Elbette tanıyorsunuz; büyük bölümünüz "anti-Amerikan" bir geçmişe sahip olduğunuz için, bu satırların yazarından fazlasını biliyorsunuz...

Elbette aymaz bir "dost"la karşı karşıyasınız...

Elbette karşınıza geçip, "Ülkenizin içinden geçtiği ekonomik süreci ikimiz de biliyoruz. Tabii Washington yönetiminin IMF ve uluslararası finans çevreleri üzerindeki belirleyici gücünü de..." diyen ve yine ikinizin de bildiği bir başka gerçeğe, "devam etmekte olan" IMF programının Türkiye açısından taşıdığı "hayati öneme" atıf yapan eşhasla kurulacak ilişkinin zorluklarını derinden yaşıyorsunuz...

Elbette işiniz zor...

Ama biz "sorumluluk mevkiinde bulunmayanlar", biz "tuzu kuru efradı", son görevimizi yapalım da, siz yine bildiğinizi okuyunuz.

İşte büyük müttefikin 100 yıllık suç bilançosu (www.eflatunyarim.com sitesinden araklanmıştır):

1898'de Meksika'yı işgal etti, aynı yıl Küba'ya girdi.

1921'de Nikaragua'yı işgal etti. Başını Somoza'nın çektiği terör örgütünü kurdu. Direnişe geçen Sandino ile birlikte 300 kişiyi katlederek, 40 yıl sürecek "terör dönemi"ni başlattı.

1945'te Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine "atom bombası" atarak, 250 bin kişiyi öldürdü.

1955'te Endonezya, Laos ve Kamboçya'da çok sayıda kanlı CIA operasyonları düzenledi.

1956-59'da Küba'da 60.000 kişiyi Batista ile yürüttüğü operasyonlarda katletti.

1965'te işbirlikçi Suharto ile 1 milyonu aşkın Endonezyalı'yı yok etti.

Aynı yıl Dominik'e paraşütçülerini indirip, 10 bin Dominikli'yi öldürdü.

1975'te Vietnam'dan kovulduğunda arkasında milyonlarca (4 milyon) ölü ve sakat bıraktı. (ABD'nin Vietnam'a attığı 638 bin ton bomba, II. Dünya Savaşı'nda Avrupa ve Afrika'ya atılan bombaların yarısıdır!)

1970-75 arasında Kamboçya ve Laos'ta 1 milyon insanı katletti. 1973'te Şili'de CIA'in düzenlediği darbe ile binlerce kişiyi öldürdü.

Arjantin'de faşist generallerle birlikte 30 bin kişinin ölümünden sorumlu.

1983'teki Lübnan müdahalesinde binlerce Lübnanlı katledildi. Yine aynı yıl Grenada'yı işgal etti, yüzlerce insan can verdi.

1986'da Libya'yı bombaladı, 1000'e yakın sivil öldü.

1989'da Panama'da 5 bine yakın insanı öldürdü.

1991'deki Körfez Savaşı'nda Irak'a 12 bin sorti yaparak çok sayıda sivilin ölümüne neden oldu.

Latin Amerika'da bulaşmadığı savaş, katliam, "insan hakları ihlali" yok gibidir. 1946-1975 yılları arasında tam 215 kez "askeri güce" başvurdu.

Başka işler de yaptı:

1960, 71, 80 ve 97'de, ismi lazım değil, "dost ve müttefik" bir ülkede askeri darbe tezgahladı.

Afrika'da kabileler arası savaşı kışkırttı, milyonlarca "kara derili"nin ölümüne neden oldu.

Şimdi de, "demokrasi götüreceğim" dümeniyle, Irak'ı işgale hazırlanıyor.

Dışişleri Bakanı "Irak'ta tetiğin çekildiği an Türkiye'ye para gelmeli" demiş.

Ne utanç verici bir söz.

Biz Amerika'nın zallağı, yardakçısı, tetikçisi değiliz.

Biz bu utancı paylaşmak istemiyoruz.

Biz, sırıtkan bir pişkinlikle karşımıza geçip, "Eğer bu tezkere çıkmazsa, Kuzey Irak'ta neler olur, işte onu bilemeyiz!" diyenlerle kurulacak ilişkinin yararına inanmıyoruz.

MEHMET E. YAVUZ

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu