T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Yoksa hayat bir rüya mı?

Yönetmenliğini Cameron Crowe'un yaptığı 'Vanılla Sky', çarpıcı senaryosu ve seçkin oyuncu kadrosuyla izlenmeye değer bir film

Son yıllarda tam anlamıyla romantik komedi filmlerinin ezici bir güçle hakimiyetini ilan ettiği bir sinema deneyiminden geçtik. Her ne kadar aksiyon filmleri ve fantastik yapımlar da izleyicinin ilgisini çeken yapımlar arasında bulunsa da, şiddet ve erotizmden arınmış romantik komedi filmleri, sinema salonlarının eğlenirken romantik bir havaya bürünmek isteyen izleyicilerle dolmasını sağlamıştı. Yönetmenliğini Cameron Crowe'un yaptığı Vanılla Sky, gerilim ve romantizmin içiçe geçtiği farklı bir seçenek sunuyor izleyiciye. İnsan ruhunun derinliklerinde yatan 'aşk' ve 'sevgi' olgusuna uzanmaya çalışan filmde, Altıncı His, Diğerleri ve Matrix gibi filmlerde işlenen rüya-gerçeklik-ölüm-yaşam kavramlarının izleyici üzerindeki sarsıcı etkisi başarıyla kullanılıyor. İzleyicinin zekasını zorlayan senaryosuyla filmin, sonu baştan belli olan filmlerden olmadığını hemen söyleyelim.

Geçmiş, şu an ve gelecek zaman kiplerinden hangisini yaşamakta olduğunuzu unutturan Vanılla Sky, filmin kahramanı David'in sık sık geri dönüşlerle canlanan hayatı ekseninde gelişen bir iç hesaplaşmanın eşiğine götürüyor izleyiciyi. New York'lu zengin, genç bir işadamının ruhsal yolculuğu eşliğinde kameraya yansıyan yaşam, rüya, sevgi, aşk, mutluluk, lüks, başarı, çalışmak, arkadaşlık, kâbus, kaybetme gibi sayısız duygunun ve olgunun sorgulandığı film, Crowe'un sinemasal kabiliyetiyle izleyiciye farklı bir seyir keyfi sunuyor.

Çarpıcı öykü, sürpriz son

Filmin konusunu David Aemes adlı orta yaşlı, yakışıklı, bol paralı, karizmatik bir işadamının hayatla yaptığı ölümcül mücadele oluşturuyor. David'in ilginç rüyasıyla başlayan film, ilerleyen dakikalarda izleyicinin diken üstünde oturacağı gerilimli bir maceraya dönüşüyor. İlerde suç işlediği için hapishaneye düştüğünü anladığımız David'in bir psikologla yaptığı konuşmalar ve onun geçmişine götüren sahnelerle ilerleyen film, izleyicinin nefes nefese sonuca kilitlenmesini sağlıyor. New York'un en güçlü yayınevlerinden birine ailesi sayesinde sahip olan David, hayatı boyunca ciddi sorumluluklardan kaçmış, insanlara karşı kötü niyetli olmamasına rağmen paranın ve gücün verdiği bir savurganlıkla kişisel ilişkilerinde karşısındakilerin duygularına pek fazla değer vermeyen, kaygısız ama sempatik bir mirasyedidir. Sofia adlı İspanyol bir kızla tanışması, onun hayatının dönüm noktasını oluşturur.

Film boyunca sayıklayan David'in kâbusları ve nihayet izlediğiniz her şeyin esasında kederli bir ölünün rüyası olduğunu anladığınız çarpıcı final, Vanılla Sky'ın heyecanla izlenmesini sağlıyor.

VANILLA SKY

Yönetmen: Cameron Crowe
Senaryo : Cameron Crowe
Görüntü Yönetmeni: John Toll
Müzik: N. Wilson, Tom Cruise.
Oyuncular: Tom Cruise ( David Aemes), PenÈlope Cruz (Sofia Serrano), Cameron Diaz (Julie Gianni), Kurt Russell (Dr. Curtis McCabe), Jason Lee (Brian Shelby)

 
Öz ruhtan beslenen şiiri ile Eroğlu Yedi İklim'de
Yedi İklim son sayısında, 'İnsan bir belirtidir, hakikaten bir belirti' diyen 1970 kuşağının ünlü şairi Ebubekir Eroğlu üzerine hazırlanmış geniş bir dosyaya yer verdi.
"Ahan amburda" diyemeyince....
Erzurum Devlet Tiyatrosu'nun 7 Şubat'ta sergilemeye başlayacağı Erzurum Halk Masalları'ndan derlenmiş "Masal Kadınları" adlı oyunda yöresel ağzı tam anlamıyla kullanamayan sanatçılara, Atatürk Üniversitesi'ndeki öğretim üyeleri ders vermeye başladı.
"Masal Kadınları"nda görev alan sanatçılara 15 gündür akşam saatlerinde Erzurum ağzını kullanma konusunda ders veren A.Ü İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Funda Kara, sözkonusu sanatçıların özellikle Erzurum ağzında kullanılan hırıltılı "h" harfleri, deyimler ve beddualarda zorluk çektiklerini söyledi. Sanatçıların şiveyi öğrenme konusunda kabiliyetli olduklarını ancak en fazla 'şurada' veya 'burada' anlamında kullanılan "Ahan amburda" kelimesinde zorluk çekildiğini anlatan Kara, derslerde sanatçıların zorlandığı kelimeleri de şöyle sıraladı:
"Torpah başşan / Toprak başına, Cazi gaynana / Dedikoducu kaynana, dırlama / fazla konuşma, Issi yata soyuh gahasan / Sıcak yata, soğuk kalkasan, ilan sohdi / Yılan ısırdı, çortuti pancari / pancar yemeği, fıhır fıhır gaynir / fokur fokur kaynıyor.
Prof. Dr. Bilge Seyidoğlu'nun tezinden esinlenilen oyunda, özellikle kış gecelerinde biraraya gelen Erzurumlu kadınların birbirlerine masal anlatışları, yaşamla ilgili deneyimleri aktarışlarını anlatılıyor.
27 Ocak 2002
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED