T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

P O L İ T İ K A

'Herkes tehdit altında'

Türkiye'nin en büyük sendikaları Türk-İş, DİSK ve Hak-İş ile bazı sivil toplum örgütleri uyum yasa tasarısını "tehdit" diye niteledi.

Hükümetin 'mini demokrasi paketi' olarak nitelendirdiği, ancak hak ve özgürlüklerin alanını daralttığı için eleştirilen uyum yasa tasarılarına sendikalar ve sivil toplum örgütleri sert tepki gösterdi.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-iş), Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-iş), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB) temsilcileri DİSK Genel Merkezi'nde biraraya gelerek, uyum yasa tasarısındaki değişiklikleri değerlendirdi.

Toplantıdan sonra bir açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, yasa tasarısının halkın ağzına kilit vurduğunu, muhalefete olanak tanımadığını ve demokrasinin özünü ortadan kaldırdığını söyledi.

Yasa tasarısının bu ülkede yaşayan her vatandaş için "ciddi bir tehdit" niteliği taşıdığını vurgulayan Çelebi, "Bu yasa tasarısı, ifade özgürlüğünü tümüyle ortadan kaldırmaktadır. Kutsal devlet, köle vatandaş anlayışını güçlendirmektedir" dedi.

Siyasi partilere çağrı

Çelebi, hak ve özgürlüklere, demokrasiye yönelen bu tehdit karşısında tüm toplumu uyarmayı görev olarak gördüklerini ifade ederek, Meclis'te olsun olmasın tüm siyasi partileri bu tasarı karşısında görevlerini yapmaya davet ettiklerini söyledi. Yasanın çıkmasına asla izin vermeyeceklerini dile getiren Çelebi, konuyu Emek Platformu çerçevesinde kamuoyunun önüne koyacaklarını bildirdi.

Çelebi, bir soru üzerine, TÜSİAD'ın bu konudaki değerlendirmesinin önemli olduğunu kaydederek, "İşveren örgütlerinin bile geri bulduğu yaklaşımı bu hükümet bir oldu bittiye getirerek dayatıyor. Biz emekçiler olarak bu konuda duyarlı olan tüm kesimlerle işbirliği yapmaya hazırız" diye konuştu.

Emek Platformu toplanacak

Türk-İş Genel Sekreteri Hüseyin Koç da, demokrasilerde halkın ve sivil toplum örgütlerinin sesinin asla kısılamayacağını dile getirerek, bu sesi kısmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini söyledi.

Emek Platformu Dönem Sözcüsü'nün Türk-İş olduğunu hatırlatan Koç, "Emek Platformu kısa zamanda toplanacak, bu konu etraflıca değerlendirilecek. Emek Platformu dışında kalan diğer örgütlerle de işbirliği yaparak haklı demokratik tepkimizi ortaya koyacağız" dedi.

YAZARLAR NE DİYOR?

'YAZILARIM HAFTADA BİR GÜNE İNDİRİLDİ'
"Türkiye'de siyasi iktidarlar, demokrasiyi geliştirmekten ziyade tek parti zihniyetli maddeleri tekellerinde tutmak istiyorlar. Yasaların ruhunu demokratikleştirmeyi amaçlamıyorlar. Türkiye'de herkes zaten otosansür uyguluyor. Köşe yazarları zaten neyin yazılıp, neyin yazılmayacağını iyi biliyorlar. Yazılacaklarla yazılmayacakların dengesini iyi ayarlamayanların da başına farklı şeyler geliyor. Mesela benim de yazılarım dörtten bire indirildi. Yani yazarlar zaten özgür olmamaya alışıklar. Uyum yasalarının bu haliyle yasalaşması durumunda eski alışkanlıklarını sürdürmeye devam edecekler."

'YALAKA MEDYA İÇİN SORUN YOK'
"Medyanın zaten içine düştüğü bir bataklık, kendi kendine yarattığı bir sansür var. İktidar şimdi bunu biraz daha artırıyor. Bence bu tür uygulamalar medyayı geriye değil, ileriye götürür. Çünkü medyanın yüzde 99'u yalaka, onlar için zaten sorun yok. Özgürlüklerin daraltılması geriye kalan yüzde bir için sorun olur. Ama o yüzde bir de medyanın yüz akıdır. İçinde 'olasılık' gibi kelimeler geçen yasalar yeryüzünde ilk defa yapılıyor. Başbakan'la yüzyüze geldiğimizde, benim yüzümde 'olasılığı' görecektir zaten, yarın yazacaklarımın olasılığını."

'FIKRA ANLATMAK DA SUÇ OLACAK'
"Selahattin Duman, köşesinde Laz fıkrası anlatınca Karadenizli vatandaşlar protesto gösterisi yapmışlardı. Yani Duman, halkın bir bölümünü 'tahkir' ve 'tahrik' etti ve bir anlamda kamu düzeninin bozulmasına neden oldu. Şimdi geçmişte böyle bir olay vuku bulduğuna göre, biri TV programında ya da gazetedeki köşesinde ya da kitabında ya da meydan mitingindeki konuşmasında bir Karadeniz fıkrası anlatacak olsa, savcılar bunu artık kolayca 'kamu düzeninin bozulma ihtimali' olarak yorumlayabilecek. Alın size bir 312'lik fıkra anlatma suçu."

Memur-Sen: 159 ve 312 adil ve demokratik değil

Memur-Sen Genel Başkanı Fatih Uğurlu, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 159. ve 312. maddelerinde yapılmak istenen düzenlemeyi "adil ve demokratik bulmadıklarını" bildirdi. Uğurlu, yaptığı yazılı açıklamada, yasaların kişilerle devlet arasındaki ilişkilerde bireysel hak ve özgürlükleri güvence altına alınmasına sağladığını kaydetti. TCK'nın 159. ve 312. maddelerinde yapılmak istenen değişikliği demokrasi açısından "içler acısı" olarak niteleyen Uğurlu, "Bu maddeleri koalisyon ortakları olarak bir kez daha gözden geçirmelisiniz" dedi. Bu maddelerde yapılmak istenen değişikliğin bir "iyileştirme" olmadığını kaydeden Uğurlu, değişikliklerin "kötüleştirme" ve "katılaştırma" olduğunu savundu.

Hak-İş: AB'den bir adım daha uzaklaşacağız

Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, uyum yasa tasarısının ülkeyi hem AB normlarından, hem de çağdaş dünyadan uzaklaştırdığını söyledi. Uslu yaptığı yazılı açıklamada, TCK'nın 159 ve 312. maddelerini değiştiren tasarının bu haliyle özgürlük alanlarını daralttığını kaydetti. Uslu "AB'ye uyum amacıyla yapıldığı iddia edilen değişikliklerle ülkemiz AB normlarından bir adım daha uzaklaştırılmaktadır. Aydınlarımızın, politikacılarımızın, sendikacılarımızın, sivil toplum örgütü temsilcilerimizin düşüncelerini açıklamalarından dolayı yargılanmaları Türkiye'nin ciddi bir ayıbıdır. Türkiye, bu kamburundan kurtulması gerekirken, yeni kamburlar yüklenmektedir" dedi.

MHP'YE GÖRE HERŞEY İYİ

MHP Genel Sekreter Yardımcısı Bülent Didinmez, yasalarda önemli değişiklikler gerçekleştirildiğini, ekonomik krizin aşılması yolunda gelişmelerin yaşandığını ileri sürerek, "2002 sıkıntıların bittiği, yaraların sarıldığı ve umutların filizlendiği yıl olacaktır" dedi. Bülent Didinmez, "Türkiye Sevdalıları Türkiye'yi Konuşuyor" programı çerçevesinde Osmaniye'de vatandaşlarla görüştü, çeşitli oda ve dernek temsilcilerini ziyaret etti ve sorunları hakkında bilgi aldı. Türk siyasi yaşamını etkileyecek önemli yasal değişikliklerin gerçekleştirildiğini, finans sistemin tıkanmasına yol açan ve reel sektörü de olumsuz etkileyen ekonomik krizin aşılması konusunda umutlu gelişmelerin yaşandığını iddia eden Didinmez, KOBİ'leri, esnaf ve sanatkarlarla çiftçileri rahatlatmak amacıyla alınan kararların uygulanmaya başlandığını söyledi. Didinmez, "2002 sıkıntıların bittiği, yaraların sarıldığı ve umutların filizlendiği yıl olacaktır" dedi.

Tayan: Muğlak ifade sıkıntı yaratacak

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Turhan Tayan, TCK 159. ve 312. maddeleriyle ilgili düzenlemeleri de içeren uyum yasa tasarısındaki "muğlak ifadelerin" gelecekte sıkıntılara yol açacağını söyledi. Tayan, Bursa Gazeteciler Cemiyeti Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, muğlak ifadelerin sıkıntıya yol açmaması için tasarıyı yeniden incelediklerini kaydetti. "Şu anda koalisyon ortakları arasında konuyla ilgili tartışmayı bir sağlık işareti olarak algılamak lazım" diyen Tayan, "159 ve 312. maddelerle ilgili tartışmalar, görüş ayrılıkları kesinlikle bir hükümet meselesi olmaz, kesinlikle bir krize de sebebiyet vermez. Ancak, doğruları söylemek, koalisyon adabı içinde gerçekleri ifade etmek, bizim hem görevimiz hem de borcumuzdur. Tekrar ifade ediyorum, gerek 312. gerekse 159. maddenin muğlak ifadelerinin gelecekte bizi önemli sıkıntılara götürebileceği konusundaki endişelerimiz noktasından hareketle, konu üzerinde gayret gösteriyoruz." Tayan, her ihtiyacın çözümünün yargıçlara bırakılmasının zaman içinde Türkiye'de nelere sebep olduğunu herkesin gördüğünü söyledi.

'Tasarı tüm hakları geriye götürüyor'

Demokrat Türkiye Partisi (DTP) Genel Başkanı İsmet Sezgin, uyum tasarısının, demokrasi yolunda elde edilmiş kazanımları geriye götürdüğünü bildirdi. Sezgin, DTP Genel İdare Kurulu toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, Başbakan Bülent Ecevit'in ABD gezisinin "içerik ve sonuçtan" yoksun olduğunu savundu. TCK ve diğer bazı yasalarda değişiklik yapan uyum tasarını "felaket" olarak niteleyen Sezgin, şunları kaydetti: "Bu tasarı ülkenin geleceğini karartan, demokrasi yolunda elde edilmiş kazanımları da geriye götüren bir tasarıdır. Bu tasarı, kimsenin kuşkusu olmasın Türkiye'yi Avrupa Birliği'nden uzaklaştıracaktır. Daha da önemlisi insanımızı 'olasılık' suçu ile tanıştıracak, bireyin en temel hakkı olan ifade özgürlüğünü daha da sınırlayacaktır. Tasarıda kullanılan kavramların sınırları çizilmemiştir. Bunları kullanırken hassas ve bilinçli davranmayan hükümetin bu yanlış tavrının ceremesini Türk insanı çekecektir". Sezgin, tasarının herhangi bir eylemin "ihtimalini" dahi yasakladığını, böyle bir zihniyetin 21. yüzyılda yerinin olamayacağını ifade eti.


 
'IMF'ye direnemedi 312'de aslan kesildi
AK Parti TBMM Grup Başkanı Bülent Arınç, IMF karşısında direnemeyen MHP'nin 312. madde konusunda aslan kesildiğini belirterek, "MHP, devletçi ve statükocu bir partidir. Maalesef faşist dönemlerin izlerini taşımaktadır" dedi.
SP: Susturulmuş bir Türkiye isteniyor
AB bastırdı, zirve yarın
Uyum yasalarında direnen MHP'yi ikna için AB devreye girdi. AB heyeti Başbakan Ecevit'i ziyaret etti ve yeni bir liderler zirvesi kararı çıktı.
Vekiller lojmanları beğenmedi
Ankara Oran'daki lüks milletvekili lojmanlarının 50'si boş, 10 milletvekili de çıkmak istiyor.
'İdamın kaldırılmasında neden ısrarlısınız?'
MHP Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu, ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'a, "Önceliği idam cezasının kaldırılmasına vermenizdeki ısrarın sebebi nedir?' diye sordu. Somuncuoğlu, TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, AB'ye verilen Ulusal Program'da, Türkiye'nin, idam cezalarına ilişkin kesin bir vaadi bulunmadığı halde Yılmaz'ın, "Hedefimiz idamın tümüyle kaldırılmasıdır" şeklinde beyanları olduğunu hatırlattı. AB üyesi birçok ülkenin ancak üye olduğunda idam cezasını kaldırdığını ifade eden Somuncuoğlu, "Önceliği idam cezasının kaldırılmasına vermenizdeki acele ve ısrarın sebebi nedir?" diye sordu. Yılmaz'ın, "AB'ye, bizi eksiklerimizle alın deme hakkımız yok" şeklinde beyanları olduğunu kaydeden Somuncuoğlu, AB'nin sözünü tutmamasının neden gündeme getirilmediğini sordu.
'Derviş, veto nedeniyle istifa etmeli'
DYP Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Söylemez, "Bankalara kaynak aktarmayı öngören yasanın 3 maddesinin veto edilmesi nedeniyle Sayın Derviş istifa etmelidir" dedi. Karşıyaka İlçesi'nde muhtarlarla biraraya gelen Söylemez, reel sektörün mali sektöre olan borçlarının yeniden yapılandırılmasını, bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını ve bankalara da kaynak aktarılmasını içeren yasanın üç maddesini veto eden Cumhurbaşkanı Sezer'in veto gerekçelerinde hukuka ve vicdana uygun davrandığını belirtti. "Bu, kamuoyu ve bizim tarafımızdan beklenen bir vetoydu" diyen Söylemez, yasanın TBMM'ye ve Anayasa'ya rağmen çıkartıldığını savundu. Söylemez, "Bankalara kaynak aktarmayı öngören yasanın 3 maddesinin veto edilmesi nedeniyle Sayın Derviş istifa etmelidir" dedi. Tüketici kredileri ve kredi kartları mağdurları için de Meclis'e yasa tasarısı verdiklerini kaydeden Söylemez, bankalarla, kredi kartı ve tüketici kredisi kullananlar arasında bir ateşkes sağlanmasını istediklerini söyledi.
Taşar: Kapalıçarşı esnafı cepken giysin Turizm Bakanı Mustafa Taşar, Kapalıçarşı'nın turistler için cazip bir mekana dönüştürülmesi gerektiğini söyleyerek çarşı esnafının gerekirse folklorik elbise giymesini istedi.
Taşar, dün Kapalıçarşı esnafını ziyaret ederek esnafın sorunlarını dinledi. İlk olarak esnafın yoğun olarak şikayet ettiği çarşının içindeki tuvaletleri denetleyen Taşar, tuvaletlerde, hijyenik koşulların sağlanması gerektiği söyledi. Daha sonra Havuzlu Restaurant'ta esnafa hitap eden Taşar, 11 Eylül saldırısından sonra İstanbul'un turizm açısından şanssızlık yaşadığını belirterek, "Özellikle ABD vatandaşları uçak korkusundan dolayı seyahat etmediler. Bu herhangi bir devletin yasak koymasıyla alakalı değildi. Biz de bu olumsuzlukları gidermek için İstanbul'u ön plana çıkararak Kasım ayında bir tanıtım kampanyası başlattık" dedi.
Taşar, Kapalıçarşı'nın bu tanıtımın içinde hem alışveriş merkezi hem de tarihi bir mekan olmasından dolayı avantajlı bir yer tuttuğunu kayderek, esnafa şu önerilerde bulundu: "Kapalıçarşı ismiyle paralel bir atmosfer tesis etmelisiniz. Bunun için gerekirse çalışanların ve dükkan sahiplerinin folklorik kıyafetler giymesini de düşünmelisiniz."
27 Ocak 2002
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED