Nadide KABLAN : Benim karşılaştığım sorun İstanbul Bölge Müdürlüğü tarafından dahi olumlu veya olumsuz sonuçlandırılamadı. Doğrusu çözülebileceğine inancımı neredeyse kaybetmek üzereyim. Sorunum özetle şöyle: "SSK 'dan emekli bir bayanım. Eşim 13/04/2003 tarihinde rahatsızlandı. Vakıf Gureba Hastanesi, yüksek tansiyona bağlı beyin kanaması teşhisiyle Özel Anadolu Çınar Hastanesi'ne sevk etti. Hastanenin SSK ile anlaşması var. Eşim yoğun bakıma alındı. Çalışamayan (daha önce 1997 yılında beyin ameliyatı geçirmişti) ve hiç bir sosyal güvencesi olmayan eşim 55 yaşında olduğu için tarafımdan bakımlı sağlık karnesi almam için Sağlık Kurulu Raporu almam istendi. Bölge Müdürlüğü'nün Sağlık Raporu Talep yazısı ile İstanbul Eğitim Hastanesi (Samatya SSK) Sağlık Kuruluna müracaat ettim. Fakat Kurul Başkanı hastayı görmeden rapor veremeyeceklerini, hastayı oraya getirmemiz gerektiğini ileri sürdü. Hastanın yoğun bakımda olduğunu, Kurula getirilmesinin mümkün olmadığını belirterek Özel Anadolu Çınar Hastanesi'nin uzman hekimince onaylanmış epikriz raporunu beyan ettim. Buna rağmen Kurul Başkanı "iyileştiği zaman gelir raporunu alır!" gibi anlamsız bir tepkide bulunarak olumlu - olumsuz hiç bir işlem yapmadı. İstanbul Eğitim Hastanesi Başhekimi'nden tutun da İstanbul Bölge Müdürü'ne kadar derdimi her yere anlatmama rağmen hiç bir sonuç alamadım. Eşim 17/04/2003 tarihinde vefat etti. Halen uğraşmama rağmen en ufak bir ilerleme kaydedemedim. Eşimin acısı ile birlikte Anadolu Çınar Hastanesi de teşhis ve yoğun bakım ücretlerini benim ödememi istemektedir. Sorunumun nasıl çözüleceği ile ilgili bilgi verebilirseniz minnettar kalırım."

*Okurumuz, sağlık karnesi çıkaramadığı için eşinin tedavi giderlerinin ödenmesi sorununu çözememiştir. SSK, Mevzuat ve genelgelerle belirlenen uygulamalar doğrultusunda kadın sigortalının kocasına sağlık karnesi vermesi gerekmektedir. Okurumuz, SSK Yönetim Kurulunun 24.12.1998 tarih ve X-4932 sayılı Kararına istinaden yayınlanan SSK Genel Müdürlüğü'nün 29.01.1999 tarih 3-139 ek sayılı genelgesi gereğince harcamalarını yazılı olarak ilgili sigorta biriminden talep etmeli ve buna rağmen ödenmezse dava açmalıdır.

506 Sayılı Kanun'un "SİGORTALININ GEÇİNDİRMEKLE YÜKÜMLÜ OLDUĞU KİMSELER" başlıklı 106. maddesinde;"a) Karısı, çalışamayacak durumda malul veya 60 yaşını doldurmuş kocası" denilmiştir. SİGORTALININ EŞİ: Sigortalı kadın ise;506 sayılı Kanunun 106. maddesine göre, kadın sigortalının geçindirmekle yükümlü olduğu ve çalışamayacak durumda malûl veya 60 yaşını (4447 sayılı yasa değişikliğinden önce 55 olan yaş şartı, 60' a çıkarılmış ve bu hüküm 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.) doldurmuş kocasının sağlık yardımlarının karısı üzerinden sağlanabileceği ifade edilmiştir. 506 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1.3.1965 tarihinden bu yana Sosyal Sigortalar Kurumu'nca yapılan uygulamada; sigortalı kadının sigortalı olmayan kocası sağlık yardımlarından yararlandırılmamıştır. Ancak, bir Sosyal Güvenlik Kuruluşuna tabi olarak çalışmayan, dolayısıyla sağlık sigortası yardımlarından yararlanmayan kocaların eşlerinden dolayı gerek 5434 sayılı T.C Emekli Sandığı Kanunu ve gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununun sağlık sigortası ile ilgili hükümlerinden herhangi bir şarta bağlı olmaksızın yararlandıkları göz önüne alınarak ve Sosyal Güvenlik Kuruluşları arasında yapılan yardımlar açısından norm birliğinin sağlanması bakımından kadın sigortalıların başka bir Sosyal Güvenlik Kuruluşuna tabi olarak çalışmayan ve sağlık yardımlarından yararlanmayan sigortalı kadının kocasının Sosyal Sigortalar Kurumu sağlık yardımlarından yararlandırılmaları, SSK Yönetim Kurulunun 24.12.1998 tarihli, X-4932 sayılı kararına istinaden yayınlanan SSK Genel Müdürlüğü'nün 29.01.1999 tarih 3-139 ek sayılı genelgesi gereğince, mümkündür. Anılan genelge doğrultusunda Kurum tarafından ödeme yapılmaması halinde, okuyucumuz, görevli iş mahkemesinde dava açarak hakkını talep etmelidir.

TAHSİN SINAV

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu