'te geçen bazı sahneler, tarihi mekanların çoğunun günümüzde var olmaması nedeniyle dönemin ruhunu yansıtan dev dekorlar kuruldu. Marmara Üniversitesi'nin bahçesinde 6 bin metrekarelik bir alanda eski Beyoğlu ve İstiklal Caddesi'nin canlandırıldığı dev bir plato hazırlandı.
Kemerinden ayakkabısına, yüzüğünden çatalına tabağına kadar sayısız aksesuar titizlikle seçildi. Bıyık, saç ve makyajlar döneme uygun olarak profesyonelce tasarlandı.
|
|
|