T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Amerika'ya kim inanır?

1991'de Irak, Kuveyt'i işgal ettiğinde, Amerika bilinen savaş kararını almıştı. Ancak gerekçesi haklı olmasına rağmen Amerikan yanlısı Arap yönetimleri; kendi halklarından korktukları için Washington'ın "birlikte savaşalım" taleplerine kolay kolay evet diyemediler.

Bunun üzerine Washigton; bazılarını (Mısır, Suriye, Lübnan, Ürdün...) para (ama peşin) bazılarını da tehditle yanına çekmeyi başardı.

Ama yine de tüm Arap ülkelerinin Başkan Bush'tan ortak bir talebi vardı: Ortadoğu ve Filistin sorununu çöz..

Arap liderlerine Dışişleri Bakanı Baker'ı gönderen Bush yazılı bir taahhüt vererek Ortadoğu ve Filistin sorununu çözeceğine ve Filistin devletinin kurulacağına söz verdi..

Savaşı Arap ülkelerinin parası (zoraki alınan yaklaşık olarak 600 milyar dolar) ve askeri desteği ile zaferle sonuçlandıran Bush, kısa bir süre sonra sözlü ve yazılı tüm vaadlerini unuttu.

Ondan sonra gelen yönetimler de, Amerika'nın geleneksel politikalarını sürdürdüler ve Şaron dahil Israil'in tüm terör politikalarına sahip çıktılar ve son Cenin katliamları hariç her gün 10-15 Filistinli'nin ölümüne katkıda bulundular, bulunuyorlar..

Aynı sıralarda Washigton; Türkiye'nin önemini biliyordu.

Başkan Bush, rahmetli Turgut Özal ile olan dostluğuna da güvenerek kısa bir süre içinde Türkiye'nin desteğini sağladı.

Amerikan uçakları Türkiye'den kalkıp Irak'ı bombaladı. Amerika'nın kışkırtması sonucu Türkiye sınırına yığılan yüzbinlerce Kürt göçmenini bahane eden Washington Türkiye'ye 'Çekiç Güç'ünü (yalnız 3 aylığına!) gönderdi.

O güç; o gün bu gün Türkiye'de bulunuyor ve 36. paralelin kuzeyindeki Kürtler'i korumakla meşgul!!

Yani bügünlerde bağımsız devlet kuracaklarından endişe edilen Kürtler'i!!

Tabiî bu arada Amerikalılar'la PKK arasındaki işbirliği (Türk basınına da yansıdı) ve daha sonra bölgede yaşanan problemler herkesin bildiği konulardır.

Başkan Bush ise rahmetli Özal'a verdiği hiçbir sözünü (siyasî, askerî ve ekonomik) yerine getirmedi. Kuveyt Emiri, bir Türk firmasına havaalanı inşaatını vermek istediğinde bile Bush müdahale ederek bunu egelledi...

Şimdi de babasının intikamını Irak'tan almaya kalkışan oğul Bush babasının yolunda giderek aynı talep ve sözlerle Ankara ile pazarlık yapıyor .

Gül hükümeti ise, geçmişin hatalarına düşmemek için oğul Bush'tan yazılı taahhütlerde bulunmasını istiyor.

Oysa Ankara'ya "Irak'ta federal sistem olmayacak" taahhüdünde bulunan Amerikalılar 17 Aralık'ta Londra'da düzenledikleri Irak muhalefet toplantısında Irak'ın federal sistemle yönetileceğini ve Türkmenler'in bir azınlık olarak kabul edilmesini herkese kabul ettirdi. Başka bir deyişle Amerikalılar geleneksel politikalarını sürdürerek Ankara'ya başka, Irak'taki Kürtler'e (ve diğer Sünni ve Şii gruplara) başka şeyler söylüyor ve taahhütlerde bulunuyorlar...

Işte bu nedenle Amerikalılar Ankara'ya verdikleri hiçbir sözü yerine getirmeyeceklerdir!

Nitekim Başkan Bush Ankara'ya verecekleri taahhütlerin Kongre tarafından onaylanmasının istenmesi durumunda bunun için 6-8 haftalık bir süre gerektiğini söylüyor.

Savaşın 3 hafta süreceğini ilan eden Bush demek ki, Türkiye'den istediği her şeyi alacak ve Kongre onay vermediğinde de "ne yapabilirim" diyecek ve verdiği hiçbir taahhüdü yerine getirmeyecektir.

Kongre onaylasa da durum değişmeyecek!

Tabiî bu arada Amerikalılar Irak ve bölge ile ilgili tüm planlarını uygulamaya başlamış olacak ve Türkiye beklemediği çok karmaşık ve oldukça zor durumlarla karşı karşıya bırakılacaktır.

Oysa herkes görüyor ki Amerikalılar kendi yarattıkları kurum ve kavramlara bile (BM, NATO, globalleşme...) artık saygı göstermemektedirler.

Amerikalılar kendi çıkarları ile çelişen her türlü yazılı ve sözlü tüm uluslararası kavramları hiçe sayarak yeni türden bir anlayışı herkese kabul ettirmek peşindeler:

"Amerika'ya boyun eğen kazanır."

Yani "Amerika'ya güven, gerisini merak etme sen..."

Bush ise; Türkler'e, Araplar'a, Kürtler'e, İranlılar'a diyor ki:

"Amerika; kanınızın son damlasına kadar savaşacaktır!" Tabiî o kan hâlâ suya dönüşmemiş ise!!

Not: Değerli okuyucularım, gösterdiğiniz sıcak ilgiye içtenlikle teşekkür ederim...


27 Şubat 2003
Perşembe
 
Dr. HÜSNÜ MAHALLİ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED