AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Ak Parti ve AB tabanlı siyaset

Irak savaşı, sanılanın ve korkulanın aksine ekonomide ya da bölgesel ilişkilerde değil, üzerinde pek de fikri egzersiz yapılmayan bir alanda etkisini gösterdi ve Avrupa Birliği sürecini geriletti. 3 Kasım'dan hemen sonra yola AB turlarıyla koyulan ve ard arda 3 uyum paketini Meclis'ten geçiren hükümet için, bu gerçekten de bir talihsizlikti. Türkiye'nin bir yandan Amerika ile kararsız denge üzerine kurulan ilişkileri, öte yandan da Avrupa'nın lideri pozisyonunda olan Almanya ile Fransa'nın, Ankara'yı cesaretlendirmek yerine denklem dışı tutma eğilimleri ve tabii ki Kıbrıs'ta faturası bize çıkan çözümsüzlük Brüksel'le ilişkilerde bir fetret dönemi yaşanmasına yol açtı. Türkiye, Kuzey'de patlak veren büyük savaşı sıyrıksız atlatmaya çalışırken Batı'daki yürüyüşünde zaman kaybetti.

Ortalığın yatışmaya başladığı şu günlerde Türkiye, yeniden dış politika normallerine dönüyor. Bu dönüş, AB sürecinde en kritik eşik olan Kıbrıs sorununun çözümü konusunda de facto gelişmelerin yaşanmaya başladığı bir dönemde yaşanıyor.

Yeniden yola koyulmak

Öncelikle AB, hem Başbakan'ın hem de Dışişleri Bakanı olmak üzere diğer hükümet üyelerinin gündelik politika jargonuna dahil olmaya başladı. Buna paralel olarak 6. uyum paketi de Meclis gündemine geldi. Daha önemlisi, önce KKTC'nin sınırları açması, ardından da Rum Kesimi'nin Annan Planı'nı yeniden görüşmeye hazır olduğunu açıklaması ile birlikte, Kıbrıs engelinin aşılması için yabana atılamayacak bir fırsatlar dizisi ortaya çıktı. Herkes, sınırları açılmış Kıbrıs'ta çözümün artık daha fazla ertelenemeyeceğini görmektedir.

Kıbrıs'ta "çözüm" de Türkiye-AB ilişkilerindeki en önemli sorunun bertaraf edilmesi demektir. Bu gelişmenin başka bir anlamı da Türkiye ile üyelik müzakerelerinin başlaması için Birliğin elinde başka bir mazeret kalmaması olacaktır. İster sadece iki toplumun ihtiyaçları doğrultusunda, ister de Türkiye'nin AB takvimi şartına bağlı olarak çözülsün, Kıbrıs'ta hesabın görülmesinin ardından Avrupa'nın Türkiye konusunda samimiyet sınavı başlayacaktır.

Kesin çözümün elde edilebilmesi için Türkiye'nin şimdiden sonra en makul politik hareket tarzı, hem Kıbrıs'ta çözümü hem de Kopenhag kriterlerinin tamamının hayata geçirilmesini zorlamaktır.

Aynı tarz, iktidarda bulunan Ak Parti için de makuldür...

Makuldür çünkü, AB hedefi bir bütün olarak Türkiye'nin olduğu kadar Ak Parti'nin de politik hedefidir. Bu yüzden, ayak sürümenin ya da kaybedilen onca yılın ardından hala konuyu zamana yaymanın bir anlamı yoktur.

Siyaseti AB'ye yaymak

Ak Parti için bu konu ayrıca, iç siyasetteki muhtemel daralma projeksiyonu açısından da fırsatlar sunmaktadır. Bu partinin vaadettiği değişimin sınırları esasen AB kriterleriyle örtüşmekte ve özellikle tam demokrasinin tahakkuku için Ankara'nın önünde "görünür gelecekte" tam üyelikten daha net bir seçenek de bulunmamaktadır.

İşin bir tarafı, yani normal prosedürün işleyişi böyle...

Öte tarafta, içeride iktidara ait bir siyaset dilinin gelişmesi açısından da AB perspektifinin korunması zarureti vardır. Ak Parti hükümeti, icra ağırlığını ekonomi yönetimine kaydırarak bir anlamda kendi siyaset alanını bilerek isteyerek daraltmaktadır. AB süreci ise, hem ilerlemesi kolay hem de kamuoyunun desteğinin rahatlıkla elde edilebileceği bir siyaset güzergahı olarak hazırlop bir lokmadır. Ak Parti, siyaset deklare etme sorununu bu yolla gidermeyi, siyaset alanını Avrupa tabanına yaymayı denemelidir. Türk siyaseti de zaten çoktandır, Türkiye sınırları içinde başlayıp biten bir süreçten çıkmıştır.

Özellikle, siyaset dışı iktidar odaklarının her fırsatta iktidarı köşeye sıkıştıracağı belli olan tarzına karşılık içinde demokratikleşme olan her türlü adım Ak Parti'nin işine yarayacaktır.

Bir taşla, hem vaadettiği AB sürecini hızlandırmış, hem de içerdeki konvansiyonel siyaset çatışmasında daha az enerji tüketmiş olacaktır.


7 Mayıs 2003
Çarşamba
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED