T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Tezkere geçerse, derhal seçim gerekir!

Gerekçesiz bir savaş bu. Gerekçe adı altında sunulan zırvaları kimsenin kabul etmediği, geçersiz saydığı bir savaş. Çünkü gerekçesi Buş'un karnında.

Her on kişiden dokuz buçuğu karşı olduğu halde, memleket toprağına Amerikan askerlerini ve silahlarını dolduracak olan bu tezkere "yüce Meclis"ten geçerse, Meclis'in yüceliği zedelenir.

Millet iradesine karşı çıkılmış, vicdanların sesine kulak verilmemiş, cesur davranılmamış olur.

Savaşa karşı çıkanları hiç kimse yok sayamaz.
On kişiden dokuz buçuğu, yüz kişiden doksan beşi, bin kişiden dokuzyüz ellisi...
Görüyorsunuz, nasıl da büyük bir çoğunluk.
65 milyonda, 61 milyon 750 bin kişi bu savaşı istemiyor...
Amerika tehdit ediyormuş.
Varsın etsin!
Ekonomik kriz doğarmış...
Zaten krizde değil miyiz?
Acı patlıcandan ne farkımız var?
PKK ya da KADEK, her ne naneyse, terör eylemleri başlatırmış...
Onunla da başetmesini biliriz.
Kimse Türkiye'nin gücünü küçümseyemez.
Türkiye bu savaşa karşı çıkmak zorundadır.
Tek başına kalsa bile.
Üstelik malum, tek başına değiliz.
Fransa, Almanya, Rusya, Çin, Suriye ve daha pekçok ülke var.
Savaş yanlısı olan Amerika ve İngiltere'de bile yapılan gösteriler, aklı başında her yöneticiyi tereddüte düşürecek boyutta.

* * *

Milletin saygıdeğer vekilleri...

Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulmasını savaş sebebi saydığımızı yıllardan beri bağırıp dururken, bugün kendi elimizle o amaca hizmet edemeyiz.

Şehit kanlarıyla bedel ödeyerek sahip olduğumuz toprakları, bir tezkereyle Coni'lere, Toni'lere açamayız.

Eğer boyun eğerseniz, millet affetmez, tarih affetmez, coğrafya affetmez!

Millet iradesini yansıtmayan, millet iradesinin aksine oy kullanan ekibin, vakit geçirmeden tasfiye edilmesi gerektiği ortaya çıkar. Seçmeninize hesap veremezsiniz.
Bırakın hesap vermeyi, yüzüne bile bakamazsınız.
İçinize sindiremiyorsanız, dışınıza da sindirmeyin.
Zoraki oy vermek zorunda değilsiniz.

Bir yanda Coni'ler, Toni'ler, bir yanda Ahmet'ler, Mehmet'ler, Hasan'lar, Hüseyin'ler, Mustafa'lar... Bunu da hesaba katın.

Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın!..

Bu uyarıyı yapmayı, insanî bir görev biliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.

Eğer her şeye rağmen evet derseniz, kimseden saygı maygı beklemeyin.

Ondan sonra çıkar, "Bu işler nasıl işler... Benden habersiz işler" diye dövünürsünüz, Mustafendi gibi.

Atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra, ne yapsanız boş.
Tezkereyi alan da Irak'a geçmiş olur.
Size "geçmiş olsun" demek istemiyorum yarın.
Teşekkür etmek, tebrik etmek istiyorum.
İşler, sizden habersiz işlemesin.
Amerika'ya yiğitçe karşı çıkın, tarihe geçin, heykelinizi dikelim.

HAVLUDAKİ KİR

Elimizi yıkadıktan sonra sildiğimiz havluların niçin kirlendiğini sormuştuk. Açıklaması Dr. Sema Ovalı'dan geldi.

Havlular, ellerimiz kirli kaldığı için kirlenmez. Havluya her silişimizde, derimizin üst tabakalarında bulunan ölü hücreler havluya geçer ve zamanla havluda birikir. Islak havlu zemininde bu hücrelerle beslenen mantarlar ortaya çıkar. Bu mantarların artmasıyla birlikte, tıpkı küflenmede olduğu gibi, siyah bir renk ortaya çıkar.

Tabii ki bu durum da enfeksiyon açısından tehlikelidir. Kâğıt havluları bir kez kullanıp attığımız için böyle bir durumun ortaya çıkması düşünülemez. Bu yüzden havluların daha "kirlenmeden" değiştirilmesi sağlık açısından çok önemlidir.

ANTİPATİK

Değişik ülkelerde ABD büyükelçileri araştırma yaptırmış. Dünyanın en antipatik lideri olarak ortaya çıkan isim, Buş.

Bunun için o kadar masraf etmeye hiç lüzum yoktu aslında. Herkesin mâlûmu.

Hiç sevilmeyenlerin başında geliyor. Saddam'dan bile yukarıda. Aynı zamanda en salak!


BARZANİ MEYDAN OKUYORMUŞ.
TALABANİ DE POSTA OKUSUN.


27 Şubat 2003
Perşembe
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED