AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Bedelli askerlik

Dönem dönem, bedelli askerlik uygulamasının yeniden çıkacağına dair söylentiler yayılır. Resmî makamların da kulağına ulaşır, basında da yer alır bedelli askerlik konusu.

Öyle bir durumda, "söylentiler asılsızdır" şeklinde açıklama yapılır.

Eskilerden bazıları itiraz eder askerliğin bedelli oluşuna. Biz gittik, şu kadar sene askerlik yaptık, herkes yapsın görüşündedirler.

Fikrimce böyle düşünenlerin dayanakları pek tutarlı değildir.

Belli bir süre temel askerlik eğitimini aldıktan sonra kalan kısmını işine dönerek geçirmek isteyenler, sivil hayatta verimli, kazancı yüksek konumdaki kişilerdir.

Aylarca asker ocağında vakit geçirmektense, tespit edilen bedeli ödeyerek orduya daha ciddi bir katkıda bulunması çok daha mantıklıdır.

Üstelik bugünkü şartlarda orduların gücü, asker sayısının çokluğuyla değil, elindeki silahların modernliğiyle ölçülmektedir.

Ordular için en önemli vasıf caydırıcılık kabul edildiğine göre, bu vasıf sayı üstünlüğüyle değil, nitelikle kazanılmaktadır ve orduların modern silahlarla teçhiz edilmesi de sadece paraya bağlıdır.

Bir başka önemli husus ise, şayet vatan savunması söz konusu olacaksa, öyle bir durumda yediden yetmişe herkesin gönüllü asker olacağı yüzde 99 gibi yüksek bir kesinlik arzetmektedir.

Geleceğin suçlusunu yetiştirmenin en basit kuralları

Daha küçükken çocuğa istediği herşeyi vermeye başlayın! Bu şekilde o, herkesin onun geçimini sağlamak zorunda olduğuna inanacaktır.

Kötü sözler söylediği zaman gülün! Böylece o kendisinin akıllı olduğuna inanacaktır.

Ona düşünmeyi ve beynini kullanmayı hiç öğretmeyin! 21 yaşına gelince kendi kararlarını, kendisi versin diye bekleyin!

Yerde bıraktığı herşeyi kaldırın; kitaplarını, ayakkabılarını, kıyafetlerini... Onun için herşeyi siz yapın ki; bütün sorumluluklarını başkalarına yüklemeye alışsın!

Onun gözünün önünde sık sık kavga edin ki; bu sayede aile bir gün parçalanırsa çok fazla üzülmesin.

Ona istediği kadar harçlık verin ki; hiçbir zaman kendi parasını kazanmanın ne olduğunu öğrenmesin.

Yiyecek, giyecek ve konforla ilgili bütün arzularını yerine getirin ki; istediklerine ulaşmak için çalışmak gerektiğini öğrenmesin.

Komşulara, öğretmenlere, polislere karşı daima onun tarafını tutun ki, onların hepsine karşı peşin hükümleri oluşsun.

Bütün bunları ve benzerlerini yaparak yetiştirdiğiniz çocuğunuz bir gün suç işlerse, kendisinden özür dileyin! Ama onu felaket dolu bir hayata hazırladığınız için kendinize teşekkür etmeyi ihmal etmeyin!!

(Bu belge, Houston Polis Müdürlüğü tarafından hazırlanmış ve kentteki tüm evlere ve okullara dağıtılmıştır.)

AKYAVRUM, MİKROPKOS

Küçük çocukların bazı kelimeleri düzgün telaffuz edemeyişleri normal karşılanır. Fakat nadir de olsa, kimi yetişkinler de bazı kelimelerde hataya düşer.

Tanıdığım birisi, ki kendileri mühendistir, öyle kelimelerde takılırdı ki etrafta bulunanlar gülmekten kırılırdı.

Mesela "akvaryum" diyemezdi, "akyavrum" derdi.
Kasten değil, dili dönmediği için.
"Mikroskop" diyemez, "mikropkos" derdi.
Bir gün sordum; niye mikropkos dediğini.
Mantıklı bir açıklamada bulundu:

- Mikropları görmek, incelemek için yapılan alet olduğunu düşündüğümden öyle belledim ve mikropkos demeye alıştım küçüklüğümde; sonradan düzeltemedim.

ATALARIN İLERİ GÖRÜŞÜ

Atalarımızın ne kadar ileri görüşlü olduklarının farkında mısınız?

Bir düşünün, eğer Ortaasya'dan göç yoluyla bin küsur sene önce buralara gelmeseydik, bugün Çin'le komşu olacaktık ve SARS denen hastalıktan kırılacaktık.


7 Mayıs 2003
Çarşamba
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED