AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Ortadoğu'dan haberler!!

Her zaman olduğu gibi Türk medyası Ortadoğu'da olup bitenlerle ilgili değil.. Bunun bir çok kasıtlı ve kasıtsız nedeni var.. Ancak bunlar arasında en önemlileri ise Türkiye'nin yönünü batıya çevirmesi, Türkler'in Araplar'dan uzaklaşması ve Arapça'nın bilinmemesidir ..

Bugün bile hiçbir Türk medyasının (ajans, gazete ve televizyon) Arap ülkelerinde muhabiri bulunmamaktadır..

Oysa aralarında El-Cezire, El-Arabiye ve MBC gibi televizyonların da bulunduğu en az 30-35 Arap televizyon, radyo, ajans ve gazetesinin halen Türkiye'de muhabiri bulunmaktadır.. Ama NTV, CNN-Türk ve Hürriyet'in yalnızca İsrail'de muhabirleri var..

Ancak çok başarılı gazeteci olmalarına karşın zaman zaman İsrail'de olup biten önemli olayları her nedense Türk kamuoyuna aktarmıyorlar.. Veya aktarıyorlardır da müdürleri bu haberleri kullanmıyordur..

……….

Geçtiğimiz hafta Başkan Bush'un ulusal güvenlik danışma Gondalisa Rice Yedeot Ahranot gazetesine bir demeç verdi..

Rice bu demecinde İsrail'e ve Yahudiler'e övgüler yağdırdıktan sonra bakın ne diyor:

'İsrail'in güvenliği yalnız Ortadoğu'nun değil tüm dünya barış ve güvenliği için çok önemlidir. Amerika İsrail ile aynı ve ortak değerleri paylaşmaktadır. Biz Amerikalılar Yahudiler'in devleti olarak gördüğümüz İsrail'in güvenliğinden kendimizi sorumlu kabul ediyoruz. Şaron yalınz Amerikan yönetimi değil aynı zamanda Amerikan kamuoyu tarafından takdir ve hayranlıkla izlenmektedir..

……….

Yine geçtiğimiz hafta İsrail'de Irak asıllı bir grup Yahudi biraraya gelerek 1940'lı yıllarda kaçtıkları 'ülkelerine' dönmenin olanaklarını araştırdılar.

Aralarında emekli askerlerin de bulunduğu bu Yahudiler Londra'ya giderek orada bazı Iraklı ve Amerikalılar'la bir araya geldiler.. Aynı Yahudiler savaş sırasında ve sonrasında Irak'ı gizlice ziyaret eden MOSSAD elemanlarının ve hahamların raporlarını da değerlendirerek Ağustos ayında Irak'a gitme hazırlıklarına başladılar..

Toplantıya katılan Yahudiler'in tespitlerine göre yaklaşık olarak 15 bin Yahudi (bazıları Iraklı Kürt) izin verilmesi durumunda Irak'a dönmek istiyor. Tabiî bu arada Irak'taki yeni yönetimin de ilk iş olarak İsrail'i tanıması için özel çaba harcanacak!!

…….

Ancak İsrail'den gelen haberlere bakılırsa Şaron Irak'taki gidişattan memnun değil.. Şaron Amerikan yönetimine başvurarak Ahmet Çelebi'yi şikayet etmiş. Irak'ta yeni yönetimin başına geçmesi beklenen Çelebi 1990 yılından itibaren İsrailliler'le ilişki içindedir. Sık sık İsrail'e de giden Çelebi son günlerde Irak'taki iç dengelerleri de gözeterek Yahudiler'e verdiği sözlerden yan çizer gibi olmuş.. Bu da Şaron ve yandaşlarını sinirlendirmiş ve Çelebi'nin önünü kesmek için yoğun bir çaba içine sokmuştır.. İsrailliler şimdi de Çelebi'ye alternatif arıyorlarmış!!

………..

Aynı sıralarda İsrail yönetimi Ürdün üzerinde baskısını sürdürüyordu.. İsrailliler Kerkük-Musul-Hayfa petrol boru hatının Kerkük-Ceyhan'a alternatif olarak yeniden faaliyete geçirilmesi için yoğun bir çaba içindeler..

İsrailliler Irak'ta Saddam yönetiminin düşürülmesinden sonra bu petrol boru hattının açılması için Amerikalılar'la yoğun bir diyalog sürdürüyorlar.. Ancak Ürdün topraklarından da geçen boru'nun faaliyete geçmesi için Ürdünlüler'in de onayı gerekiyor. Ürdün yönetimi ise İsrail-Filistin barışı olmadan ve İsrail'in işgal ettiği tüm Arap topraklarından (Güney Lübnan ve Golan tepeleri) çekilmesi tamamlanmadan bu geçişe izin vermeyeceğini ilan etti. Ürdün yönetimi ülke nüfusunun % 75'ni oluşturan Filistinliler'in tepkisinden korkuyor.

İsrailliler ve Amerikalılar Filistinliler'den korkmaması için Ürdün yönetimine telkinlerde bulunuyorlar.. Bu da yeterli olmayınca ekonomisi bozuk olan Ürdün'e kesenin ağzını açmaya hazırlanıyor..

İsrailliler kafalarına koydukları bu planı gerçekleştirmek için her şeyi göze almışa benziyorlar.. Çünkü Irak'tan gelen petrol, enerji harcamalarını % 25 oranında azaltacak..

İşin bir de manevi değeri var Yahudiler açısından..

Bu petrol kendi ataları(!) olan Yesrael (Yakup) ve Abraham'ın (İbrahim) doğup yaşadığı topraklardan gelecek ..

Yani o topraklarda bulunan Fırat ve Dicle suları kadar kutasaldır!

……..

Yine geçtiğimiz hafta içinde Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powel Suriye'yi ziyaret etti.. Amerikalılar Suriye'ye 'kitle imha silahına sahip olmak ve Hamas, Cihad ve Hizbullah gibi terörist Filistin örgütlerine destek vermekle' suçluyorlar..

Powel-Şara görüşmelerinde bu ve diğer konular ele alındı..

Şara ise İsrail işgal ettiği tüm Arap topraklarından çekilmedikçe ve Filistin devleti kurulmadıkça Suriye'nin Filistin halkına ve onun yasal temsilcisi tüm örgütlere olan desteğinin devam edeceğini açık ve net olarak anlattı.

Konu kitle imha silahlarına gelince Şara misafiri Powel'e bir teklifte bulundu:

'Madem ki Suriye'nin kitle imha silahlarına (nükleer, biyolojik ve kimyasal) sahip olduğunu söylüyorsunuz o zaman gelin bizim BM'ye verdiğimiz teklifi destekleyin.. Biz tüm Ortdoğu'yu bu silahlardan arındırmak koşulu ile ülkemizi uluslararası denetime açmaya hazırız.. Aynı şeyi İsrail'in de yapmasını sağlayın ve samimi olduğunuzu herkese kanıtlayın' ..

Powel'in yüzünün ne renk ve hal aldığını bilmiyorum ama toplantıda bulunanlar bana Powel'ın konuyu hemen değiştirmeye kalkıştığını söylediler..

Çünkü Powel biliyordu ki Ortadoğu'da yalnız ve yalnız İsrail'de bu tür silahlar var ve yine İsrail'in elinde tüm Arap şehirlerini vurabilecek kapasitede 500 civarında nükleer, biyolojik ve kimyasal başlıklı füze bulunmaktadır..

1973 savaşında bir ara zor durumda kalan İsrail bu füzeleri Kahire, Şam ve başka Arap şehirlerine doğru fırlatmaktan son anda vazgeçti!!

Oysa son savaş öncesinde Türkiye'yi Amerika'nın yanında Irak'a karşı savaştırmak isteyen bazı çevreler Saddam'ın elinde İstanbul ve Ankara'yı vurabilecek kapasitede füzeler olduğunu söylüyorlardı..

Merak ediyorum da acaba ne oldu bu füzelere ve füzelerin varlığından emin olan bu yalancı çevrelere!!

Boşuna söylememişler 'yalancının mumu yatsıya kadar yanar'.

Tabiî yatsının ne anlama geldiğini biliyorlarsa!!


7 Mayıs 2003
Çarşamba
 
Dr. HÜSNÜ MAHALLİ


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED